Azı karar çoğu kanser

9 günlük bayram tatili vesilesi ile turizmcinin yüzü güldü, sahil şeritleri hıncahınç dolu.

Haberin Devamı

Bodrum’un nüfusu neredeyse bir milyona yaklaştı. Çeşme, Foça, Kuşadası, Antalya’da da durum aynı; adım atacak yer yok. Kimi de trafiğin azalmasını bekledi, bugün itibarı ile düşüyor yola, sonraki haftayı yıllık izne bağlayarak... Yazın bu ilk günlerinde, denizin kucağında ama en çok da güneşin altında sere serpe yatıp dinlenmek, bir tatlı huzur aramak hele de şehirlilerin şüphesiz ‘olmazsa olmazı’. Ancak eskiden dost olan güneş bugün artık baş düşman. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, son 10 yılda deri kanseri vakalarının 50 kat arttığını söylüyor. Ki bu da haftada en az 3-4 tanılı hasta demek. Peki hem D vitamini alıp hem kanserden korunmak nasıl mümkün olacak? İşte yanıtı.

Haberin Devamı

Azı karar çoğu kanser

FAZLA GÜNEŞ DERİ HÜCRELERİNİN DNA’SINI BOZUYOR

“Uzanmışım kumsala

Güneş damlar içime

Kurumuş dudaklarımda

Unutulmuş bir beste

Yaşıyorum aheste

Bir elimde ayna var

Şair beni kıskanır

Yanmışım sere serpe sahildeyim”

Sertab Erener’in ‘Kumsalda’ şarkısının sözleri bunlar. Şarkıda da dediği gibi... Bayılıyoruz kumsalda sere serpe yatmaya, güneşe teslim etmeye kendimizi. Ancak iklim değişikliğinin de etkisi ile eski alışkanlıkları artık kenara bırakma vakti. “Çünkü güneş artık eskisi gibi dost değil” diyor Dermatolog, Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, ekliyor:

Azı karar çoğu kanser

“Hem erkek hem de kadında en sık görülen kanser türlerinden biri deri kanseridir ve sebebi de yüzde 90 oranda güneş ışığı yani ultraviyole ışınlarıdır. Virüsler, yaralar, kimyasal ürün kullanımı ve çevresel diğer etkenlerin kansere etkisi sadece yüzde 10’dur. Psikolojimizi olumlu etkilemesinden tut, D vitamini sentezi, virüs, mantar ve bakterileri öldürmesine kadar güneş, hayat için elzem olsa da deri kanseri yapmasının yanı sıra alerjilere, deri lekelenmeleri ve döküntülerine, katarakta yol açabilir. 3 gün güneşlendiniz diye hemen yarın kanser olacak haliniz yok tabii ama güneşin deri içinde uzun yıllar birikmesine bağlı olarak bu hastalıklardan biri, hele de ilerleyen yaşlarda kaçınılmaz olabilir. Çünkü güneş deri içinde birikerek hücrelerin DNA’sında bir bozulma meydana getirir ve bu da çoğunlukla 30-40 sene içinde kendini göstermeye başlar.”

Haberin Devamı

Azı karar çoğu kanser

ELLİDEN FAZLA BENİ OLANLAR

Bu koşullarda elbette hepimiz güneşe çıkarken çok dikkatli olmalıyız ancak kanser geçmişi olan biri olarak bir gol de güneşten yemek istemem. Bu sebeple soruyorum: “Kimler daha dikkatli olmalı?” Yanıtı şu: “Açık tenliler, renkli gözlüler, kızıl saçlılar, güneşte bronzlaşacağına daha beter kızaranlar - ‘İskandinav tip’ diyoruz onlara (ünlü şarkıcı Hadise geliyor aklıma, bayram tatili fotoğrafları iyi örnek), ailesinde kanser geçmişi olanlar, kendisinde Lupus gibi güneş ile tetiklenen hastalıklar, atipik benler ve vücudunda 50’den fazla normal - kahverengi beni olanların güneşten iyi korunması gerekir.”

Azı karar çoğu kanser

İLK 20 YIL ÖNEMLİ

Haberin Devamı

“Ayrıca bebeklik ve çocukluk döneminde de güneşten korunmak önemli çünkü hayat boyu almamız gereken toplam ultraviyole desteğini ilk 20 yıl alırız. Bu dönem ne kadar az güneş, o kadar iyi. Bebek ve çocuklarda kabaran ve su tutan güneş yanıklarına da dikkat edilmeli.”

ÖĞLE SAATLERİNDE GÜNEŞTEN KAÇININ

Peki güneşten nasıl korunacağız? Prof. Dr. Zekayi Kutlubay öğle saatlerinde (11.00 - 16.00 arası) mümkün olduğunca güneşe çıkmamak, güneşlenmek için bu saatlerin öncesi ya da sonrasını tercih etmek gerektiğine vurgu yaparak diyor ki: “İlla bu saatler arasında çıkacaksan da şapka tak, uzun kollu - paçalı kıyafetler kullan, açık renkleri tercih et. Bunu da yapamıyorsan en azından açıkta kalan kol ve bacak bölgelerine 15 faktör koruyuculu güneş kremi sür.”

Haberin Devamı

YARIM SAAT YETER

“‘Ama o zaman D vitaminini nasıl alacağız?’ diye çok soran hastam var. Sanıyorlar ki saatlerce, boylu boyunca güneşin altında yatmak kışın onları hasta etmeyecek. Ne büyük yanılgı. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki saat 12 civarı dirsekten itibaren kollar ya da dizden itibaren ayakların bir yarım saat güneş görmesi günlük D vitamini ihtiyacını karşılamak için yeterlidir.”

Azı karar çoğu kanser

BİR SORU BİR CEVAP

MARKET ALDATMACALARINA KANMAYIN

- Koruyuculuğu SPF 15’ten başlıyor 50 ve üstüne kadar çıkıyor güneş kremlerinin. Kimyasal içerikli olanların hasta ettiği gibi bir şehir efsanesi de var. Hangisini kullanmalıyız?

2 çeşit güneş kremi var. Birincisi fizikseller; sürünce yoğurt gibi, deride tabaka oluşturanlar. Çinko ya da titanyum oksit gibi maddeler içerirler. Ultraviyole ışınlarını yansıtarak, ışınların deriden geçmesini engellerler. İkincisi de kimyasallar; sürer sürmez emilenler. Güneş ışığını emerek hücrelere nüfuz ederler. Elbette içeriklerini kontrol etmekte ve bilinen markalar almakta, merdiven altı üretime dikkat etmekte fayda var, zaten Bakanlık da denetimler yapıyor ama bizdeki kafa karışıklığı içeriğinden çok kremin nasıl kullanılacağı ile alakalı. “Sabah sürdüm” deyip, sürülen o iki damla kremin tüm gün koruduğunu düşünüyoruz. Oysa 2-3 saatte bir yenilenmesi şart yoksa hiçbir işe yaramaz. Ekleyeyim: SPF değerinin; 30-40-50 faktör olması sizi güneşten daha iyi koruduğu anlamına gelmez. SPF 15+ yüzde 95 koruma sağlarken markette daha pahalı olan SPF 30+ kremler yüzde 99 koruyor.”

Yazarın Tüm Yazıları