Işınla beni Scotty

Şarkıcı Mirkelam ‘koşarak’ şarkı söylemeye devam ediyordu. Kafamı kaldırdığımda Candan Erçetin’in İstiklal Caddesi’nde peşine takılmış bir yığın erkekle yürüdüğünü gördüm. Bir diğer yanda ise Umur Turagay’ın Orhan Atasoy’un ‘Gemiler’ parçasına çektiği, Fikret Kuşkan’ın oynadığı klip dönüyordu tüplü bir televizyonda.



Popüler kültür koridoru oldukça hızlı bir zaman yolculuğuna çıkarmıştı beni.

Üç kata yayılan sergide yer alan arşiv malzemelerine ve işlere baktıkça iyice inanıyorsunuz 90’lara döndüğünüze.

‘Serotonin’ sergileri, Genç Etkinlik, Assos Gösteri Sanatları Festivali gibi kolektif oluşumlardan geriye kalan fotoğraf, afiş, yazışma gibi çeşitli malzemeler bütün bunların gerçekliğinin kanıtı gibi. Hiçbiri hayal mahsulü değil, bir zamanlar bunlar yaşandı diye kanıt sunuyor izleyiciye.

Deve üzerinde Serotonin sergisinin mekânına giren ressam Mehmet Güleryüz, bir kafesin içinde Türkçe sözlük okuma performansı yapan Komet videosu, Türkiye’nin gördüğü en büyük ve en geniş katılımlı sivil itaatsizlik eylemi ‘Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık’ görüntüleri...

Performansın toplum, ekonomi, sokak ve siyasetle ilişkisini irdeleyen sergi, sanatçı ve tasarımcıların oluşturduğu bireysel ve kolektif girişimleri ele alırken kültür tarihinden de bir potpuri sunuyor. ‘Sahnede 90’lar’, çeşitli kaynaklardan toplanmış arşivlere dayanıyor ve canlı performanslardan video kliplere uzanan bir çeşitlilikte çarpıcı üretimleri de içeriyor.

Arka arkaya açılan özel radyo ve televizyon kanallarının da etkisiyle pop kültürünün emsalsiz bir yükselişe geçtiği 1990’lar aynı zamanda, Türkiye’nin sanat sahnesinde ‘disiplinlerarası’ kavramının da gündeme geldiği bir dönem.

Salt Beyoğlu’nda, arşiv malzemesi dışında aralarında Aydın Teker, CANAN, Esra Ersen, Halil Altındere, Hüseyin Katırcıoğlu, Köken Ergun, Moni Salim Özgilik, Özlem Günyol & Mustafa Kunt ve Taner Ceylan’ın da bulunduğu sanatçıların işleri de sunuluyor.

Sergiyi gezip Scotty tarafından günümüze ışınladığınızda “Ne acayip bir dönem yaşanmış” diye düşüneceksiniz.

“Biz bunları daha dün görmüştük, hangi ara tarihin malzemesi oldu” diye bir duyguya kapılırsanız aynaya bir göz atmakta fayda var.

Sergiyi 12 Şubat 2023’e dek Salt’ın Beyoğlu ve Galata yapılarında ücretsiz olarak ziyaret edilebilirsiniz.

‘YAŞAYAN PİRAMİT’ BOĞAZ’DA

EN önemli ekofeminist sanatçılardan biri olarak kabul ediliyor Agnes Denes. Halen Amerika’da yaşayan 91 yaşındaki Macar asıllı sanatçı 1960’lı yıllardan itibaren çevre sorunlarına, ekolojiye dikkat çeken büyük ölçekli çevresel projeleriyle de biliniyor.



Dünyanın dört bir yanında eserleri sergilenen, müzelere kabul edilen sanatçı ilk kez ‘Yaşayan Piramit’ adını verdiği eseriyle şimdi İstanbul Boğazı’nın konuğu oluyor.

Sanatçının iki binin üzerinde bitkiyi barındıran ‘Yaşayan Piramit’i Sabancı Müzesi’nin bahçesinde sergilenmeye başlandı. Geçen pazartesi günü bir basın toplantısıyla tanıtılan piramit hakkında bilgi veren Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer eserin bu dünyadaki varlığımızın bir metaforu olarak doğayla ilişkimizi ‘canlandırdığını’ söyledi.

Ölçer, “Yaşayan Piramit’te binlerce tohum çimlere ve çiçeklere dönüşürken büyüyecek, biçim ve renk değiştirecek. Sanatçının arzusu doğrultusunda bu sergi için özel olarak üretilen, mermer üzerine yazılı ‘Manifesto’ ise bahçenin artık kalıcı bir parçası olarak koleksiyonumuzda yerini alacak” dedi.

Sanatçının ‘Manifesto’sunu ekolojik kaygıları uzun yıllardır kalemiyle gündeme getiren Buket Uzuner’in kendi yorumuyla okuması anlamlıydı.

Toplantı sonrasında piramidin son bitkilerini dikip cansuyu vererek tamamladık eseri.

‘Yaşayan Piramit’ 29 Ocak tarihine kadar SSM’de her an değişerek ziyaretçilerini bekliyor.