İspanya’da Carmen, Türkiye’de Nurten

İspanya'nın en önemli edebiyat ödüllerinden biri ‘Planeta’. Hatta Nobel’den sonra ikinci sırada olduğu iddia ediliyor. Çünkü kazanan esere verilen para ödülü yaklaşık 1 milyon Euro.

Haberin Devamı

İşte bu önemli ödülün verileceği tören 15 Ekim’de Barselona’da yapılmış. Ve ödülü son yıllarda yayımladığı romanlarla çok satanlar listelerinin gediklisi ve oldukça popüler bir isim olan Carmen Mola kazanmış. Bütün salon merak içinde o güne kadar medyaya hiç çıkmamış, yayınevinin Madrid’de bir lisede öğretmen olarak lanse ettiği yazarı beklerken üç erkek sahneye çıkmış ödülü almak için.

İspanya’da Carmen, Türkiye’de Nurten

‘La Novia Gitana’, ‘La Red Purpura’ ve ‘La Nena en Alfaguara’ adlı romanların gerçek yazarlarının Carmen Mola takma adını kullanan Antonio Mercero, Jorge Diaz ve Agustin Martinez olduğu ortaya çıkmış böylece. Dün çıkan haberlere göre gerçeğin ödül töreninde ortaya çıkmasıyla yaşanan tartışmalara cevap veren üç İspanyol yazar, “Hiçbir zaman üç erkek olarak bir kadının arkasına saklanmadık. Saklandığımız bir isimdi” demişler.

Haberin Devamı

GİZLİ KALMIŞ İSTANBUL’UN GİZLİ YAZARI

Carmen Mola örneğine benzer bir olay bizde de yaşanmıştı ve bizim Carmen’imizin adı Nurten Ay’dı.

Yıl 1991. Türkiye’nin önemli edebiyat ödüllerinden biri olan ‘Haldun Taner Öykü Ödülü’nün sonuçları açıklanmış ve ödül, usta yazar Adnan Özyalçıner’in ‘Cambazlar Savaşı Yitirdi’ kitabı ile o güne kadar adı hiç duyulmamış bir yazar olan Nurten Ay’ın ‘Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı’ arasında paylaştırılmıştı.

Önce, Nurten Ay çok kolay akla gelebilecek bir takma isim olarak algılandı. Herkes bakalım arkasından kim çıkacak diye merak etmeye başladı. Ama tören günü geldiğinde hiç de öyle olmadı. Nurten Ay, gerçek biriydi ve gelip ödülünü aldı. Genç ve güzel bir kadının ilk öyküsüyle ödül alması çekici bir haberdi ve tüm gazeteler Nurten Ay’a geniş yer verdiler.

Nurten Ay, büyük bir şirkette yönetici asistanı olarak çalışıyordu. Verdiği ilk izlenim, edebiyatla ilgisinin çok da derin olmadığı yönündeydi. Oysa ‘Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı’ndaki bilinç akışı tekniği, postmodern denilebilecek kurgu, ciddi bir edebiyat birikimine sahip bir yazarın kaleminden çıktığını gösteriyordu.

Haberin Devamı

16 YIL SONRA ORTAYA ÇIKTI

Nurten Ay adı bu törenden sonra bir daha duyulmadı. Türk edebiyatının bu sırrının çözülmesi için aradan 16 yıl geçmesi gerekiyordu. 2007 yılında beyin tümörü teşhisiyle uzun süredir tedavi gören yazar Ali Teoman kendi külliyatını tamamlamak isteyince ortaya çıkmış ve ‘Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı’nın gizli yazarının kendisi olduğunu açıklamıştı. 2011 yılında hayata veda eden yazar, bunun kendi isteğiyle düzenlenmiş bir oyun olduğunu belirterek şu açıklamayı yapmıştı: “Bu adi dolandırıcılık değil, yazınsal bir oyundur. Nurten Ay birkaç kez oyunu bırakmak istedi. Onu ikna ettim. Bunca yıl açık vermeden bana yardım ettiği için kendisine çok teşekkür ederim.”

Haberin Devamı

Nurten Ay ise sadece “Üzerimde bir emanet vardı, şimdi geri verdim” demekle yetinecekti.

