Neden katılmıyoruz anlamıyorum

Sorunlar nasıl olur da bunca yıldır çözülemez hiç bilmiyorum.
Yine kaçtı gitti bir Eurovision macerası...
Mesela Edis’e sormuşlar, “Azerbaycan’dan Eurovision teklifi gelirse kabul eder misiniz” diye.
O da haklı olarak “Seve seve” demiş.
Mesela Edis yarışmaya katılsa ve birinci olsa...
Demeyecek miyiz içimizden “Keşke biz katılsaydık” diye.
Çok eminim ki diyeceğiz.
Hem sanatçılarımız için de bir deneyim alanı orası.
İnsanlarımızı birleştiren, bizleri ekran başına kilitleyen bir yarışma.
Hiç değilse önümüzdeki sene katılalım Eurovision’a da...

Sosis ve tayt

Nükhet Duru’nun “Herkes tayt giymesin” çıkışına cevap vermiş modacı Cemil İpekçi.
Demiş ki, “Herkes tabii ki giyebilir ama kısa boylu, baseni geniş kadınlar giydiklerinde kendilerini eleştirenlere bir şey demesinler. O ne öyle, sosis gibi geziyorlar!”
Hep söylerim, yazdım da daha önce.
Yakıştığı zaman görsel açıdan güzel bir görüntü yaratıyor tayt.
Ama bazı vücut tiplerine gerçekten hiç uymuyor.
Tam bir “insanı rezil de eder vezir de” durumu bu... Ben, “vücudun uygun değil, giymeye hakkın yok” demiyorum, yanlış anlaşılmasın.
Aksine bir motivasyon olsun kadınlara. Vücutlarını istedikleri şekle sokmak onların elinde çünkü.
Ama haklı Cemil İpekçi de.
Giymemesi gerekenler giyince ortaya ‘sosis’ görüntüsü çıkıyor.
Gerek yok... Zorlamayın.
Herkes giymek zorunda değil. Ama giymek için uğraşmanızı anlarım.
Hatta ‘tayt için sağlıklı yaşam hareketi’ adıyla bir kampanya başlatılsa onu da desteklerim.

Bu meslekten istiyorum

Sabah uyanıp bir kahve fotoğrafı paylaşıyor.
Sonra iki kıyafet linkini mutlaka araya sıkıştırıyor.
“Çok sormuşsunuz canlar” diye de yalandan bir cümlesi oluyor genelde.
Oysa kimse sormuyor, kanmayın bunlara...
Bakın dikkat edin, 12.00-13.00 saatleri arası muhakkak bir tane de “Off perişan bir gün olacak benim için” sitemiyle dolu mesaj yayımlıyor.
Öğleden sonra kendisinin direkt davetli olmadığı üç etkinliğe katılıyor.
“Şahane gözlük koleksiyonu yapmış canımmm” yazıyor.
Diğerinde “Bu güzellik serumları çok başka arkadaşlar” diyor.
Ve güneş batınca bambaşka bir hale geçiyor.
Ya suşi ya da bir İtalyan restoranında kokteyl eşliğinde pizzasının fotoğrafını çekiyor.
Restoranı etiketleyip milletin ona yazmasını falan bekliyor.
Günün sonunda da “Yorucu bir günü daha geride bıraktık arkadaşlar” deyip gözlerini uykuya kapatıyor. Ahahahha!
Acaba hangi üniversitenin hangi bölümünden mezun olmak gerekiyor bu ‘creme de la creme’ hayatı yaşamak
için...

İlginç olaylar

İtalyan televizyon yıldızı Monica Sirianni arkadaşlarıyla birlikte gittiği bir eğlence mekânında fenalaşıp hayatını kaybetmiş.
Ölüm nedeni henüz bilinmiyor.
Geçtiğimiz günlerde benim de gittiğim bir mekânda arka masamdaki kadın aniden fenalaşıp yere yığıldı. Uzun süre uğraştılar onu kendine getirmek için.
Sonra da apar topar çıkardılar mekândan.
Yine bir süre önce bir etkinlikte fenalaşan başka birini gördü bu gözler...
Neler oluyor bilmiyorum ama tesadüf olamaz diye düşünmeye başlıyorum.
Artık yiyip içtiklerimize mi yoksa zihnimizi meşgul ettiğimiz durumlara mı dikkat edelim inanın emin değilim.
Ama hayatlarımıza bir çekidüzen vermemiz şart.