Alışmıyorum!

Deprem bölgesinde depreme dayanıksız binalarda oturmak zorunda kaldık senelerce. Oturmaya da devam ediyoruz.

Haberin Devamı

“Depremle yaşamaya alışmamız lazım” dediler. 

Oysa deprem değil, insan hatası öldürüyordu.
Dere yatağına site yapmışlar, ilk yağmurda su basmış. “Sel felaketiyle yaşamaya alışmamız lazım” dediler.
Oysa dere yatağına ev yapmak bir insan tercihiydi ve önlenebilirdi.
Sel değil, insan hatası öldürüyordu.
Soma’da 301 kişi hayatını kaybetti, hesabı da sorulamadı. Öyle, öldüler gittiler güzel insanlar. “Madenciliğin fıtratında var, alışmamız lazım” dediler.
Oysa yaşam odaları ve modern madencilik uygulamaları ile bu kazalar günümüzde minimuma indirilmişti. Ölümlerin sebebi insan ihmaliydi, önlenebilirdi.
Madenciliğin fıtratında ölüm yoktu, sorumluların hatası, yani insan hatası öldürüyordu. Ankara’da bomba patladı.
Sonra bir daha patladı. Sonra bir daha patladı.
“Terörle yaşamaya alışın” dediler.
Oysa terör, insan yapımı siyasetin sonucu. Doğal bir felaket bile değil. Dolayısıyla önlenebilir. Akılcı stratejilerle çözülebilir.
Dolayısıyla terör sonucu ölümlere alışmak diye bir şey yok!
Depremle, selle, madenciliğin, hele ki terör olaylarının riskleriyle yaşamak, onlara alışmak zorunda değiliz.
İnsan yapımı bu felaketlerle yaşamak zorunda değiliz.
Her sokağa adım atışımızda “Acaba bugün bir terör saldırısında ölecek miyim?” diye endişelenmek zorunda değiliz. Değiliz!

 

Haberin Devamı


Terörü çözenler nasıl çözmüş?


Bakın, temel insan davranışının çok basit bir çalışma mekanizması var: Ödüllendirilen davranış sürer, cezalandırılan söner.
Yukarıda bahsi geçen olaylarda bir kişi bile sorumluluk aldı mı? Almadı. İstifa etti mi? Bizde öyle bir kelime yok.
Masum insanların canını alarak bir yere varacağını düşünen bu vicdansız teröristlerle baş edecek, terörün kökünü kazıyabilecek, “Dünyada terörü çözen ülkeler bunu nasıl yapmış?” diye inceleyip akıllı stratejiler üretebilecek olan yetkililer var.
Ama istatistiklere sırt dönüyor, sanki dünyada hiçbir ülke teröre çözüm bulamadı gibi davranıyorlar ve çalışmayan yöntemleri kullanmaya devam ediyorlar. Üstelik bu olayları önleyebilecek, çözüm üretebilecek insanlar, görevlerini yerine getirmedikleri zaman sorumluluk almayarak, istifa etmeyerek ödüllendiriliyorlar.
Bir meydanda 20 kişi toplanıp SADECE slogan atacak bile olsa, o grup 3 TOMA, 2 otobüs dolusu çevik polis, gaz bombaları ile ortam meydan muharebesine dönüştürülerek püskürtülebiliyor ama ayda 3 kez toplu ölümlere sebep olan bombacılar, kendilerini patlatmadan belirlenemiyor.
Önlem, ilgisiz insanlara yönelik alınırken, gerçek tehlike elini kolunu sallaya sallaya aramızda geziyor.
Vatandaş hesap soramıyor, kimse hesap vermiyor, teröristler için herhalde bu ortam kuştüyü yataktan daha rahat olmalı!
Rahat rahat, geniş geniş patlatıyorlar kendilerini, nasılsa onları arayan soran yok!
Sonuç: Halk toplu ölüm haberlerini almaya kendini kahrede ede alışıyor, sonra biri çıkıp teröre bile alışmamız gerektiğini söyleyebiliyor.
Hayır efendim, alışmıyorum ben.
Kimse alışmayacak Türkiye’de terörle yaşamaya!
Alışmayacak!

 

Yazarın Tüm Yazıları