"Aile olmak beni olgunlaştırdı"

DERİN, çok derin bir ruh... Öyle olmasa nasıl çıkar yüzlerce şiir, şarkı? Ama başarının sadece incelikli bir ruhla olmayacağını, disiplinli ve çok çalışarak, durmadan kendini yenileyerek, katarak, üreterek gösteriyor Can Bonomo... O, gerçek bir sanatçı! Ben oldum olası kendisini çok beğenerek takip ederdim, tanışınca daha da sevdim ve artı olarak saygım arttı. Bizi Çeşme Alaçatı’daki mütevazı ama oldukça zevkli dekor edilmiş evlerinde ağırladılar. Kendisi gibi sanatçı olan eşi oyuncu Öykü Karayel, arkadaşları, köpekleri ile sıcacık bir yuva izlenimi oluştu bende. Sehpada birkaç kitap, en üstte Spinoza’nın eseri. Ben bir yorum yapıyorum (sadece soru sormuyorum). O yorumuma yorumunu katıp, üzerine daha bilimsel bilgilerle donatıyor. Dövmeleri, kendine ait stiliyle kolay ve kestirme yargılara varılsa da Can Bonomo kendi tarzını oturtmuş, saygı duyulması gereken ve sanata, şarkılara kalıcı eserler bırakan genç ama kökleri sağlam biri. Bu hafta 6’ncı albümü çok yakında çıkacak olan Can Bonomo’yla bir araya geldik. Keyifli okumalar...

Haberin Devamı

 

Aile olmak beni olgunlaştırdı

* GÖRÜNTÜNÜZLE seyircide bıraktığınız izlenim sanki taban tabana zıt gibi... Asi, isyankar görüntünün aksine; duygusal, sebatlı bir izlenim veriyorsunuz. Hangisisiniz? Sizi en çok besleyen hangi yanınızı seviyorsunuz?
- Sahnedeki adamı gündelik hayatta yaşatmak yorucu olur. Çok büyük mimikler, çok yüksek ses, durmaksızın hareketlilik... Kimsenin de kafası kaldırmaz zaten. Sakin kalmak, olan biteni önüne alıp düşünerek, yavaş hareket etmek daha dünyalı geliyor bana. Sahnedeki adam sahnede güzel. Ben görece sakin, uysal bir insanım.
* Can Bey çok uyumlu görünen evliliğiniz ve bir çocuğunuz var. Üretim aşamasının daha çok yalnızken olduğu sanatınıza zaman ayırmada dengeleri nasıl koruyorsunuz?
- İstanbul’da yaşadığımız evin yakınında bir yazıhanem var. Haftanın 6 günü gidip orada çalışıyorum. Oğlum da çok seviyor orayı. Adaptasyon meselesi aslında. Oğlum ve eşimle her gün kaliteli vakit geçirip aynı anda çalışma tempomu aksatmamayı öğrendim zamanla.
* Peki, aile olmak sizi değiştirdi mi?
- Büyüttü. Canınızdan çok sevdiğiniz bir kopyanızı hayatta tutmaya çalışmak, kendini keşfetmesini, sevmesini, gülmesini, yaralanmasını izlemek eski, küçük ve manasız her savaştan çekilmenize sebebiyet veriyor. Olgunlaşıyorsunuz. Bunu hayatınız pahasına güvendiğiniz, aşık olduğunuz, sevdiğiniz biriyle beraber yapıyor olmak da büyütüyor sizi. Kocaman oluyorsunuz birden.
* İzmirlisiniz ve İzmirliler sizi çok seviyor. İzmir’in size kattıkları veya eksik bıraktığı yanlar sizce nelerdir?
- İzmir’de büyümüş olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Dikkat bozukluğu olan bir çocuk olarak İstanbul’da yetişsem kafam karışabilir, aklım çelinebilirdi. İzmir yüzölçümü olarak İstanbul’dan epey daha büyük olmasına rağmen benim hayatımdaki tezahürü Susam Sokağı gibiydi. Her şeyi ufacık hatırlıyorum. Evden çıkar anneannemin evine yürürdüm. İstanbul’da evden çıkıp da yürüdüğümü hatırlamıyorum yıllardır.

Haberin Devamı

ALTINCI ALBÜM EKİM AYINDA ÇIKIYOR
* Sanatın her yanı sizde adeta vücut buluyor. Şiir, şarkı, beste, resim... Dağılmıyor musunuz? Tüm bunları nasıl bir sistemle üretiyorsunuz?
- Planlı çalışıyorum. Bir sonra yapacağım şeyin ne olduğu her zaman bellidir. 6’ncı albümümüzün bestelerini bitirdim. Şu an stüdyo aşamasındayız. Ekim ayında çıkarmayı hedefliyoruz. Ben besteleri bitirir bitirmez ilk romanımı yazmaya başladım. Toplam 16 bölümden oluşuyor, dün 4’üncü bölümü bitirdim. Romanımı yazarken şiiri aksatmamaya çalışıyorum. Şiiri bırakırsanız şiir sizi daha beter bırakıyor. ‘Sadece Şiir’ ve ‘OT’ dergilerinde düzenli yazmaya devam ediyorum. Romanımı bitirdikten sonra 4’üncü şiir kitabımın dosyasını toparlamaya başlarım. O esnada yeni albümün turlarına başlamış oluruz. Resimlerimle ilgili beni çok heyecanlandıran bir projeye başlıyoruz sonra. O, 2024’ün sonlarını bulacak sanıyorum. Neyin bana ne zaman iyi geleceğini öğrendikten sonra planlamalarını yapmak çok basit oldu.

