EGO otobüsleri Mavi Göl’ü pas geçiyor

Ankara’nın Mamak ilçesine bağlı Kayaş yakınlarındaki “Mavi Göl”, kent merkezine 12 kilometre uzaklıkta. Ve bu yüzden, başkentlilerin en çok tercih ettikleri rekreasyon alanlarından biri.

Haberin Devamı

Peki, Mavi Göl’e toplu taşımayla nasıl gidilir? Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) resmi internet sitesinde, “355 numaralı Kıbrıs Köyü otobüsüyle gidebilirsiniz” diyor. Lakin. Okurumuz Mahmut Ay, 355 numaralı EGO hattının “Kıbrıs Köyü” değil, “Zerdalitepe” olduğunu hatırlatarak, iletisinde EGO Genel Müdürlüğü’ne şöyle sesleniyor:

GÜZERGÂHINI DEĞİŞTİRDİLER

“Maalesef durakları arasında ‘Mavi Göl’ de olan hiçbir toplu taşıma aracı yok. Daha önce 357 numaralı Ulus-Kıbrıs Köyü hattı geçiyordu, onun da güzergâhını değiştirdiler.

YAKLAŞIK 500 METRE MESAFEDE

Başkentin en önemli rekreasyon alanlarından biri olan Mavi Göl’e şu an en yakın otobüs durağı Samsun Yolu’nda. Bu durak ise yaklaşık 500 metre mesafede ve yolu rampa.”

EZELDEN EBEDE GİDEN MESELEM

Haberin Devamı

EGO otobüsleri Mavi Göl’ü  pas geçiyor

 EGO otobüsleri Mavi Göl’ü  pas geçiyor

Kent gezgini okurumuz Dursun Türker, bu iki kaldırım fotoğrafını, Keçiören’in Ayvalı Mahallesi Gazze Caddesi’nde çekmiş.Ta 2013’ün aralık ayında “kentin kaldırım meselesi” için yazdıklarım aklıma geldi.Aynen şöyle yazmıştım:“Taş yerinde ağırdır” atasözüne kafa tutan bizim kaldırım taşları, yerinde duramıyor.Taş değil, sanki oyun hamuru...Hatta ilgi düşkünü, bir hayli de kırılgan.Ömrü de kelebek misali...Bir, bilemedin ikinci yılında error (hata) vermeye başlar.Yeni “yap-boz” versiyonu çıkar.Haliyle de güncelleme ister kaldırımlar.Yol genişler, kaldırım “feda” der.İnceldikçe incelir,yürü yürüyebilirsen.Yeri gelir “yapıldı” diye sevinirsin.Bu defa işgaller başlar.Seyyar satıcılar, park eden araçlar...Yıllardır belediye olarak yapamadığımız...Yaya olarak kullanamadığımız...Ancak vatandaş olarak da hep şikâyet ettiğimiz konudur:“Kaldırımlar.” Demem o ki...Değişen tek şey yıllar.

MUHTARA BİLE ‘YOL DEĞİŞTİRTEN’ KALDIRIM

EGO otobüsleri Mavi Göl’ü  pas geçiyor

Haberin Devamı

Keçiören’in Yeşiltepe Mahallesi muhtarı Ferhat Aygün, Kızılırmak Sokağı’nın bozuk kaldırımları için, “Bir muhtar olarak bu sokaktan geçmeye utandığım için muhtarlığa giderken yolumu değiştiriyorum. Keçiören Belediyesi’ne defalarca bildirmemize rağmen maalesef hiçbir gelişme elde edemedik” demiş.

 SORU(YORUM)

ABB ZABITA DAİRE BAŞKANI NEREDE?

EGO otobüsleri Mavi Göl’ü  pas geçiyor

Okurumuz Metin Çelik, diyor ki: “Ulus Hali ve çevresi pislik içinde! İsteyen istediği yere bir kulübe konduruyor. İsteyen istediği yerde üstü açık gıda satıyor. İsteyen istediği şekilde ürünlere etiket yazıyor. İsteyen istediği gibi kaldırımları ve yolları işgal ediyor.”Ve okurumuz soruyor: “Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Zabıta Daire Başkanı ve görevliler neredeler?”

Haberin Devamı

GICIR GICIR ASFALT 10 GÜNDE MEVTA...

EGO otobüsleri Mavi Göl’ü  pas geçiyor

Ben yazarım, sen yaparsın, o bozar...Biz yazarız, siz yaparsınız, onlar bozarlar...Ne de olsa, burası “yap boz” / “boz yap” kenti.İşte örnek.Çankaya’nın Yaşamkent Mahallesi’nde ikâmet eden okurumuz Bekir Aykent, 10 gün önce asfalt dökülen ara sokakların, “elektrik hattı” için yeniden kazıldığını aktarmış ve çok haklı bir soru sormuş:“Her türlü teknolojik imkânın olduğu bu devirde, böylesine bir koordinasyonsuzluğun bedelini niye bize(vatandaşa) ödetiyorlar? Bu soruya cevap verecek bir sorumlu var mı?”

İKİ AYDIR TAMİRAT BEKLİYOR

 Okurumuz Mehmet Altan Ersöz, Çankaya’nın Ümit Mahallesi 2518. Sokak’taki kanalizasyon çalışması sırasında kazılan asfaltın iki ay geçmesine rağmen tamir edilmediğini aktardığı iletisinde, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne müracaat ettik, ‘ilçe belediyesinin sorumluluğunda’ olduğunu söylediler. Çankaya Belediyesi’ne başvurduk, henüz bir cevap alamadık” demiş.

Haberin Devamı

KISA... KISA...

“Başkent Ankara aslında Türkiye’ye örnek olması gerekirken, ne acı ki sürücüler, yaya geçitlerinde yol vermiyor.”
(S.R.)

 İYİ Kİ GÜZEL ANKARA VAR

Adı üstünde: “Burada Okur Yazar...”
Bu hafta bu iki sütunu, okurumuz Umut Özkan’ın buram buram Ankara kokan satırlarına ayırdım:"Her şey insanı sevmekle başlar" düşüncesini kılavuz yapalım. Taşı sıksa suyunu çıkaran Anadolu insanından hep övgüyle bahsederiz. Kimi zaman yazarlarımızı bir amele pazarındaki insanımızla, bir sabahçı kahvesinde köşedeki masada kalemiyle, defteriyle bir söyleşide görürüz. ‘Bugün ustaların (Ara Güler’in, Yaşar Kemal’in, Sait Faik’in) izinden gideyim’ dedim, Ankara sokaklarında bir gezintiye çıktım.Uzun süre bir amele pazarı aradım başkent sokaklarında... Tarihi semtlerin içinden yürüyerek geçtim. Gün yeni doğuyordu. Bu mahallelerin öykülerini hatırlayarak yürüdüm. Dikimevi, Cebeci, Anafartalar ve Hacıbayram... Başkentte tarihiyle birlikte hikâyesi olan bu mahalleler, Cumhuriyet’le yaşıttır. Yakup Kadri’nin Ankara’sıdır. ‘Ahi Evran’ın’ kol kanat saldığı yerlerdir. Sabah dükkânını açmadan önce kuşların payını veren esnaf öykülerinin çokça aktarıldığı yerlerdir. Bir Alman seyyahtan okumuştum. Tarihi Çıkrıkçılar semtinde bir hırsızlık olayı olur, ‘ahilik töresi’ gereği fail üç saat içinde bulunur. Bir yanı Ulus Atatürk heykeli, bir yanı ilk Meclis... Kentin siyasi ve idari merkezinin bulunduğu bölgedeyim. Ankara’nın tarihi semtlerinde çınar ağaçlarının hep bir görkemi var. Burada da öyle. Mustafa Kemal Atatürk, bu çınar fidanlarını önceleri konut sahiplerine hediye etmiş. Necatibey Caddesi’nde yolları bir gölgelik haline getiriyorlar. Hacı Bayram Camii çınarları da tüm heybeti ve görkemiyle duruyor. Hacı Bayram Camisi’nin ön kısmında bir insan kalabalığı var. Merak ettim, sokağa doğru ilerledim. Burası Ulus amele pazarıymış. Sabah saat 06.00! Anadolu’nun her yerinden gelmişler. Kimisi Yozgatlı, kimisi Çorumlu, kimisi de Kırıkkaleli... Ekmeğini taştan çıkaranlar. Ufak bir Anadolu gibi. Önceleri çok azdılar, sayıları sonra arttı. Uzun boylu kıvırcık saçlı olan sinirli bir şekilde, ‘Dün sizin yüzünüzden paramı alamadım, işi bitirmeden ayrıldım. O menfez bir günde biter mi?’ diye söylendi. Ellerinde bir çanta, içinde günlük giysilerinin yanında iş elbiseleri var. İnsanlar öbek öbek ortadaki kaldırım taşlarına oturmuşlar. Bir müteahhit gelirse etrafını sarıyorlar ya da sade bir yurttaşın... Kalabalık o insanın yanında birikiyor. (Hemen Yaşar Kemal usta geliyor aklıma. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan röportajlarında okumuştum) ‘Onun gibi işçilerin arasına dalayım’ diyorum. Başlayayım sohbete... Önceleri pek cesaret edemedim. Sonra birisinin yanına oturdum. Uzun süre yüzüme baktı. ‘Sen şu merak edenlerden misin? Yanımıza gelirler, gazeteciymişler, yevmiyen ne kadar, nerelisin diye...’ Sordum: ‘Nerelisin?’ ‘Çorum-Sungurlu’ diye cevap verdi. ‘15 yıldır buradayım. Çorum’da iş olsa, tarla tapan olsa, ne işim olur. Çoluk çocuk orada ben burada’ dedi ve devam etti: ‘Yevmiye 350-400 liradır. Allah’a şükür. Bizim meslekte yaşlılık zordur. Gençken zor işlerde çalışıyorsun, yaşlanınca her rahatsızlık çıkıyor.’ ‘Peki sigorta’ dedim, güldü. ‘Gündelik işin sigortası mı olur Allahasen’ dedi ve ekledi: ‘Bir site işi yaptık, o adam baştan söyledi, herkesi sigortalı yaptı, o da 2 yıl...’ Sait Faik Usta olsaydı şimdi o ne hikâyeler çıkarırdı. Kerpiç damlı evlerinden, sevdalarına kadar...Güvercin Sokak’ta sabah kepenkler yeni açılıyor, sesler kulağımda çınlıyor. Güvercinler saçaklardan yere iniyor. Kimse onlara dokunmuyor. Kimi insanlar buğdayla dolu avuçlarını onlara açıyor, özgürler... Sabah ezanı okunuyor Hacı Bayram’da... Ahmet Hamdi Tanpınar aklıma geliyor. Onunla Ankara Kale’sinden Anıtkabir’e uzaklara gidiyorum. Atatürk aklıma geliyor... Derin bir nefes alıyorum: “İyi ki güzel Ankara var, iyi ki...”

 

Yazarın Tüm Yazıları