Sosyal medyayı sallayan o mektup... Kibar mı değil mi

Bir komşunun, öğrenci olduğunu bildiğimiz komşusuna ‘pasif agresif’ denilebilecek bir dille yazdığı mektup sosyal medyayı salladı. O mektupta gürültü yaptığı iddia edilen öğrencinin ‘düz taban’ olduğundan tutun evde terlik giymesi ve pencereleri açık bırakmaması gerektiğine ve hatta ‘kapı kolu kullanma talimatı’na kadar yok yok! Şahsi olarak komşunun bu mektubunu hiç de kibar bulmadım. Sosyal medyada ise birçokları mektubun gayet ‘kibar’ olduğunu savunuyor. Gerçekten öyle mi? Hem psikologlara hem de Kat Mülkiyeti Hukuku Komisyonu Genel Sekreteri Beste Demirhan’a sordum.

Haberin Devamı

KİBAR VE KOMŞULUK HUKUKU SINIRLARI İÇİNDE DEĞİL

İSTANBUL Barosu Kat Mülkiyeti Hukuku Komisyonu Genel Sekreteri, Avukat Beste Demirhan ile soru-cevap yaptık:

Bu mektup için kibar denilebilir mi?

Örnekteki gibi bir uyarının komşuluk hukuku sınırları içerisinde olduğu söylenemez. Kimse kimsenin evinde kimlerle yaşadığı ya da evine davet ettiğini, evli mi bekâr mı, öğrenci mi çalışan mı olduğunu sorgulayamaz, evden çıkarken camları kapatmasını, evde terlikle dolaşmasını söyleyemez. Böyle bir uyarı kibar olmadığı gibi komşuluk hukuku sınırları içinde de değildir.

Sosyal medyayı sallayan o mektup... Kibar mı değil mi

Yasal/normal/kibar bir uyarı nasıl olur?

Haberin Devamı

Sorunların dostane şekilde çözülmesi için uyarının komşuyu itham ederek, suçlayarak değil çözüme ulaştırır şekilde ifade edilmesinde fayda vardır. Komşunuzu gerçekten kibar bir şekilde uyarmanıza rağmen aynı sorunlar devam ediyorsa apartman yöneticisine (ki bu doğrudan görevi değildir) durumu bildirip onun da uyarmasını isteyebilirsiniz. Huzur-sükûnu sağlamak için yönetici bu uyarıyı yapabilir.

Ben uyardım, yönetici uyardı ama şikâyetler katlanarak devam ediyor. Ne yapılabilir?

Sonuç alınamadığı takdirde kolluk kuvvetlerine, idari makamlara başvuruda bulunabilir ya da Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinde evde gürültü/koku gibi şikâyetlerin TAHAMMÜL EDİLEMEZ boyutta olduğunu belirterek dava açabilirsiniz. Burada kritik bir nokta var yalnız. “Rahatsızlık”, kişiden kişiye değişen soyut bir kavramdır. Dolayısı ile de Yargıtay uygulamasıyla kriterleri belirlenmiştir. Davada hâkim; ilgilileri dinler. Mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi ve gürültü/ses ölçümü yaptırır. Dava sonunda gürültünün/kokunun ya da şikâyete konu olan her ne ise varlığının tahammül edilemez boyutta olduğu tespit edilirse hâkim derhal bu durumun önlenmesine karar verir. Hâkimin kararına rağmen şikâyet giderilmezse bu kez Kat Mülkiyeti Kanunu 33/son maddesi gereği, aynı mahkemece davalıya idari para cezası verilir.

Haberin Devamı

UYMAK ZORUNDA OLDUĞUMUZ KANUNLAR VAR

BU olaydan bağımsız ev içi gürültü/ses/koku gibi şikâyetler konusunda haklarımız neler?

Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 18. maddesi aynı apartmanda/sitede yaşayan kişilerin, Türk Medeni Kanunu’nun 737. maddesi de komşuların birbirlerine karşı sorumluluğunu, uymakla yükümlü oldukları kuralları belirlemektedir. Bunlar uyarınca komşuların özellikle bağımsız bölümlerin durumu, niteliği ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsız etmesi yasaklanmıştır. Komşuluk Hukuku gereği evimizi, apartmanın ve sitenin ortak alanlarını kullanırken; sadece ev sahipleri değil, kiracı ya da başka sıfatla oturanlar olarak komşularımızı rahatsız etmemeye, başkasının hakkını çiğnememeye özen göstermekle yükümlüyüz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Eylül 2006 tarih esas 2006/1-551 K2006/597 sayılı kararı ve birçok karar da bu yöndedir.

Haberin Devamı

Sosyal medyayı sallayan o mektup... Kibar mı değil mi

Merhaba,
Maalesef ev içi gürültünüz çok fazla. Çevre dairelerinizde oturan insanlar belirli uyku saatleri olan çalışan insanlar ya da emekli insanlar. 22.00-07.00 saatleri arasında uyumamız gerekiyor ki ertesi sabah işe gidelim o yüzden aşağıdaki konulara biraz daha dikkat edebilirseniz çok seviniriz.

