Bir Reality Show’un perde arkası

İzdivaçtan “hayatta kalma” programlarına, stil-moda veya müzikten yeme-içmeye, tiyatroya kadar ekranlarda akla gelecek her türlü konunun “reality” versiyonu mevcut, malum.

Haberin Devamı

Peki nasıl yapılıyor bu programlar?
Katılanlar bir kast ajansından seçilen oyuncular mı yoksa gerçek insanlar mı?
Kavgalara ne sebep oluyor? Durduk yere çileden çıkanlar, duygusal patlamalar yaşayanlar, sinir krizleri...
Nedir işin perde arkası?
Adı üzerinde Reality Show.
Yani senaryosu yazılmış programlar değil hiçbiri, programların maksadı, kişiler arasında gerçekleşen iletişimden “ekmek” çıkarmak.
Bu da ne demek?
Katılan yarışmacıların gerçek acılarından, gerçek duygularından, gerçek üzüntülerinden, gerçek sevinçlerinden, gerçek kalp kırıklıklarından televizyon malzemesi yaratmak demek.
Ne kadar kavga, ne kadar dram, ne kadar üzüntü, ne kadar acı varsa o kadar iyi televizyon malzemesi çıkıyor.
Peki “iyi televizyon malzemesi” ne demek? Mesela saç saça baş başa edilen bir kavga...
Mesela ağlamalı, bağırmalı, çağırmalı dram...
Mesela duygusal bir patlama...
İzleneceği garanti.
Yapımcılara “para” olarak döneceği garanti...
Amerika’da ağustos ayında başlayan bir dizi: Unreal.
Çok izlenen “The Bachelor” isimli programın iki yıl boyunca editörlüğünü yapmış Sarah Gertrude Shapiro, deneyimlerinden ve bu şovun perde arkasından esinlenerek bu diziyi yaratıyor.
Bu dizi elbette kurgu ancak tüm dünyayı kasıp kavuran reality show’ların perde arkasında olanları algılayabilmek için birebir.
Müthiş bir dizi.
Dedik ya, reality show’larda yarışmacıların eline verilen veya takip edilen bir senaryo yoktur.
Televizyon malzemesi, oradaki iletişimden, gerginlik veya dramdan ortaya çıkar. Peki ya “hiçbir şey” olmazsa? Herkes birbirine nazik ve anlayışlı davranır, sıradan, günlük sohbetler ederlerse?
İşte bu hiç olmuyor.
Yarışmacılar seçilirken belirli karakter tipleri aranır.
Mesela her şovda bir “arızalı” karakter vardır bilirsiniz.
Duygusalı, “yaşı ilerlemiş” olanı, “en genç” olanı, hislisi, cadısı, kırılganı, şımarığı, “kanatsız melek”i...
Bir arada bulununca toplu delirme hali yaşayacakları garanti olan karakterler, itina ile seçilir.
Yine de hiçbir şey yaşanmadı diyelim.
Dram yok, gerginlik yok, kavga yok... “Kötü kadın” yok...
Nasıl yaratıyorlar, dramı veya bir karakteri nasıl şeytanlaştırıyorlar?
Yarışmacıların psikolojik durumlarıyla oynayarak.
“Yumuşak karın”larına vurarak.
Zayıf oldukları yerlere çomak sokarak.
Hayatlarındaki dramı köpürterek, arızalarını, dışa vurmalarını sağlayacak koşullar yaratarak...
İşte bunların hepsi, tüm acımasızlığıyla “Unreal”da tane tane anlatılıyor.
Bakın “Unreal”, “dram yaratma” ve “elde malzeme yokken, çok izlenecek bir bölüm çıkarma” meselesini nasıl işliyor:
Yarışmacılardan birinin babası kritik durumda fakat program yetkilileri yarışmacıya bu durumu bildirmiyorlar.
Eğer kadın konuyu öğrenirse, gitmek isteyecek.
Fakat kız, damadın favorilerinden. Dolayısıyla programdan ayrılması problem demek...
Yarışmacı, programda yeterince “dram” malzemesi vermeyince, editör, dram çıkarmak için kıza babasının durumunu anlatıyor.
Eleme gecesinin sonuna kadar beklemesini, sonra gidip babasını görebileceğini söylüyor.
Eğer bunu “inanılmaz derecede insanlık dışı bir istek” olarak bulduysanız daha durun...
Yarışmacı, babasını görmek için çekimin yapıldığı malikaneden kaçıyor ve kaçtığında babasının çoktan öldüğünü öğreniyor.
Program editörü onu bulduğunda perişan halde...
Çıplak ayaklarıyla saatlerce koşmuş, kan içinde...
Sinir krizi eşiğinde bir bar tuvaletinde oturuyor...
Yine de bu haldeyken onu programa dönmeye ikna ediyor...
Programa döndüğünde yarışmacı, elbette onun her hareketini kaydeden kameralarla karşılaşıyor.
Bir başka sinir krizi geçiriyor...
Peki izleyici daha sonra ekranda ne görüyor?
Bambaşka bir hikaye...
Bu kaçış, kriz ve dram, “kadının kıskançlık krizi” olarak montajlanarak veriliyor.
Ve ekranda montaj eseri bir “arıza kadın” yaratılıyor...
Bizim ekranlarda bugüne kadar gelmiş geçmiş programlarda acımasızlığın bu kadarı yaşandı mı bilmem ama...
Reality Show denilen modern çağ “eğlence”si yaratılırken takip edilen mantık örgüsü tam olarak budur.

Yazarın Tüm Yazıları