Hayırsever cennetine bu hayır yakışır

Bursa gerçekten çok farklı bir şehir... Sadece tarihi, kültürü, doğal güzelliği, verimli toprağı, Uludağ’ı, denizi, gölleri ve gelişen sanayisi ile değil, sağlığa ve eğitime yaptıkları destekle, adeta hayırsever cenneti… Maddi durumu iyi olan kişiler, hayırlarla birbirleriyle yarışıyorlar... Servetleriyle değil...

Haberin Devamı

Rekabetin güzelliğine bakar mısınız?
Dünyada, hayırseveri bu kadar fazla olan bir başka şehrin olacağını sanmıyorum... Düşünemiyorum da...
Onların en büyük özelliği, her hizmeti devletten beklemiyor olmaları... Mesela… Eğitime katkı için binlerce derslik, yüzlerce okul yaptırdılar... Okulların zorunlu olan ihtiyaçlarını karşıladılar... Sağlıkta da aynı duyarlılığı gösteriyorlar… Benim, “insanlık örneği” dediğim, kadavradan yapılan bağış ve nakillerde, Avrupa’da ilk sıralarda yer alıyorlar...
Bu duyarlılığını da yıllardır sürdürüyorlar… Yaptırdıkları hastanelerin, tadilatını gerçekleştirdikleri hastane odalarının sayısını kimse bilmiyor…
Bunun en güzel örneklerinden biri Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi’nde yaşanıyor...
*
Hayırsever Hüseyin Akdemir, 5 bin 700 metrekareden oluşan organ nakli hizmet binası yaptırıyor... Bu bina tamamlanınca, Bursa organ bağışında Avrupa’nın değil, dünyanın sayılı şehirleri arasında yer alacak...
Müthiş bir proje...
Fakülte bünyesinde bulunan ve bakımsızlığı ile çok konuşulup tartışılan, deney hayvanları uygulama ve araştırma merkezini yeniden inşa etme işini, Bekir Akyıldız ve oğlu yaptıracaktı... Bekir Akyıldız geçtiğimiz ay ölünce sözü verilen projeyi oğlu Erdoğan Akyıldız gerçekleştirecek...
*
Nöroloji Anabilim Dalı bünyesinde bulunan Hareket Bozuklukları Tedavi ve Araştırma Merkezi’nin yapımını ise iş insanı Timur Noyan üstlendi...
Konu, BUÜ Tıp Fakültesi’nden açılınca, hayırseverlere bir hayır işini hatırlatmam gerekiyor...
Performansıyla, Türkiye’nin en başarılı üroloji servisleri arasında ilk sırada yer alan, 1989 yılından bugüne yaptığı başarılı böbrek nakilleriyle örnek gösterilen Üroloji Anabilim Dalı’na, iyi huylu prostat büyümelerinin, enükleasyon yöntemiyle tedavisi için gerekli olan Holmium isimli lazer gerekiyor...
Cihaz olmadığı için, enükleasyon yönteminin gerçekleştirilmemesi, hastaların bu güncel tedaviden mahrum kalmasına neden oluyor...
Her yıl, 3 bin 500 hastayı poliklinikte muayene edip, 2 bin 500 hastayı yatarak tedavi eden BUÜ Tıp Fakültesi Üroloji Kliniği’nde, uluslararası makalelerde, ‘olmazsa olmaz’ olarak gösterilen bu yöntemin kullanılmaması büyük bir eksiklik…
İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz?
Cihaz yokluğundan hastalarına bu hizmeti veremeyen Üroloji Anabilim Dalı’ndaki öğretim üyeleri, yurt içi ve yurt dışı olmak üzere birçok kişiye yıllardır, böbrek nakli ve kapalı ameliyatların nasıl yapılacağını öğretiyorlar...
Kendilerine sertifika veriyorlar…
*
Tıp Fakültesi’nde olmayan 150 bin Euro değerindeki bu cihazın eksikliğini, dışarıdaki sağlık kuruluşları kapatıyor...
Faturası da dar gelirli hastalara ve yakınlarına çıkıyor... Ne kadar acı değil mi?
Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ömür Kadir Günseren ile Doç. Dr. Çağatay Mehmet Çiçek, meslektaşları ve hastalarının, bu cihazı bağışlayacak olan hayırseverleri asla unutmayacaklarını söylüyorlar…
Onlar, hastalarına daha iyi sağlık hizmeti vermek için böyle bir çağrıda bulunarak görevlerini yaptılar...
Durum böyle olunca da, Bursa’daki hayırseverlere, “Holmium isimli lazeri ben alacağım” demek kalıyor...
Onlara da bu yakışıyor...

Yazarın Tüm Yazıları