Yelkovan kuşları

BOĞAZ’da, suyun iki parmak üstünde, sürüler halinde Karadeniz’den Marmara’ya, Marmara’dan Karadeniz’e uçan kuşları yazmıştım geçenlerde... Adını, özelliklerini bilen var mı diye sormuştum...

Öyle çok e-mail geldi ki...

Sürpriz oldu benim için açıkçası. Kuşlara falan meraklı kimse kalmadı zannediyordum. Enseyi fazla karartmışım demek bu konuda. Gerek yokmuş bu kadarına.

Moralim düzeldi vallahi. Sevgili Bekir Coşkun, senin de yüreğine su serpilsin!

***

Ben onlardan ummuyordum bu kadar ilgili olmalarını, onlar da benim bu kadar ilgisiz olmamı ummuyorlarmış. ‘Yeni mi fark ettiniz?’ diye sitem edenler var.

Buna karşılık baktığım, gördüğüm, fark ettiğim için tebrik edenler çoğunlukta.

Bir de benim gibi ilgili ama bilgisiz olanlar var. ‘Bize de söyleyin ne kuşuymuş bunlar’ diyorlar.

Sonra yanlış bilenler var. Mesela ‘Karakul kuşu’, ‘Deniz kırlangıcı’ diyenler...

‘Ya onların dediği doğruysa’ diyeceksiniz. O da var tabii ama geri kalan yüz kişinin yanlış biliyor olması ihtimali zayıftır değil mi? Hem bunların arasında Ege Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu’yla İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu da var. ‘Karakol kuşu’ diyen okurumsa Boğaz kıyısında bir restoranın garsonundan almış bilgiyi.

***

Uzatmayayım, Fırtına takımından Yelkovan kuşlarıymış benim kuşlar.

Yıl boyu Akdeniz’i dolaşırlarmış.

Küçük, koyu renk sırtlı, beyaz karınlı olurlarmış.

Siyah ve sarı gagalı olanları varmış. Boğaz’dakiler sarı gagalıymış.

Nisan sonunda yumurtlamaya başlarlarmış. Kuluçka zamanı ada ve sahillere sığınırlarmış.

Uzun ömürlüymüşler. Ama ne kadar, kimse belirtmemiş.

Tekeşliymişler.

Yumuşak toprağı oyarak yuva yaparlarmış kendilerine... Yuvalarını gece ziyaret ederlermiş.

Küçük balıklar, küçük kabuklular ve deniz yüzeyindeki artıklarla beslenirlermiş.

Uzun mesafe göçerleri olarak bilinirlermiş.

Sesleri ağlayan ya da iç çeken insan sesine benzermiş.

Karadeniz’de veya Adalar’da evleri olduğu sanılmakla birlikte henüz yeri bilinmemekteymiş.

Bu kadar yeter sanırım. Daha fazlasını merak eden zaten çoktan bu işlerin içine girmiş olurdu herhalde.

***

A, teessüf edenleri unutuyordum...

Orhan Veli’nin ‘Gün olur alır başımı giderim/ denizden yeni çıkmış ağların kokusunda/ şu ada senin, bu ada benim- yelkovan kuşlarının peşi sıra’ dizelerini bilmediğim için teessüf edenleri...

Ben de onlara teessüf ediyorum. Demek beni her zaman okumuyorlar. Çeşitli vesilelerle kaç defa söyledim şiirle çok haşır neşir olmadığımı. Hele şiir belleğinden tamamen yoksun olduğumu... Ayrıca Orhan Veli’nin bu şiirini hatırlasam bile o kuşların bu kuşlar olduğunu anlamayabilirdim.

Herkese teşekkürler... En hakikisinden.

MIŞ-MUŞ

Diyet erken öldürüyormuş.

Bu haber diyetisyenlerin erken ölümüne sebep olabilir esas.

Diana oğul Kennedy ile de beraber olmuş.

Gözünü toprak doyurdu mu, onu merak ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları