Baraj yok ama giriş ücreti çok

Üniversiteye giriş sınavlarında barajın kaldırılması, haftanın en çok konuşulan konularından biri oldu.

Haberin Devamı

Milyonlarca genci ilgilendiren bu konu, açılır açılmaz Meclis’in de gündemine girdi. Barajın kaldırılması; eğitimdeki kalite sorunu, kontenjanları boş kalan üniversiteler, işsizliği dört yıl erteleme üzerinden tartışıldıysa da İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta farklı bir açıdan yaklaştı.

Baraj yok ama giriş ücreti çok

Usta, TBMM’de YKS sınavlarına giriş ücretlerinin yüksekliğini gündeme getirdi. Tek sınav için 115, üç sınava girecek öğrenciden 345 TL ücret alınmasını eleştiren Usta, “Bu sıkıntıda aileler bunun altından nasıl kalkacak? Hükümet puandan vazgeçiyor ama paradan vazgeçmiyor” dedi.

Doğal olarak söz, “Her ile bir üniversite” kampanyasının, binaları ve kadroları boş okullar yaratmasına da geldi. Usta, eğitimde yaşanan sorunları sıralayarak, şunları söyledi: “Türkiye’nin en son geldiği nokta işte bu. Bir doğru cevabı bilenin üniversiteye girmesi. Büyük bir plansızlık, programsızlıkla karşı karşıyayız. Eğitimin ciddi sorunları var. Özellikle kamu üniversitelerinin akademisyen açısından bomboş olduğunu görmek lazım. Önemli olan, çocuklarımıza meslek kazandırmak değil mi? İnsan kaynaklarının bu kadar kolay heba edildiği başka bir ülke yoktur. Milli Eğitim Bakanlığı’nı, hükümeti ve YÖK’ü bu yanlış politikadan vazgeçmeye davet ediyorum.”

Haberin Devamı

LAZ GİBİ DÜŞÜNMEK

Yıllar önce, ‘Kayıkla giderken araba çarptı’ başlıklı haberi okuduğumda yaptığım ilk şey, mahrecine bakmaktı. Karadeniz’de yaşanan olay gerçekten fıkra gibiydi ve aslında anlatılan tüm Karadeniz fıkralarının yaşanmışlığı olduğunu gösteriyordu. Habere göre, Karadenizli vatandaş ters çevirip içine girdiği kayığını, deniz kıyısına götürmek için yoldan geçerken araba çarpmış ve yaralanmıştı.

Özellikle Doğu Karadeniz’e yolu düşen herkesin, yöre halkıyla ilgili fıkra gibi bir anısı vardır. Bunu daha çok siyasiler yaşar ve sohbetlerde anlatırlar. Bir seyahatte, “Efendim size sorunlarımızla ilgili bir dosya vermek istiyorum” diye ısrar eden Karadenizli vatandaşa “Ver o zaman” diyen siyasinin, “Dosya yanımda değil ama” yanıtı aldığını dinlemişliğimiz vardır. Yaşanan son fıkra, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz gezisine ait.

Haberin Devamı

Gizem Karakış’ın aktardığına göre, konuşma yapmak üzere parti otobüsünün üstüne çıkıldığında, aşağıda toplanan vatandaşların açtığı büyük pankartın, arkada duranları engellediği görüldü. Pankartın sorun olduğunu fark eden partililer, “Lütfen pankartı kaldırın” diye anons yaptı. Pankartın olduğundan daha yükseğe kaldırıldığını görenler gülmeye başlayınca, araya Karadenizli siyasiler girdi ve müdahale etti:

‘Pankartı kaldırın değil, indirin’ deyin...”

Laz, lazın dilinden anladı, pankart indi, programa devam edildi.

AB’YE GİRDİ, TÜRKİYE’YE GİREMEDİ

Pandemi sürecinde, hızlı karar almanın ve hızlı pozisyon değiştirmenin ne kadar önemli olduğunu bizzat yaşadık. Bu konuda, öngörülü hareket eden hükümetler başarılı sayıldı.

Haberin Devamı

Aşıya zamanında ulaşmak, aşı geliştirmek için gerekli desteği vermek, PCR testlerine kolay ve ücretsiz erişim, sağlık altyapısının yeterliliği, yoğun bakımların durumu, yorgun sağlık çalışanlarının mutlu edilmesi” gibi birçok konu tartışıldı.

Son olarak, CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İldeniz ve arkadaşları, TBMM’de önerge vererek, burada üretilip Avrupa ülkelerine ihraç edilen hızlı antijen kitlerinin neden Türkiye’de satışına izin verilmediğinin araştırılmasını istedi. Sanayi Bakanlığı’nın, AB ülkelerinde kullanılan hızlı COVID testlerinin Türkiye’de üretildiğini gururla duyurmasının üzerinden aylar geçmesine karşın bir gelişme yaşanmadı.

Haberin Devamı

Önergede, ücretsiz testlerle, okullarda, kamu kurumlarında, havaalanlarında, tren garlarında, otobüs terminallerinde, AVM’lerde ve fabrikalarda çalışanların, periyodik olarak ücretsiz test edilerek, vaka ve ölümlerin engellenebileceği dile getirildi. Satışına onay verilmeyen bu kitlerin, denetimsiz olarak internetten alınabildiği, el altından satıldığı da belirtildi. Özel hastanelerin PCR testi için 170 TL istediği, devlet hastanelerinde uzun kuyruklarının oluştuğu bir dönemde, yerli hızlı kitlerin satışına neden izin verilmediği Meclis kürsüsünden soruldu. Yanıt hâlâ bekleniyor.

Yazarın Tüm Yazıları