Hangi koalisyon?

MHP tercihini açıkça ifade etti, “ana muhalefet” konumunda olmak istiyor. MHP’nin siyasi çizgisini ve seçimlerdeki temel vurgularını dikkate aldığımızda, bunda bir sürpriz yok.

Haberin Devamı

Kandil’in gayriresmi ortak olacağı bir AKP-HDP koalisyonu, dış politika, iç politika ve hatta ekonomi konularında bile 76 milyonun önceliklerine uygun bir hükümet programı oluşturamaz. HDP’li bir koalisyona ihtimal de vermiyorum, doğru da bulmuyorum.
Bu durumda iki seçenek var: Ya erken seçim, yahut AKP-CHP koalisyonu.


ERKEN SEÇİM?!


İş dünyasının görüşlerini “sermaye çevreleri, patronlar” diyerek dar bir kesimin çıkarlarıymış gibi görmek yanlıştır. Ekonomi sıkıntıya girerse en çok dar gelirliler zarar görür.
TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD gibi önde gelen kuruluşların uyarıları ülke ekonomisi içindir. İcraatçı bir koalisyon kurulmasını istiyorlar.
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak’ın Hürriyet’teki açıklamaları bütün siyasilere uyarı niteliğindedir:
“Erken seçim dediğinizde bu en erken 15 Kasım. Sonuçları açıklanacak, yeni hükümet kurulacak, geldi aralık. 2015 yılını kaybettik. Hatta (sandıktan) daha zor koalisyonlar bile çıkabilir. Bu da 2016’nın bile kaybedileceği anlamına gelir.”
Kaç yüz bin yeni işsiz demektir bu?!
Olpak haklı olarak, “uzatırsanız hanginiz göreve gelirseniz gelin, tıkanmış bir sistemin başına geleceksiniz” diye de uyarıyor.
Erken seçim olmayacaksa, AKP ve CHP’den başka seçenek gözükmüyor.

Haberin Devamı


DAVUTOĞLU VE KILIÇDAROĞLU


Başbakan Davutoğlu şöyle diyor:
“Elimizden geleni yapacağız. Kapımız, zihnimiz, kulağımız, gönlümüz kimseye kapalı değil, herkese açık.”
Kılıçdaroğlu’nun sözleri de şöyle:
“Katı tutumlar doğru değildir. Siyaset gri alanların yoğunlukta olduğu bir kurumdur. Siyasette siyah ve beyaz alanlar azdır, yoktur, olmamalıdır.”
Her iki liderin de bu sözleri “kitle partisi” kavramına ve siyasi rasyonalizme uygundur. Sorun ideolojik önyargıları aşabilmektir. Bu noktada yine MÜSİAD Başkanı Nail Olpak’ın sözlerine dikkat çekmek istiyorum:
“Bu tabloda daha kolay sonuçlanabilecek koalisyon formülü AK Parti-MHP’dir. Buna göre daha zor sonuçlanabilecek olan AK Parti-CHP’dir ama zorlukları olmakla birlikte gerçekleşebilirse daha yaygın ve ömrü itibarıyla daha doğru bir koalisyon olabilir.”
MÜSİAD ve TÜSİAD bu konuda aynı görüşteyse, politikacıların da ideoloji değil, ekonomi öncelikli bakmaları gerekiyor.

Haberin Devamı


İKİ KRİTİK KONU


AKP-CHP koalisyonunda iki konu kritiktir: Biri yolsuzluk dosyaları, öbürü cumhurbaşkanının siyasi konumu.
AKP’den 80’e yakın vekil dört bakan hakkında “Yüce Divan” yönünde oy kullanmıştı. Davutoğlu da “gidip aklansınlar” görüşündeydi. Bülent Arınç gibi özgül ağırlığa sahip Başbakan Yardımcısı “kapanmış dosyaları Meclis açabilir” diye açıklama yaptı.
AKP de bu yükten kurtulmak istemelidir. Yolsuzluk konuları zaten koalisyonun değil, teker teker milletvekillerinin işidir.
Cumhurbaşkanının “anayasal sınırlara çekilmesi”ne gelince... Yüzde 52 oyla seçilmiş olması, Anayasa’daki parlamenter sistem esaslarını değiştirmediği gibi, son seçimler de gösterdi ki parlamenter sistem “bekleme odasında” değildir, hem anayasal, hem siyasal olarak devam etmektedir.
Cumhurbaşkanı’nın parlamenter sisteme uygun davranması, koalisyon içi ilişkileri de kolaylaştırır.
Temel sorun şudur: İdeolojik çatışmalarla debelenen bir toplum mu, bir icraat programında uzlaşmış, ekonomisini büyüten, sorunlarını çözen bir toplum mu?!
Almanya’da bakın sağ-sol koalisyonu tıkır tıkır işliyor; ideolojik katılıkla davranmadıkları için.
Biz bu rasyonel davranışı gösteremezsek erken seçim... Ekonomik hasar ve sandıktan belki benzer bir tablo çıkması, hadi yeni baştan... “Rasyonel” bir davranış olur mu?!

Yazarın Tüm Yazıları