N’olacak peki bundan sonra?

Türkiye’nin birçok yerinde canlı müzik yapılıyor. Bir sürü isim sahneye çıkıyor.

Haberin Devamı

Peki Ankara’da işlenen Onur Şener cinayetinden sonra, yani müşterinin istek şarkılarını ‘söyleyemedi’ diye katledilen Onur’dan sonra ne olacak?

Bir müşteri şarkı istediğinde sahnede olan müzisyen ne yapacak?

O istekten sonra ‘kafalarında bir soru işareti olmayacak mı?’ Eğer o şarkıyı bilmiyorlarsa durup, garip düşünceler içine düşmeyecekler mi?

Eskiden nazikçe istek şarkı ricasında bulunulurdu artık rica değil emir veriliyor.

Böyle müşterilerle karşılaşan şarkıcılar ne yapacak şimdi?

O katiller hem Onur’u öldürdü hem de içimizdeki karşılıklı güven ve samimiyet duygusunu.

Pandemi sonrası çok konuştuk bunları biz, çok uyarılar yapıldı aslında.

Ben paranın böyle hızlı el değiştirdiğini ne gördüm ne duydum.

Ve maalesef artık ‘bazı’ kişiler ne eğlenmesini biliyor ne oturup kalkmasını.

Haberin Devamı

Ufak gibi görünen hareketler çok büyük olayların yaşanabilme sinyalini veriyor aslında gece hayatında.

Mesela garsona “Şişttt, oğlum, bak buraya, evlat” diye seslenen birileriyle aynı masada oturmayın.

Şişelerce şampanya açtırıp sahnedeki sanatçıyı darlayan birileri varsa etrafınızda o ortamda çok fazla durmayın.

Ödediği hesapla tüm çevresini satın almaya çalışanlardan koşarak kaçın.

Böyle böyle değiştireceğiz bu insanları...

Dans etmeyi bilmeyenlerin dansıdır bu!

Kalben’in konserindeki dans görüntülerini eleştirenler oldu... Hatta Kelebek’ten Savaş Özbey’de dünkü yazısında “pek mutlu görünmüyordun Kalben” demiş.

İnceden inceye eleştirmiş aslında o dansını...

Nasıl anladı mutsuzluğunu merak ettim doğrusu.

Bakın, Kalben farklı biri.

Tepeden tırnağa farklı.

Söylemleri desen normal değil.

Şarkıları desen normal olamayacak kadar iyi.

Kalbi ile dili arasında direkt bağlantı var, başka bir filtre uygulamıyor... Haliyle böyle olan bir ismin dansı da normal olmaz...

Kalben o eleştirilere “dans ederek linç edildiğim için gurur duyuyorum” diye yanıt verdi.

Aslında bu cevaba bile gerek yoktu. Dans etmeyi beceremeyenlerin dansıdır Kalben’in yaptığı.

Alın size dans manifestosudur.

İlla estetik durmak, ‘yürek hoplatacak’ figürler sergilemek zorunda değilim mesajıdır...

Haberin Devamı

Yani bir kesimin dediği gibi sinir, agresyon, depresyon falan yoktu o dansta...

Ama bilmiyorlar

Diyor ki, ‘oyuncu olacağım.’

Başarmak için yapılmaması gereken her şeyi yapıyor.

Kafaya koymuş bir kere.

Sanıyor ki, çok güzelim ve etrafım işime yaracak kişilerle dolu.

Bilmiyor ki, kendisine verilen vaatler başkalarına ondan önce zaten verilmiş.

Diyor ki, ‘Şarkıcı olacağım kafaya koydum.’

Hedefine ulaşmak için ‘sınırsızlık’ felsefesinde ilerliyor.

Sanıyor ki, tek bir şarkı bile yaparsam ben yürür giderim. Zaten herkes bana hayran.

Bilmiyor ki, asla başarılı olamayacak.

Diyor ki, ‘ben model olacağım.’

Olmak için engel tanımadan önüne geleni ezip geçmeye çalışıyor.

Haberin Devamı

Sanıyor ki, daha genç yaşta gerekli hayat tecrübesinin yarısından fazlasını edindi.

Bilmiyor ki, bunu diyen sayısız kişinin ismi bile yok şu anda. Bilmiyor ki edindiği sandığı tecrübenin ‘t’sine bile ulaşamamış daha.

Yani kısaca, hedeflerine çok yanlış kilitlenen insanlar sardı dört bir yanımızı.

İşin daha kötü tarafı laf anlatmak da imkansız böylelerine...

Allah akıl fikir...

Merve Boluğur ve eşi düğünde misafirlerden birinin altın kolyesini almış.

Seyrettim görüntüleri.

Damat takıları toplayan kıza diyor ki, “o kolyeyi de al...”

Çocuk neye uğradığını şaşırıyor. “O kıymetli” diyebiliyor sadece ve hooop kolye diğer takıların arasına atılıyor.

Bakın bu çift yaptıkları masrafı karşılamak için elinden ne geliyorsa yapacaktır çok belli.

Haberin Devamı

Ben olsam bunlarla arkadaşlık falan da yapmam.

Ne demek yahu düğüne gelen bir misafirin kolyesini almak. Allah akıl fikir bir de ayağını yorganına göre uzatma zekası versin.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları