Yıldız Tilbe artık sahneye çıkamayacak

Şarkılarına bayılıyoruz.Enerjisinin hastasıyız.

Haberin Devamı

Yazdığı sözler herkesin kaleminden çıkmaz kabul ediyoruz.
AMA!
Yıldız Tilbe’nin aşı düşmanlığını ve toplumu yanlış yönlendirmelerini ‘uflaya, puflaya’ takip ediyoruz.
Aşı olmayanlara PCR testi zorunluluğu kararına tepki gösterdi ünlü sanatçı.
“PCR da olmayacağım aşı da olmayacağım, çalışmam yasaklanacak mı” diye de sordu. Cevabı çok basit:
EVET, yasaklanacak.
Eğer Yıldız Tilbe bu ısrarında devam ederse...
◊ Uygulama başladıktan sonra planlanmış tüm konserleri iptal edilecek...
◊ Parasını aldığı tüm etkinliklerin iadesini yapmak zorunda kalacak....
◊ Uçak bileti aldıysa seyahat edemeyecek...
◊ Aşısız ve PCR’sız olan Yıldız Tilbe’nin konserleri aşılı ya da PCR’lı başka sanatçı tarafından icra edilecek...
O yüzden Yıldız’ı dinlemek için son günlerimiz artık.
Gittik gittik.
Yoksa uzunca bir süre canlı canlı dinlemeye hasret kalacağız.

Haberin Devamı

Bir ihtimal daha var

O ihtimal şudur...
Eğer para kazanmanın verdiği mutluluk ağır basarsa ve fikrini değiştirirse Yıldız Hanım, yani ya aşı olur ya da PCR testi yaptırırsa ‘vay aşı karşıtlarının haline.’ En büyük kalelerinden biri yıkılacak.
Bakalım o zaman ne yapacaklar.

PCR karşıtlığı eski Mısır’a dayanıyor

Aşı karşıtlarını çok az da olsa anlıyorum ama PCR testi karşıtlarını anlamıyordum.
Meğer Yıldız Tilbe ve şürekasının PCR testi karşıtlığı eski Mısır’a dayanıyormuş.
Şaka değil.
Tilbe sosyal medyasından paylaştı bu ‘bilgi çöpünü’.
PCR karşıtları, test çubuklarıyla beynimizin korkuyu yöneten kısmına bir şeyler sokulduğunu iddia ediyor. Her test sonrası bizler ‘yönetilen’ insanlara dönüşüyormuşuz onlara göre. Açık söylüyorum...
◊ Sizler iyi değilsiniz
◊ Belki de yaşadığınız semti değiştirmeli
◊ Arkadaş çevrenizden uzaklaşmalısınız.
Çünkü sizlerle aynı havayı solumak düşüncesi bizleri derinden yaralıyor!

İnadına çocuksuz mekan

Fulya Soybaş’ın Hürriyet’te ‘Türkiye Bunu Konuşuyor’ köşesinde okudum.
Meğer ne büyük derdimizmiş bizim ‘konsept gereği’ çocuk almayan mekanlar.
Restoranlara çocuk alınmaması ayrımcılıktır demiş Fulya. Aynı yazıda Psikiyatrist Arif Verimli ‘çocuksuz bir dünya sevimsizdir’ diye görüş belirtmiş.
Daha ne kadar ‘dramatize’ edebiliriz bu durumu bilmiyorum.
Mesela oyuncu Yasemin Sakallıoğlu da tartışmaya katılıp, “Annesiyle gittiği düğünde masada uyuyakalan çocuklar büyüdüler ve şimdi restoranda çocuk görmek istemiyorlar” diye açıklama yaptı.
Yapmayın etmeyin.
Ne ayrımcılığı.
Ne çocuksuz dünyası. Ne restoranlarda çocuk görmek istememesi.
Bir nesil, sabahlara kadar restoran sandalyesinde, düğün masalarında, üzerinde ince bir masa örtüsüyle uyuyarak yetişti, evet!
Peki biz öyle büyüyenlerden daha iyi, kim anlar bu durumu?
Kimse...
İşte tam da bu yüzden...
◊ Çocukların kaliteli uykuya ihtiyaçları olduğunu...
◊ Alkol ve tütün ürünlerine özenmemeleri gerektiğini...
◊ Yüksek ses müzik olan yerlerde bulunmamaları gerektiğini savunuyoruz.
Ayrımcılık değil iyilik yapıyoruz.

Haberin Devamı

Kibariye cephesinden ilk açıklama

Kibariye’nin eşi Ali Küçükbalçık bir açıklama yaptı. “Ben sadece Kibariye Hanım’a hesap veririm. Zaten o tarihte orada olmadığımı ilettim. Eşimin reklama ihtiyacı yok” dedi.
Doğru...
İnsan eşine hesap vermeyecek de başka kime verecek?
Hatta çok doğru...
Kibariye gibi bir sesin reklama ihtiyacı yok.
Ama biri beni aydınlatsın, çünkü takıldım kaldım ben.
Kibariye neden...
◊ Biz eşimle evde hallediyoruz...
◊ Gözümle görmeden inanmam...
◊ Kıskananlar çatlasın...
◊ Bir kadın için yuvamı yıkmam...
Gibi açıklamalarını sürdürdü 2 ay boyunca?
Tek bir cümle yeterdi oysa.
Konu kapanıp giderdi.

‘Adult’ kültürü

◊ Adult beach
◊ Adult restoran
◊ Adult odalar
◊ Adult havuz
Bazı oteller aile bölümlerinden uzak yerlere ‘adult’ yani +18 bölümleri yapıyor.
Çocuklar her mekanda olmalı diyenlerin büyük kısmı tatillerinde her nedense ‘adult’ bölümlerini tercih ediyor.
Yani çocuğunu sabaha kadar masa sandalye üzerinde uyutuyor ama otelin ‘yetişkinlere özel’ kısmında konaklıyor.
Canlı müzik mekanına 8 yaşında çocuğuyla gidiyor ama otelin +18 kısmında güneşleniyor.
Pardon?
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu efendiler?
Restoranların yaptığı ayrımcılık oluyor ama otellerin ki olmuyor mu bu durumda?

Yazarın Tüm Yazıları