Haberin Devamı

Aile olmak beni olgunlaştırdı

İLHAM GELDİĞİNDE HAZIR OLMALIYIM
* Oldukça disiplinsiniz! O zaman kendinizi ilhamın keyfine bırakmıyorsunuz, öyle mi?
- İlham meselesine ikna olamıyorum ben. Doğru işi doğru zamanda yaptığınızda üst benliğiniz devreye girip bütün yükü üstleniyor zaten. Eğer yazamıyorsam, aklıma bir şey gelmiyorsa kenara çekilip ilhamın gelmesini beklemem. Daha çok yazarım. İlham diye bir şey varsa ve kafasına göre gidip geliyorsa ona yakalandığım zaman elimde bir kalem olması daha faydalı olmaz mı? Çok yazmak gerekiyor demek ki! Durmadan yazmak.

HAYAT O KADAR KISA Kİ...
* Bu şiirler ya da lirik yazılarınız disiplinle çıkmayacak kadar derinlerden geliyor. Hayatınız avuçlarınızın içine verilse ona nasıl bakarsınız? Sımsıkı mı, serbest mi, eğlenceli mi ya da siz tamamlayın?
- Hayatlarımız bir şekilde avuçlarımızın içinde zaten. Dönem dönem sıkıyoruz, dönem dönem bırakıyoruz. Benim takip edebildiğim bir döngüsü olmadı hayatımın. Hiçbir şeyi doğru hesaplayamadım, hiçbir şeyi öngöremedim, hiçbir şeye hazırlıklı yakalanmadım. Öyle olunca da bıraktım kendimi. Zaten hiçbir şeyi kontrol edemiyorum, bari neşeyle yaşayayım dedim. Çabuk yaşlanır yoksa insan. Hayat çok kısa.
* GSF mezunu olarak resimlerinize değinmeden edemeyeceğim. Anakronizm kavramı eserlerinizde hakim. Zamanı iç içe sokan ögelerle dolu. Geleneksel yapı ve zaman kavramlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Anakronizm ilk sergimde işlediğim ve bana çok eğlenceli gelen bir kavram. Bir objenin yanlış çağda resmedilmesi, Napoleon’u cep telefonuyla konuşturmak mesela bana çok eğlenceli gelmişti o dönem. Zamanın ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Bilmiyoruz da bence... Lineer bir fonksiyon da olabilir, çok boyutlu ve döngüsel, ilahi bir sistem de olabilir. Bu röportajı sizin benimle değil de benim sizinle yaptığım zaman dilimleri var olabilir mesela. Şimdi benim zamanımı yaşıyoruz. Oğlumun, eşimin, dostlarımın, sevdiklerimin zamanını. Bu şekilde aklım alıyor benim.
* Üreten kişi olarak karşınızda sürekli izleyenlerin olması sizin durduğunuz yeri daha mı ip üstüne yerleştiriyor, ağırlaştırıyor ya da daha mı özel kılıyor?
- Bir sorumluluk yüklüyor size. Bazı insanların düşüncelerine tercüman olduğunuz noktada onların sözcüsü de sayılıyorsunuz. Biraz daha ihtiyatlı, daha olgun bir hale getiriyor bu durum sizi.
* Bizimle paylaşmak istediğiniz projeleriniz var mı?
- Ekim ayında yeni albüm geliyor! Ekip olarak çok heyecanlıyız. Güzel olacak.

Haberin Devamı

 
SOHBETTEN İZLENİMLERİM
* Çok sakin, dingin bir izlenim bıraktı.
* Çok okuyor, öyle boş cümleleri olan biri değil!
* Evi sıcacık bir yuva.
* Gayet karizmatik.
* Tarzı olduğunu söylememe gerek yok herhalde...

Aile olmak beni olgunlaştırdı

 
İKİSİNDEN BİRİ
* Yürüyüş-Koşu
* Sıkılmak-Sabretmek
* Susmak-Konuşmak
* Dans etmek-Oturmak
* Klasik-Modern
* Dobra-Politik
* Samimi-Mesafeli
* Uykucu-Uykusuz
* Sakin-Heyecanlı
* Kitap-Dergi
* Doğa-Konfor
* Kedi-Köpek
* Güneş-Yağmur
* Çay-Kahve
* Et-Ot
* Disiplinli-Rahat
* Unutur-Affetmez
* Tatlı-Tuzlu
* Çin yemeği-İtalyan yemeği
* Şarap-Rakı
* Esprili-Ciddi

 
KİMLİK

Burcu: Boğa
Eğitimi: Bilgi Üniversitesi, Harvard X American Poetry
İlgi alanları: Magic the gathering, paraşütçülük, motosiklet, teknoloji

 
A-KİMSİN?
1. Kimin beyninde olmak isterdin? (Düşüncelerini merak ettiğin kişi) Dali
2. Kimin gözleriyle dünyayı görüp algılamak isterdin? Rembrandt
3. Bir şiir olsan hangisi olurdun? William Blake-To see a world

Haberin Devamı

B-NOKTALI YERLERİ DOLDUR?
1. ... çok iyi yaparım: Lazanya
2. ... hiç beceremem: Futbolu
3. Çevrem beni ... biri olarak tanımlar: Neşeli
4. Az kişi bilir, ben ... biriyim: ADHD’li (Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu)

C-MANEVİ ANLAMDA YAŞAMDAN
1. Kazandıklarım: Dostluklarım
2. Yatırımlarım: Ailem

D-SANA DAİR KISA KISA
* Şarkıcı olmasan ne olmak isterdin? Şair
* 20 yıl önceki haline döndün, ona ne öğüt verirdin? Oyna
* Hayat motton varsa nedir? Ars longa, vita brevis ‘Sanat uzun, hayat kısa’ demek. (Hipokrat tarafından söylenmiş bir söz)

Yazarın Tüm Yazıları