Tamam güldük eğlendik...

Son bir haftadır ünlüsü ünsüzü yeni bir akımın peşinde. 90’lara dönüş uygulaması var, yapay zekâ ile yapılıyor.

Haberin Devamı

Fotoğraflarınızı Amerikan kolejinden mezun olmuş gibi düzenleyip veriyor size.

Daha önce bir Barbie akımı vardı...

Ama Barbie’nin bir neşesi keyfi vardı.

Bunun yok yahu.

Hep aynı fotoğraflar, hep aynı sıradanlık.

Tamam eğleniyoruz falan eyvallah ama keyfi olmayan böyle işler kabak tadı veriyor. Bu verdi.

O yüzden ben bir tane daha aslında istanbul’dan,  Kastamonu’dan, Ankara’dan, İzmir’den mezun olup da Amerikan Koleji mezunu havası veren arkadaş görmek istemiyorum.

Trafik zorbaları

Yıllar önceydi, Kanal D Haber’de muhabirken sık sık TEM Otoyolu’na çıkıp çakarlı sirenli araç haberi yapardık.

Dönemin trafik şube ekipleriyle bir yere kurulurduk ve 3-4 saat beklerdik. Kimlerin o kontrollere yakalandığını tahmin bile edemezsiniz.

Neyse.

O dönemden sonra bu ihlaller azalmış çakar siren verilen araç sayısında ciddi düşüş yaşanmıştı.

Haberin Devamı

Ne olduysa son birkaç yıldır tekrar yükseldi o araçların sayısı. Şimdi bakıyorsun her yerdeler!

Yolda siz sakin sakin giderken arkanızdan gelip çakarı, sireni gözünüze sokuyor.

Bazı sürücüler, panikleyip ne yapacaklarını şaşırdıklarını biliyorum, görüyorum.

Arabadan indirseniz, sorsanız ne iş yapıyorsun diye.

Belki ‘hiçbir iş’ diyecek tipler var o çakarları kullananlar arasında.

Oysa sadece itfaiye, ambulans ve göreve giden güvenlik güçlerinin kullanması serbest çakar ve sirenleri.

Şöyle düşünün adam Nişantaşı’nda bir kafeden çıkıyor, 250 metre ilerideki restorana bile o çakarlı aracıyla gidiyor...

Giderken geçtiği yerleri dağıtıyor, görenlerin huzurunu kaçırıyor falan falan.

Şimdi İçişleri Bakanlığı son yıllarda usulsüz dağıtılan 2500 çakarı toplatma kararı almış.

Hafta sonunun en güzel haberiydi şüphesiz.

Hadi inşallah...

Umarım kullanması gerekenler dışında tek bir kişide bile olmaz bu çakarlar sirenler.

Bu küsme sebebi değil

Dönem mi bu olayları yaşatıyor yoksa her zaman böyleydi de haberimiz mi olmuyordu?

Serenay Sarıkaya’nın annesiyle Cansu Tosun’un babası bir ilişki yaşıyormuş.

Evliymiş adam.

Şimdi bizler sosyal medyaydı, televizyondu, daha çok görüp daha çabuk öğreniyoruz böyle olayları.

Haberin Devamı

Ama istiyorlar ki olayın kahramanlarının çocukları da birbiriyle küssün. E neden?

Bizler şu sözü ezberlemiş insanlar değil miydik: “Her koyun kendi bacağından asılır.”

Tabii ki alır karşına konuşursun, yaptığın yanlış anneciğim, bu yol yol değil babacığım dersin.

Sözleriniz dikkate alınmazsa gönül de koyarsın.

Ama o kadar!

Arkadaşının anne veya babası yüzünden arkadaşına küsmek, onunla kavga etmek, köprüleri yıkmak falan çok mantıksız geliyor bana.

Tamam güldük eğlendik...

Erkek de giyer

Mustafa Sandal konserde hayli yüksek tabanlı bir ayakkabı giymiş.

Daha önceden Oğuzhan Koç giymişti benzer ayakkabıyı.

E tabii bu bizim ülkemizde nedense eleştiri konusu.

Aslında erkeklerin kıyafetleriyle eleştiril-mesi bazen beni ‘kıs kıs’ güldürmüyor değil.

Haberin Devamı

Erkekler kalın tabanlı ayakkabı giyemez mi?

Giyer kime ne ki?

Bunu illa kız arkadaşına, eşine uzun görünmek, etrafa ‘ben de kısa değilim’ demek için mi yapar?

Hayır ne alaka...

Bazen bir davette, bazen özel bir gece için böyle bir kombin yapılır...

Konserden falan hiç bahsetmiyorum o en normali.

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları