Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor

Tam 2 yıl önce bugün bu köşeden, her ne kadar benim için yüzleşmesi ve yüksek sesle söylemesi çok zor olsa da meme kanserine yakalandığımı duyurmuştum. Niyetim benimle aynı yoldaki kadınlar ile dayanışmak ama en önemlisi de kanser ve meme kanseri konusunda farkındalık yaratmaktı. Zira meme kanseri bugün tüm kanser çeşitleri arasında görülme sıklığı en yüksek- akciğer kanserinden de fazla- kanser türü. Her 8 kadından biri ve oran bu kadar yüksek olmasa da erkekler de meme kanserine yakalanıyor. Farkındalığa dikkat çekmek içinse her yıl ekim ayında etkinlikler yapılıyor. Bu yıl Türkiye ve dünyanın alanında en başarılı cerrah, tıbbi ve radyasyon onkologları, psikolog, fizyoterapist, hemşire ve ‘survivor’ları Genç Birikim Derneği’nin Muş’ta düzenlediği 10. Onkoloji Günlerinde buluştu. Ben de oradaydım.

Haberin Devamı

BURASI MUŞ’TUR YOLU ‘PEMBE’DİR

3 gün süren, 10. Onkoloji Günleri’ne Türkiye’den olduğu kadar Avrupa Birliği çatısı altında kanser ve araştırmaları üzerine çalışan birçok sivil toplum örgütü yöneticisi ve bilim insanı ve 11 farklı ülkeden 100’den fazla gönüllü öğrenci de katıldı. Tam bir ‘yıldızlar’ geçidiydi. İlk gün sonunda yüzlerce katılımcı pembe tişörtlerimiz, pankart ve düdüklerimizle Muş sokaklarına çıktık. Yemen Türküsü’nde de denildiği gibi Muş’un yokuş yollarını, tek bir kişiyi dahi kanserden kaybetmemek umudu ile pembeye boyadık.


Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor

NEDEN PEMBE

Yürüyüş esnasında “Neden hepiniz pembe giydiniz?” diye soran çok olduğundan yazmak istedim: 1990’lı yıllarda tutkunun ve umudun rengi olarak kırmızı, AIDS farkındalığının sembolü kabul edilir ve 1991’de Jeremy Irons TONY ödüllerine yakasında kırmızı kurdele ile çıkar. Yine aynı yıl özünde dişi, rahatlatıcı, sakinleştirici, sağlık veren bir ton olduğu kabulü ile pembe renk, meme kanseri farkındalığı için düzenlenen bir koşuda pembe kurdele olarak yakalarda yerini alır.

Haberin Devamı

KADINLAR ‘KANSERİM’ DEMEYE UTANIYOR

En çok duyduğum ikinci soru: “Neden Muş?” idi. Soruya soruyla karşılık vereyim: “Neden olmasın?” Böylesi önemli kongrelerin büyük kentlerde yapılmasına o kadar alışmışız ki... Hem ‘çeşmenin başı İstanbul olmasın’ diye yakınıyor hem de alanında dev isimleri buluşturan bir kongrenin Muş’ta olmasını yadırgıyoruz. Bir nedeni daha var.

Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor
Teşhis ve tedavilerle beni hayata bağlayan Prof. Dr. Cihan Uras da kongredeydi.

YERELDEN BÖLGEYE DAYANIŞMA

Doktorların ‘10 gün kadar ömrün kaldı’ diyerek sevdikleri ile vedalaşmasını söylediği, 20 yıl sonra bugün dimdik ayakta olan ve bu büyük organizasyona ev sahipliği yapan Onkoloji Hastaları Yardımlaşma ve Sevgi Derneği (Onko-Sev) ve Genç Birikim Derneği (Genç-Bir-Der) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Yüce, “Umut her zaman var” diyor. Amacı ‘o’ umudu, sosyo-ekonomik anlamda büyük kentlere göre daha büyük sıkıntılar içinde olan, Doğu ve Güneydoğu illerine taşımak. Şöyle devam ediyor: “Özellikle kadın kanserleri en ileri ya da son safhada yakalanıyor. ‘Hasta olduğumu duyarsa eşim beni terk eder. Başka hanım alır’, ‘Kimsesiz kalırım’ gibi kaygılar, bedenlerini tanımamaya bağlı ya da ‘ayıp olur’ diye utanıp kimselere ‘Buramda bir şey var’ diyemediklerinden kaynaklanıyor bu. Oysa yerelden bölgeye, bölgeden ulusala yürütülecek bir dayanışma daha faydalı. Dolayısıyla hasta ve yakınlarını hocalarımız, kanser atlatan survivorlar ile buluşturuyor, bilimsel düzeyde güncel bilgi ve gelişmelere ve hatta olanaklara erişmelerini kolaylaştırmaya çalışıyoruz.”

Haberin Devamı

PEMBE OTOBÜS YOLLARDA

Kongre boyunca çevre iller ve köyler de yaşayan kadınlar da dahil onlarca kadın tanı aracı sayesinde kapsamlı kanser taramasından geçirildi. Ayrıca kanserde ‘erken’ teşhisin önemine dikkat çekmek için Best Van firmasının son model otobüsü “Yolumuz bir” sloganı ile bir yıllığına pembe giydirildi. Otobüs Van- Muş- Hopa güzergahında çalışacak. Firmanın Yönetim Kurulu Üyesi İrem Bayram, geçtiğimiz yıl da otobüsün Van- Diyarbakır hattında 300 bin kilometre yol yaptığını, en az 30 bin yolcu taşıdığını söylüyor ve diyor ki: “Farkındalık yüksek olmalı ki kansere yakalanma riskimiz o kadar düşük olsun.”

Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor

10 MADDEDE KANSER FARKINDALIĞI

Kongredeki 6 farklı panel ve onlarca çalışmadan sonra şunları söylemem mümkün:

Haberin Devamı

1. Kendinize dokunun! Ayna karşısında muhakkak elle muayene yapın.

2. Tüm yaş grubundan kadınlar yılda en az 1 kez mamografi, ultrason, meme MR çektirmeli, klinik muayene olmalı, tüm testlerini yaptırmalı.

3. ‘Genetiğimde yok!’ deme. Sigara, kilo, stres gibi çevresel faktörlerin kansere sebep olma olasılığı yüzde 70.

4. Ailede; anne, kardeş, yakın akrabalar da varsa risk 2 kat artar.

5. Tümör ne kadar erken tespit edilirse kemoterapi bile almadan iyileşme şansı o kadar yüksek.

6. Kemoterapi ya da radyoterapi aldınız; KORKMAYIN! Meme kanserine yakalanma oranı ne kadar yüksek ise iyileşme oranı da o kadar yüksek. (Yüzde 95)

7. Hastalık değil hasta var! Tanı benzer olabilir ama tedaviler artık kişiye ve tümörün cinsine göre yapılmakta. Yani kendinizi başkaları ile kıyaslamayın.

Haberin Devamı

8. Meme kanserine yakalanan herkes memesini kaybedecek diye bir durum yok! Koruyucu meme cerrahisi ilk hedef. Aksi durumlarda onkolojik ve plastik cerrahi kuralları birleştirilerek ameliyatlar yapılıyor.

9. Sağlık Bakanlığı, 81 ilde 254 KETEM de kanser tarama çalışmalarını ücretsiz yapıyor.

10. Son sözüm şu an bu süreçten geçen herkese. Umudunuzu kaybetmeyin, moralinizi yüksek tutun ve unutmayın: Ne de olsa kışın sonu bahardır.

 

Yazarın Tüm Yazıları