Huzur

Huzur hırsızlığı diye bir şey varmış meğer. Ne fena bir hırsızlıkmış.

Haberin Devamı

Bizim huzurumuz çalındı!
Ayağımızın altından zemin kaydı. Uyansam ve bu yaşadıklarımızın hiçbir olmamış olsa. İnanamıyorum olanlara. İnanmak istemiyorum. Bünyem almıyor. Zaten kısa bi hayat.
Yaşayıp ölüp gideceğiz.
Hem de hepimizin gideceği yer belli.
Sadece huzura ihtiyacımız var şu kısacık ömrümüzde.
Huzur lazım başka bi şey değil!
Müzik olsun, doğa olsun, ağaçların serinleten gölgesi olsun, arkadaşlarımız olsun...
Sağlık olsun.
Zeytin olsun!
Aşk olsun.
Yonca
“huzur duası”

Çaba, azim, sabır dayanıklılık adına

O kadar çok çabalıyorum ki “normalleşmek” için. 
Başka ne yapabilirim, ne yapabiliriz ki?
Bu yazıyı yazmaya oturduğum anda OHAL ilan edildi.
İçimden hiçbir paylaşımda bulunmak gelmiyor diye yazmıştım Instagram’da iki gün önce ve şöyle devam etmiştim:
“Peki hayatım durdu mu? 
Duraksadı, çok sarsıldı ama hayır, durmadı. 
Umutlu insanlar için durmak yok, üzerinde yalan duruyor o durma giysisi. 
Kısa sürüyor bi şekilde içindeki boşluk. 
Çünkü bi kere daha anladım ki ben harbiden hayatı, ülkemi, inandığım ve yaptığım her şeyi inanılmaz seviyorum. 
Düşündürücü olan esas şeyse şu:
Bu ülke insanı istem dışı ikiyüzlülüğe itiyor. Ha bunun farkındaysan başka, değilsen daha başka bir durum.
Esas bu üzücü.
Ve ben, farkındalıklı ikiyüzlülükten daha çok ürküyorum.
Gözümün içine baka baka ikiyüzlülük yapılmasından...
Bir de, öylesine hadsiz, dengesiz bir öfke ve şiddet seviciliği var ki, kanımı donduruyor. Ruhunu özgür bırakmıyor ve dürüst olmanı kötü niyetiyle engelliyor o kara bulut...
Beni en çok düşündüren de bu. 
Kucaklamak için değil, acıtarak çakmak için yaşayan insanları izlemek, tanıklık etmek beni en çok etkileyen.
Bütün bunlar arasında hala daha “Sağlam kafa sağlam bedende bulunur” inancım sonsuz ve çok güçlü.
Öfke, şiddet, üzüntü yerine sporu ve doğayı koyunca kimyan değişiyor çünkü.
Lütfen derin nefesler alın.
Lütfen kendinize iyi gelen şeylerden asla vazgeçmeyin, esas şimdi daha çok yapın onları.
Doğaya bakın ne kadar hızlı kendini yeniden doğuruyor izleyin, inanın.”
G G G
Ve, siz bunları okurken, ben de yine 6 gün boyunca koşacak olduğum Runfire Cappadocia için yola çıkıyorum.
Kalbime oturan yüklerimi, kaybettiğim huzurumu, çözüm odaklı yüreğimi Anadolu’nun kalbinde yeniden kendine getirip arınıp doğmak için...
Sabırla, azimle, umutla çabalamaya devam...
Devam devam devam...
Yonca
“gayret”

Yazarın Tüm Yazıları