Aç-kapa arıtma mı olur?

Özellikle Marmara Bölgesi’nde yoğunlaşan sanayi kuruluşlarının arıtma tesislerini, denetimlerden birkaç gün önce çalıştırıp denetim bittikten sonra kapattıkları ortaya çıktı.

Kötü niyet yasayla önlenilir mi? Emin değiliz ama bu kez cezalar ve denetimlerle ilgili caydırıcı düzenlemeler yapıldığı iddia ediliyor. Teklifte bize göre en büyük eksik, belediyelerin sorumluluğunu arttırırken, Bakanlığın onlara yönelik ekonomik desteğinde bir değişiklik olmaması. Biyolojik arıtma tesisi yapmanın devasa maliyetini bilmeyen yok. Hükümetin elini taşın altına sokması ve destek vermesi gerekiyor.

Bazı fabrika ve sanayi kuruluşlarının, ‘aç-kapa göstermelik arıtma’ oyununun ortaya çıkmasının ardından, yeni düzenlemenin buna ilişkin cezaları arttıracağı anlatılıyor. Arıtma tesislerinin düzenli olarak neden çalıştırılmadığı sorulduğunda tesis sahiplerinin, “yüksek elektrik bedelleri ve kullanılan hammaddenin maliyetini” gösterdikleri de ortaya çıktı.

Şimdi telifte üretimin durdurulmasından yüksek para cezalarına kadar bir dizi hüküm bulunuyor. Görevi ihmal, görevi kötüye kullanma gibi cezalar gündeme gelecek. Çevre Bakanlığı’nın denetimleri arttıracağı aktarılıyor, ancak bu yetmez. Bakanlığın sorumluluğunun arttırılması gerekiyor. Orkestra şefi olmak sadece batonu sallamaktan ibaret değil...

TEMKİNLİ İYİMSERLİK VE MASKE

YAZ aylarıyla birlikte düşen vaka sayıları pandemi konusunda rahatlamayı da beraber getirdi. Rahat bir yaz olacağa benziyor ama temkinli iyimserliği elden bırakmamak kaydıyla.



Sağlık Bakanlığı ve hükümetteki hava, halen yürürlükte olan pandemi kurallarını ortadan kaldırmaktan yanaydı ve bu resmen açıklandı. Ancak bazı Bilim Kurulu üyelerinin, kapalı mekânlarda maske zorunluluğunun en azından sonbahara kadar sürmesinden yana olduklarını biliyoruz. Toplu taşıma araçları ve sağlık kuruluşlarında “kurallı hayatın” sürdürülmesi gerektiğini söyleyen çok bilim insanı var. Hatta bunu ‘bireysel silahlanmaya’ benzetiyorlar. “Maskeniz cebinizde olsun, gerektiğinde çekin” sözleriyle motivasyonu arttırmaya çalışıyorlar.

Veriler, vakalarda ciddi gerilime yaşandığını teyit ediyor. Hem COVID-19’dan ölümler hem vaka sayıları pandeminin ilk aylarında görünen kadar. Burada önemli olan, hastanede yatanların ve ölümlerin düşmüş olması. Sonuçta tüm dünyada COVID-19 ölümleri Mart 2020 seviyesine geriledi.

Diğer tarafta birçok ülkeden farklı çalışmalar ve haberler geliyor. Hepatit vakalarındaki artıştan Çin’de ortaya çıkan at gribine kadar. Koronavirüsün varyantları ise başka araştırmaların konusu. O nedenle sonbahar çok önemli. Kışa vukuatsız girersek, işte o zaman rahatlayabiliriz.

SUYUN ŞAKASI YOK

GÜNÜMÜZDEKİ toplam su tüketiminin, 20. yüzyılın başına kıyasla 9 kat fazla olduğunu, peyzaj ve bahçe uygulamaları için içme suyunun kullanıldığını, kaynaktan çekilen su miktarında ciddi kayıp olduğunu biliyor musunuz?

Meltem Özgenç’in aktardığına göre, “Dönüşüm Çağında Su Gündemi Kitabı” bunları anlatıyor. Nehirler ve göller gibi yerüstü tatlı su kaynakları, çöller haricinde yeryüzünün her yerine yayılmış haldeki su ağlarını oluşturuyor. Ancak tatlı su kaynaklarının toplam miktarı, yeryüzündeki suların ancak yüzde 3 gibi küçük bir bölümünü oluşturuyor.

Alternatif su temin yöntemlerinin mikro ölçekte (hane halkı düzeyi) uygulaması gerekiyor. Örneğin yağmur suyu hasadı gibi düşük teknolojili uygulamaların işletimi için, üretim zincirinin kurulması şart. Son 200 yıllık süreçte tabiat varlıklarının üzerinde sebep olduğu tahribatın boyutları günümüzde net biçimde anlaşılıyor. Açık biçimde görülüyor ki su ve diğer tüm doğal kaynakların kullanımı konusunda “sahibim ve dilediğimi yapabilirim” anlayışının daha fazla sürdürülemeyeceği bir döneme girildi.