Büyük ihtimalle düztabansınız. Bu yüzden evde terliksiz yürürken ya da koşarken binayı sağlıyorsunuz. Ev içerisinde yumuşak tabanlı bir terlik giyebilirsiniz bu sesinde önüne geçmiş olursunuz.

Özellikle 22.00- 07.00 saatleri arasında evin içerisinde eşya kaldırıp koyarken ya da sandalyeyi masayı çekerken çok gürültü yapıyorsunuz.

Daire balkonunuzdan dışarı yayılan sigara kokularını düşünürsek ev içerisinde yoğun miktarda sigara içiyorsunuz, muhtemelen ev havalansın diye de evden çıkarken pencereleri açık bırakıp çıkıyorsunuz fakat siz çıktıktan sonra pencereler ve kapılar sürekli çarpıp duruyor. Evden çıkmadan önce pencerelerinizi kapatırsanız daha iyi olacaktır.

Haberin Devamı

Ev içerisindeki kapıları çok sert çarpıyorsunuz. Kapılar ile ilgili alıp veremediğiniz özel bir konu yoksa kapıları bu şekilde zor-lamanıza gerek yok. Kapı kolunu kapıyı çarpmak için kullanmak kapının mekanizmasını aykırı bir durum. Kapının kolunu aşağı doğru bastırırsanız kapının dili içeri girer böylece kapıyı yavaşça ve sessizce kapatabilirsiniz.

Gece eve arkadaşınıza aldığınız zaman çok yüksek tonda konuşuyorsunuz. Konuşmalarınız gecenin sessizliğinde diğer dairelere yayılıyor. İyi günler.

ÖFKELİ VE TAKINTILI BİR UYARI

PSİKOLOJİK Danışman Enes Çelik: “Kibar bir mektup denilemeyeceği gibi öfkeli ve takıntılı da. Yazanın pasif-agresif tavırlar içinde olduğunu söylemek mümkün zira bu insanlar öfkelerini direkt değil bu şekilde üstü kapalı olarak gösterirler. Burada arkadaşları ile sohbete karışma var, ki gece diye de vurgulamış, sigara içmesi, pencereyi açık bırakması, terlik giymemesi... Hepsine karışılmış. Bunlar özel hayatın ihlaline girer. Pencerenize, sigaranıza kimse karışamaz ya da bir organınız ile alakalı tanı koyamaz. Cümleler düzgün gibi yazılmış görünse de fazla ‘iğneleyici’ ve mesajı ‘olumsuz’. Ayrıca belli ki mektubu yazan kişi şikâyetçi olduğu kişi ile ilk kez bağlantıya geçiyor, aksi halde ‘Sizinle daha önce konuşmamıza rağmen’ gibi bir not düşerdi. Türkiye gibi ataerkil toplumlarda ‘güç’ gösterisi de olabiliyor bu işler. Mektubun yazıldığı kişi kadın ya da öğrenci olmasaydı bu mektup yazılır mıydı?”

Haberin Devamı

TAKİP VE ÖZEL HAYATA MÜDAHALE VAR

MUTLULUK Enstitüsü kurucusu, akademisyen, sosyal psikolog Dr. Ozanser Uğurlu: Öncelikle hele de bu gibi durumlarda yazarak iletişime geçilmez. Nezaket sınırları içinde yüz yüze konuşmak, derdini izah etmek çok daha kıymetlidir. Böylelikle yazımdan kaynaklı yanlış anlaşılmaları elersiniz, bu bir. Gelelim mektuba: Dilinde bir ‘üstencilik’ var. Sonunda isim yok! Bu bile mektuba ‘nezaketsiz’ demek için yeterlidir. Böyle detay detay yazacak kadar büyük bir derdin varsa o mektubu ‘Şu kattaki komşun X kişi’ diye bitirirsin. Ayrıca mektupta çok detay var. Demek ‘stalk’lamış. Pencere çarpmasından, kapı kapanması, sigaradan arkadaşların eve girmesine kadar... Tüm bunların ‘o’ evden geldiğini nasıl anladın? Demek takip ettin. Bu da takıntıyı gösterir. Korkunç şey bu! ‘Kibar’ görünen o cümlelerin altında; ‘Hızlı yürüme’, ‘Pencereni kapa’, ‘Arkadaşını çağırma’ gibi özel hayata müdahale var aslında, yazılanların düz okuması budur. İnsanlar ölümle sonuçlanan ‘komşu’ kavgası görmeye o kadar alışmış ki bu mektup onlara kibar gelmiş olabilir ama altında ince bir tehdit, takip, takıntı var.”

Yazarın Tüm Yazıları