Böyle hızlı artış görülmemiştir

Bir mail gelmiş bana...

Haberin Devamı

Başlığı şöyle: “Site aidatları 2 yıl önceki kira bedellerini geçti.”
Bence iyimser bir başlık olmuş.
Şöyle örnek vereceğim:
Bundan tam 2 yıl önce 2 bin 500 lira aidat ödenen bir sitede oturuyor arkadaşım.
Aradan 2 yıl geçti ve o sitede şimdi minimum aidat 10 bin 500 lira olmuş.
4 kat artmış 4!
E şimdi her sene iki kat zam mı görecek aidatlar?
Seneye 20 bin lira mı olacak yani...
Peki aidatlar böyle olacaksa kiralar ne kadar artacak?
Sonra başka bir haber daha okudum.
“Sitelerde yönetimler inceleme altına alınacak, gelir giderler detaylıca kontrol edilecekmiş.”
Geç bile kalındı.
Çok hızlı yapmaları lazım bunu.
10 bin liralık, 20 bin liralık aidatlar hiçbir hizmetin karşılığı olamaz.
Bunu normalleştireceksek eğer, 1 artı 1 dairelere 60-70 bin lira kira vermeyi de normalleştirmemiz lazım...
O yüzden her 6 ayda bir “Her şeye zam geldi, aidatları artırmak zorundayız” zihniyetine bir dur diyelim.

Haberin Devamı

Kendini kandırma

Bir insan aşkı her yaşta bulabilir değil mi?
O kişinin profili de çok önemlidir.
Geçmişine falan bir bakman gerekir.
Sürekli benzer olaylar yaşanıyorsa, onun adı aşk değil ‘suistimaldir’.
Bir de önemli bir kriter vardır aradaki yaş farkı olayında.
20’li yaşlardaki kızlarla 60’lı yaşlardaki amcalar arasında olmaz bu aşk işi.
Ha geçersin 30’larını, aklın tamamen başındadır, kendinden yaşça büyük bir erkeği sevebilirsin.
Kime ne...
E ama ortada sabıkalı bir isim var yahu, o isim de Mehmet Ali Erbil.
24 yaşında bir kızla evlenme kararı almış.
Gerçi kız “Ben 24 değilim, 26’yım” demiş. (Ne değişecekse!)
26 yaşında olduğunu farz edersek, aralarında var 40 yaş.
Yahu 40!
El insaf!
Sonra da demiş ki o genç kız:
◊ Hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum.
◊ Bana 30 yaşında adamın veremeyeceklerini veriyor.
◊ Herkes ondan neden etkilendiğimi biliyor.
◊ Mehmet Ali’den çocuk sahibi olmak istiyorum.
◊ Gözüm ondan başkasını görmüyor.
Yahu hanım ablamıza vermişler bir kâğıt, “Ezberle ve bunları söyle” demişler, o da söylemiş.
Ben de size gerçekleri söyleyeyim.
Bu kızın yukarıda saydığı tüm maddeler yalan. Mutlu değil, mutlu sanıyor. Çocuk sahibi olamayacağını biliyor ama sallıyor.
“Gözüm parada değil” diyor, yalan söylüyor.
Ve maalesef günümüz yozlaşmışlığı sayesinde o kız da şu günlerde 15 dakikalık şöhretini yaşıyor.
Kimse ders almıyor gördüğü örneklerden. Ne acı...

Haberin Devamı

4 Yapraklı Yonca ‘güncellenemez’

Posta yazarı Şirin Sever ile Mehmet Coşkundeniz aralarındaki sohbette “Ya acaba yeni neslin 4 yapraklı yoncası kim?” diye sormuşlar birbirlerine.
Biliyorsunuz Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik ve Filiz Akın için söyleniyor 4 Yapraklı Yonca tanımı.
Demişler ki, Serenay Sarıkaya, Hande Erçel, Pınar Deniz, Demet Özdemir.
Vallahi bazı semboller vardır ve öylece kalmalıdır.
Bu 4 yapraklı yonca meselesi de öyle.
Yenisi olmaz...
Olamaz, olmayacak...
Başka bir isim bulun siz.
Dönemsel olarak çok konuşulmak mı?
Bol reytingli işlere imza atmak mı?
Asla değil.
Sürdürülebilir olmak, halkın kalbinde unutulmayacak bir yere sahip olmak...
Gerçekten 7’den 77’ye sevilmek, saygı duyulmak...
Ben bu sayılan yeni dört ismin arasında bir-ikisi hariç bu özellikleri göremiyorum.
Hatta 4-5 seneye ismi dahi hatırlanmayacak kişiler bile çıkabilir aralarından.
O yüzden zorlamayın.
‘4 yapraklı yonca’ sadece o dört usta isme aittir. Yeni versiyonu olmayacaktır.
Olmasın da zaten.

Haberin Devamı

Sallayın tutar elbet

“20 Eylül’de Türkiye büyük bir zenginliğe kavuşacak” demişti astrolog Nuray Sayarı.
Bugün 28 Eylül. Ben henüz bir değişiklik göremedim. Sonra daha detaylı bir yazısını okudum astroloğun.
“20-28 Eylül tarihleri arasında Türkiye bomba gibi bir döneme girmiş olacak. Yerden altın da fışkırabilir, petrol de. Gömülmüş sandıklar bile ortaya çıkabilir. Büyük zenginliğe giriyoruz” demiş.
Yok artık ya...
Vallahi üzgünüm Nuray Hanım.
Dediğim gibi bugün 28 Eylül.
Ve değişen hiçbir şey yok.
Yarın da olmayacak.
Bunu söylemek için astrolog olmaya da gerek yok.

Yazarın Tüm Yazıları