Bu kez podyumu değil sosyal medyayı salladı! Adriana Lima’ya 90-60-90 tacizi

Yani bir gün Adriana Lima ve dahası doğum kilolarını savunacağım hiç aklıma gelmezdi ama sosyal medya linçi bunu da yaptırdı sonunda. 3 ay önce yani yenice doğum yapan dünyanın en ünlü modeli Adriana Lima Katar’da podyuma çıktı. Lohusalıktan kaynaklı, olması gerektiği gibi kilosu var haliyle. Ama hakkında yazılanları görseniz, sanki nesli tükenmekte olan Bengal Kaplanı... ‘İşte son hali’, ‘Görenler tanıyamadı’, ‘Eski halinden eser yok şimdi’ minvalinde. Daha önce benzer bir linç lohusa iken bikinili poz veren Bergüzar Korel’e de yapılmıştı. Çoğu zaman sadece dışarıdan da değil bu linç; eş, kaynana, komşu da yapıyor bir benzerini. Oysa toplum eli ile dayatılan bu ‘ideal güzellik’ baskısı psikolojik bir şiddet ve baskıya uğrayanı intihara dahi sürükleyebilir.

Haberin Devamı

İDEAL GÜZELLİK BASKISI PSİKOLOJİK BİR ŞİDDETTİR

Psikolog, Dr. Ozanser Uğurlu, Adriana Lima’ya yöneltilen acımasız eleştirilere, ‘Sosyal medya etkisi’ diyor. Ne demek istiyor? Şöyle anlattı:

Bu kez podyumu değil sosyal medyayı salladı Adriana Lima’ya 90-60-90 tacizi

Kültürlerden kültürlere değişkenlik gösterse de günümüzde yer edinmiş bir güzellik algısı var. Bu, sosyal medya eli ile olmadı ama yayıldı. Her gün her dakika birbirine benzeyen kadınları görüyoruz sosyal medyada. Beynimiz, bu kadar görsele maruz kalınca, kendinin ‘fiziksel’ olarak ne olduğunu anlamak için bir karşılaştırmaya giriyor. İşte bu karşılaştırma insana müthiş bir zarar veriyor. Bu karşılaştırmanın doğurduğu hissiyat ise ‘kıskançlık’. Bu linçin, öfkenin, saldırının sebebi aslında kişinin ‘Ben neden böyle değilim?’ duygusu. Düşün! Adriana Lima gibi dünyaya mal olmuş bir kadını yerden yere vuruyorlar. Oysa, kadın doğal döngüsünde doğum yapmış, ‘lohusa hali’ ile podyuma çıkma cesaretini -bak ‘cesaret’ diyorum aslında normal olan onun yaptığı- göstermiş, sadece işini yapıyor. Mesela bir kadının boyu-kilosu, bundan bağımsız selülitleri, bacaklarının çarpık-ince, kulaklarının kepçe-büyük olması, ayaklarının büyük, dizlerinin kemikli ya da fazla uzun-fazla kısa, fazla kilolu-fazla zayıf olması, çenesinin yuvarlak, yanaklarının etli olması gibi fiziksel özellikleri dayatılan ‘ideal’ güzellik kalıplarına uymuyor. O nedenle birçok kadın bıçak altına yatmaktan, ne olduğundan emin olmadığı hapları içmekten geri durmuyor. Dayatılan bu ‘ideal güzellik’ baskısı psikolojik bir şiddettir ve bu maruz kalanı depresyona hatta intihara kadar sürükleyebilir.”

Haberin Devamı

Bu kez podyumu değil sosyal medyayı salladı Adriana Lima’ya 90-60-90 tacizi

KİMSE BEDENİNDEN UTANMAMALI

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) temsilcilerinden Hatice Telli yorumlar karşısında “Hiç şaşırmadım” diyor, her gün yüzlerce kadının benzer dayatma ve baskılara maruz kaldığını bildiklerini belirterek şöyle devam ediyor:

