Bülent Ersoy belgesele “tamam” dedi

Bülent Ersoy, hayatının belgesel yapılması teklifini kabul etmiş.

Haberin Devamı

Daha önce bu belgesel için kendisine teklif edilen 2.5 milyon doları beğenmemiş ve “Daha fazla istiyorum” demişti.
Almış daha fazlasını.
4-5 milyon dolar arası bir ücret alacağı konuşuluyor...
Doğrusu, yani net rakam yakında çıkar ortaya.
Ama belgeseli çekecek platformun çok önemli bir detaya dikkat etmesi gerekiyor.
O da “Bülent Ersoy müdahalesini mümkün olduğunca azaltmak.”
Kendi hayatıyla ilgili filme karışmak tabii ki hakkıdır Ersoy’un ama sanki biraz abartacak gibi geliyor bana.
Magazinciler “Gençliğinizi Erkan Koçak Köstendil oynayabilir mi” diye sordu Ersoy’a.
“O yaşlı, gençliğimi oynayamaz” cevabını aldılar.
Buyurun işte, dakika 1 gol 1.
Cast’a da karışıyor yani. Günümüz teknolojisinde birini gençleştirmek, yaşlandırmak dert mi Allah aşkına?
Senaryoyu yazacak kişi iyice dinlesin Bülent Ersoy’u, tüm notları alsın, hatta günlerce üzerinde tartışsınlar.
Sonra da film yayınlanana kadar Bülent Hanım’ı fazla karıştırmasınlar işe.
Yoksa o belgesel yıllar boyu tamamlanamaz.

Haberin Devamı

Eğer Demet arkadaşınsa...

Lerzan Mutlu, Demet Akalın hakkında “Sabah 5’te dedikodu için uyanır, beni onunla bununla düşman eder, ortalığı karıştırır” gibi sözler söyledi. O kadar şaşırmıyorum ki.
Sen Demet Akalın’la arkadaşsan...
◊ Onun ani iniş çıkışlarını göze alacaksın.
◊ Dedikodu isteği mi dersin sohbet merakı mı dersin, bunu kabulleneceksin.
◊ Yarın öbür gün küsme ihtimali çok yüksektir, bu duruma önceden hazırlıklı olacaksın.
◊ Küsüp küsüp tekrar can ciğer olma ihtimalini de hiç hafife almayacaksın.
◊ Büyük konuşmayacaksın özetle.
Çünkü bu filmi çok gördük biz...
Arkasından atıp tutuyorlar, 3 gün sonra sarmaş dolaş poz veriyorlar.
Henüz aksini görmedim ben.

Ben alıştım Deniz Seki’ye

◊ Fotoğrafa bakınca “Bu kim” diye sormak serbest.
◊ Birkaç saniye sonra “Aa Deniz Seki’ymiş” demek de serbest.
◊ “N’olmuş ki Deniz’e” diye sağa sola bakmak bile mübah.
Evet fotoğraf photoshop’lu.
Dudaklar, çene, yanaklar...
Var bir şeyler.
Ama, Deniz Seki’ye alışalım artık.
Seviyor kendiyle oynamayı. İyi de yapıyor.
Ben ne photoshop’ladığı boy fotoğraflarından ne de bu tarz kendini değiştirdiği yakın plan fotoğraflarından rahatsızlık duyuyorum.
Ben bile çektirdiğim fotoğraflardaki kusurları kapatmak istiyorum. Öyle göz önünde olan bir isim bunu yapınca neden garipseniyor anlamıyorum.

Haberin Devamı

Bülent Ersoy belgesele “tamam” dedi

Garsonundan şefine hepsini ‘bir arkadaş’ yakmış

Kurdaki değişiklikler restoran ve kafelere nasıl yansıdı? Daha doğrusu yansıdı mı diye 2 gündür dışarı çıkıyorum.
En son yazacağımı en baştan yazayım; menülerdeki fiyatlarda değişiklik falan yok!
Bunu işletme sahiplerine sorduğunuzda hepsi aynı cevabı veriyor:
◊ 2 yıldır doğru düzgün iş yapamıyoruz.
◊ Daha yeni belimizi doğrultuyoruz.
◊ Zaten fiyatlarımız uygun, daha yüksek olması lazım.
Haklılar kendilerince.
Benim bu konudaki tespitim başka...
Son 2 gündür, mekanda çalışanından gelen müşterisine kadar herkes “kolunda serum varmış” gibi geziyor.
Kime sorsanız geçen pazar, pazartesi ya döviz ya da altın almış. Ani düşüşten sonra hepsi ‘şok’.
Hepsi şaşkın.
Hepsi kafalarından çıkan “Bu nasıl oldu şimdi” balonuyla dolaşıyor.
Ve tesadüfe bakın ki hepsini ‘bir arkadaş’ yakmış.
◊ “Bir arkadaşa uydum.”
◊ “Bir arkadaş ‘al’ dedi.”
◊ “Bir arkadaş gaza getirdi.”
Mesela gittiğim bir balıkçıda 1 kilo altın alan şef garsonla konuştum.
Hayalleri büyükmüş ama o hayaller birkaç saat içinde küçüldükçe küçülmüş.
E ama uymayacaksın işte başkalarına.
Neyse, demem o ki, siz birkaç gün daha gittiğiniz mekanda iyi bir servis, güleryüz, hoş sohbet beklemeyin. Kendilerine gelmeleri zaman alacak.

Haberin Devamı

İşletmecileri bir de beyazperdede görün

Acayip adında bir kısa film seyrettim. Pernod Ricard Türkiye, yeme içme sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirip öyle neşeli bir filme imza atmış ki...
Tabii bunda yönetmen Tolga Karaçelik’in de payı büyük.
Kara komedi tarzındaki filmin tüm oyuncuları mekan işletmecileri. Ufak bir iğnelemeyle başlıyor film.
Sektörde, kendi aralarındaki samimiyetsizliği anlatıyor ilk sahneler. Sonrası çok kaliteli bir eğlence.
Kostüm partisine davetli olan bir grup işletmecinin ufak bir yanlış anlaşılma yüzünden karakolluk olma hikayesi...
Yönettikleri mekanlarla sektörde söz sahibi olan Ercan Gümüşkaya ve İsmail Hakkı Alper gibi isimlerin performansları hayret ettiriyor. Kafaya koysalar oyunculuğun da altından kalkarlar.
Kısa süre sonra bir dijital platformda yayınlanacak olan kısa filmi not edin bir kenara ve yayına girer girmez seyredin.
İşletmecilere bir de böyle not verin.

Yazarın Tüm Yazıları