Aldatmanın ‘miniği’

Eşiyle kameraların karşısına geçen Özer’e, hayat arkadaşı Pınar Dura destek verdi “Cem, o kadınla minik bir birliktelik yaşamış” dedi.
Buyurun tartışmaya.
Birlikteliğin miniği, daha doğrusu aldatmanın miniği olur mu?
Bu olayda yepyeni bir kendini savunma biçimi gördü Türkiye.
Cem Özer kendini savunmaya çalıştıkça battı.
Ama eşinin açıklamaları biraz daha şaşırttı hepimizi.
“Destek vereceğim, eşimin yanında duracağım” derken belki de hiç istemediği bir şey söyledi Pınar Hanım.
Belki zorla geçti o kameranın karşısına bilemeyiz.
Ama ‘minik bir birliktelik’ cümlesi balyoz gibi indi benim kafama.
Görüşlerine değer verdiğim bazı arkadaşlarıma sordum.
Ortak görüşleri; ‘aldatma aldatmadır’ oldu.
Doğru.
Bu aldatmadır.
Ve aldatmanın miniği, büyüğü, azı, çoğu olmaz.
Benimle aynı fikirde olmayanlar olabilir.
Ama düşünebiliyor musunuz, ilişkinizde sevgiliniz sizi aldatacak ve karşınıza geçip, minik bir hata yaptım, minik bir birliktelik yaşadım diyecek.
Ne olur tepkiniz?
Hadi diyelim kabul ettiniz.
Zamanla içinizi kemirir düşünceler...
Hadi diyelim, hatadır yaptı dediniz...
Ya bir daha yaparsa soruları dolaşır beyninizde...
Yani pek sürdürülebilir bir durum değil bu.
Cem Özer’in düşünce tarzı bizlerden farklı olabilir.
Bunu, 2017 yılında bir gazeteye verdiği röportajla kanıtlamış ve o açıklamaları da çok tepki çekmişti;
“Sevdiğim kadının, birlikte olduğum sevgilimin canı bir başka beden çekmiş gitmiş başka biriyle yatmış, benden genç, benden diri biriyle yapabilir. Bunu aldatma saymam ki.”

Danla’nın çantası

Biz kendimizi karantina döneminden sonra daha çok sevmeye başladık.
Sevelim zaten kötü değil bu.
Ama dozunu ayarlayalım.
Sosyal medya fenomeni Danla Biliç gibi olmayalım mesela.
Danla son olarak kendine aldığı doğum günü hediyesiyle gündeme geldi.
Öyle az buz değil.
100 bin liralık bir çanta alıp bunu da sosyal medya hesabından paylaştı.
Tabii paylaşıma hemen yorumlar geldi.
“Nasıl alırsın, bu kadar parayı nereden bulursun”, “Vergi veriyor musun vergi” gibi eleştirileri sıraladılar hemen.
Bu hanımefendi, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar karşılığında 60-70 bin lira kazanıyor.
Dolayısıyla çok rahat alabilir kendine böyle çantalar.
Zaten kimseyi de ilgilendirmez.
Neden bunu paylaşır, neden ‘iyi ki doğdum kendim, güzelliğim, bir tanem’ gibi sözler yazar bunu tartışmak gerekir.
Bazılarına para, pul, şöhret gerçekten hiç yakışmıyor.
Konuşulayım, gündem olayım derken, halk gözünde antipatik bir figüre dönüşüveriyorlar.

Bodrum ve Çeşme’de sezon bitmedi

Çeşme ve Bodrum esnafı yazın olmadığı kadar mutlu son günlerde.
Halen kışlık evlerine dönmeyenler önceki yıllarda olmayan bir yoğunluğa neden oldular.
Restoranlar dolu, bazı plajlar halen açık...
Yaz sezonu devam ediyor.
Yazın ortasında evlerine kapananlar, kalabalıktan çekinip dışarı çıkmayanlar, Bodrum ve Çeşme’de tatilci nüfusunun azalmasıyla kendilerini dışarıya attı.
Ege’nin en güzel zamanlarını yaşıyorlar şimdi.
Bodrum’a yıllarını vermiş bir işletmeci arkadaşım, “Kimse gitmedi, onlar gitmediği için bizler çalışan sayımızı düşürmedik. Ekim ayındayız ama temmuz ve ağustosta aldığımızdan fazla balık alıyoruz.
Birkaç kasa daha fazla meyve sebze siparişi veriyoruz, biz bu duruma alışık değildik. Bu mevsimde normalde 2-3 masamız ya dolardı ya dolmazdı. Şimdi inanın 2-3 boş masamız ya var ya yok.”
O kadar olumsuzluktan sonra esnaftan böyle sözler duymak, ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti.

Telefonunuz dinleme cihazınız oldu

Telefonunuzu bir dinleme cihazı olarak kullanabileceğinizi biliyor muydunuz?
Ben yeni öğrendim.
Bir iPhone ve AirPods kulaklık sahibi olmanız yeterli bunun için.
Masada dostlarınızla oturuyorsunuz diyelim, tuvalete gitmek için kalktınız ama telefonunuzu masada bıraktınız.
Yanınıza kulaklığınızı aldıysanız, masada konuşulan her şeyi canlı dinleyebilirsiniz.
Bunu yapmak için telefon ayarlarından ‘işitme’ özelliğini aktif etmeniz ve masadan kalkarken canlı dinlemeyi açmanız yeterli.
Aman dikkat!
Masadan kalkanın arkasından hemen dedikodu yapmayın.
Dayanamıyor musunuz?
O zaman önce masaya bakın, telefon masadaysa kendinizi tutun.
“Bunu sakın yazma, kimse bilmesin” diyen çok arkadaşım oldu.
Ama bence bilinmesi ve tedbir alınması gereken bir durum bu.
Çok sevdiğimiz milli bir spor bizim için masadan kalkanın arkasından konuşmak.
O yüzden dikkatli olmakta fayda var.
Yoksa çok arkadaşlığı bozar.
Çok yuvalar yıkar bu durum...