Haberin Devamı

Bu kez podyumu değil sosyal medyayı salladı Adriana Lima’ya 90-60-90 tacizi

Body Shaming beden-fiziksel özellikleri aşağılayarak, ‘standart’, ‘ideal’ güzellik algısının dışında kalan insanlara uygulanan bir çeşit baskıdır. Bu baskılar temel, hak ve özgürlüklerimize yapılan şiddetin parçası olduğu kadar taciz de. Ben, kişi olarak ‘standart’ bir güzelliğe sahip olmak isteyebilirim ama bu zorlama/dayatma ile oluyorsa o zaman şiddetin de bir parçasıdır. Zaten ‘İdeal güzellik anlayışı’ ‘Güzellik-çirkinlik’ diye bir şey yok. Olamaz da... Bunlar uydurma. Bedenimiz bize aittir. Beden üzerinde karar verme yetkisi de kişinindir. Bu kadar! Dolayısıyla kimse bedeninden utanmamalı. Bir başkasının bedenini aşağılama hakkını da kendinde bulmamalı. Tüm bu dayatma ve baskılar aslında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, eril sistemin bir parçası. Değişim için ‘farkında’ olmak gerek. Ama her şeyden önce insanın kendi bedenini olduğu gibi sevmesi şart. Değişim kişinin kendini kabulünden başlar. Kabule geçtikten sonra anlayışı ve dilimizi değiştirmek, bu zihniyete karşı da örgütlü bir mücadele gerek.”

Haberin Devamı

Bu kez podyumu değil sosyal medyayı salladı Adriana Lima’ya 90-60-90 tacizi

ANNELİĞİN GÜZELLİĞİNİ DOĞALLIĞINI GÖSTERDİ

İkiz çocuk annesi, ünlü oyuncu Wilma Elles, doğumdan önce Cannes Film Festivali’nde beraber olduğu Adriana Lima’nın bu yeni halini çok beğenmiş:

“Ne var bunda! Gayet tatlı ve mutlu görünüyor. Yaptığı bu hareket devrim niteliğinde, birçok kadına örnek olmalı. Verdiği mesaj dolayısıyla onu çok tebrik ediyorum. Anneliğin güzelliğini, doğallığını gösterdi ki anne olunca podyuma çıkamazsın diye de bir kural yok! Eleştirileri anlamıyorum” diyor.

Bu kez podyumu değil sosyal medyayı salladı Adriana Lima’ya 90-60-90 tacizi

KİLOLU DA OLSAN ZAYIF DA OLSAN SUÇ

4 aylık lohusa iken kendi de yakın arkadaşı Adriana Lima gibi podyuma çıkan top model Tülin Şahin, diyor ki:

“Öncellikle 4 ay önce doğum yapmış bir kadın. En başta buna saygı duyulmalı. Kendiyle barışık biri ancak podyuma çıkar. Bende çıktım. Nasıl ki 9 ay hamilelik doğal bir süreç ise sonrası da o kadar doğal. Hatta bence sindire sindire, doya doya en doğal haliyle yaşamak gerekiyor. Bir de hala emziriyor bunu da unutmayalım. Tüm dünya 'body shaming'i konuşuyor ama bir yandan da bunlar yapılıyor. Bu ne ironi? Kadın çok zayıf olsa suç, fit olsa da kilolu olsa da. Erkeklere bunlar hiç yapılmıyor. Adriana yıllarca 36 beden, hiçbir zaman sporunu ihmal etmeden, Victoria Secret mankeni olarak en fit haliyle yürüdü. E, şimdi bu hali hakkı değil mi? O bir marka. Kaldı ki 1-2 yıl sonra eski haline döner ha dönmek de istemeyebilir. Çünkü anne olduktan sonra öncellikleriniz öyle bir yer değiştiriyor ki. Kızım Kasım'da 3 yaşına girdi ve benim hala canım eskisi gibi spor yapmak istemiyor. Yapmıyorum da. Çünkü benim öncelliğim sadece ve sadece o. İnsanlar şunu da unutmasın ki, bir top modelin yeri her daim podyumdur.” 

Haberin Devamı

Bu kez podyumu değil sosyal medyayı salladı Adriana Lima’ya 90-60-90 tacizi

HERKESİ MUTLU ETMEK İMKÂNSIZ

Model, Ceylan Çalgan: “Yani özellikle göz önünde olduğunuz bir iş yapıyorsanız insanlar çok acımasız. Hele de erkeklerden çok kadınlar eleştiriyor. Neler yazıyorlar bir bilseniz. Sadece kiloluyken değil ki, zayıfsanız da linç ediyorlar. Önemsememek lazım, siz nasıl mutluysanız ‘en güzeli’, ‘en ideali’ o. Yoksa herkesi mutlu edeceğim diye kendi hayatınızdan ödün vererek yaşamak zorunda kalırsınız.”

 

Yazarın Tüm Yazıları