İspanya’da Carmen, Türkiye’de Nurten

ANILARINI YAZAN MARLON BRANDO’DAN URSULA ANDRESS’E TELEFON: ‘SENİNLE HİÇ SEVİŞMİŞ MİYDİK?’

Yazar, bibliyofil ve koleksiyoner Selçuk Altun, bir tür okuma güncesi olan ‘Kitap İçin’ yazılarını 2004 yılında ayda bir Cumhuriyet Kitap ekinde yayımlamaya başlamıştı. Altun’un ‘Kitap İçin’ safarisi halen Ot dergisinde devam ediyor ve her bin maddeyi bir araya getiren kitapların dördüncüsü de geçen aylarda çıktı.

İspanya’da Carmen, Türkiye’de Nurten

Aforizma, alıntı, anı, eleştiri, günlük, gözlem, kıssa, kinaye, öneri ve polemik gibi başlıklara ayrılabilecek kitabın maddelerinden benim en çok sevdiklerim ‘Küresel Kültürazzi’ başlığı altında yazılanlar. Edebiyatçıların, sanatçıların özel hayatlarına dair bilgi ve dedikodular. Kimin ilgisini çekmez ki? Bizim yazar ve sanatçılarımız için böyle bir liste yapılabilir mi? İşte kitaptan seçtiklerim:

Haberin Devamı

Marlon Brando, özyaşamöyküsünün seviştiği kadınlar bölümünü yazarken Roma’da yaşayan Ursula Andress’i arayıp, hiç sevişip sevişmediklerini sorar.

İspanya’da Carmen, Türkiye’de NurtenMarlon Brando ve Ursula Andress

Charles Dickens yüzü kuzeye dönük uyurdu, bu yöntemin ona ilham aşıladığı kanısındaydı. Üstat, uğur için her şeye üç kez dokunurdu.

Truman Capote yalnızca sarı kâğıda yazardı.

Balzac yazma sürecinde seksten kaçınırdı. Ne zaman bir kadınla birlikte olsa, ‘Bir başyapıt daha ziyan oldu’ diye iç geçirirdi.

Voltaire ve Mark Twain yatakta yazarlardı, uykusuzluk dönemlerinde Ernest Hemingway de yatakta çalışırdı.

Ernest Hemingway gibi babası ve oğlu da intihar ettiler. Ernest Hemingway ile doktor olan babasının intihar ettikleri tabanca aynıydı.

Haberin Devamı

Agatha Christie, 4 Aralık 1926’da kaybolunca polis onun kocasını soruşturamadı. Müthiş bir tanığı vardı; metresi Nancy Neele’nin evindeydi.

William B. Yeats 1923 Nobel’ini kazandığında, kendisine uzata uzata müjdeleyen şahsa, ‘Tanrı aşkına kısa kes ve ne kadar para kazandığımı söyle’ der.

George Bernard Shaw 1925 Nobel’ini kazanınca güya ondan o kadar çok kişi borç ister ki, parasal ödülden vazgeçer.

Honore de Balzac, ‘Goriot Baba’yı kırk günde yazdı; yüklü borcunu bir an önce ödeyebilmek istiyordu.

Nabokov’dan çok önce 1916’da Heinz von Lichberg (1890-1951) yazdığı kısa öyküde, yaşlı bir adamın tutkuyla bağlandığı bir kızı anlatmıştı ve adı Lolita’ydı.

T.S. Eliot ve Samuel Beckett; iki nobelist usta da nefes darlığından (sigara!) öldü.

- Şoförü fren yerine gaza basınca otomobili Seine Nehri’ne uçan balerin Isadora Duncan’ın kazada iki çocuğu öldü; derken sevgilisinin Bugatti’sinde, Nice’te hız yaparken, şalı arabanın tekerleğine dolandı ve boynu kırılarak öldü. İkinci kocası Rus şair Sergey Yesenin ise intihar etmişti.

- Nazi işbirlikçisi ama iyi yazar Knut Hamsun 25 yaşındayken vereme yakalanınca, ona üç ay ömür biçtiler. Sonunda öldüğünde 93 yaşındaydı.

Yazarın Tüm Yazıları