Üzerinde güneş batmayan şirket

Birleşik Krallık, sahip olduğu topraklar nedeniyle ‘üzerinde güneş batmayan imparatorluk’ diye anılır.

Haberin Devamı

Bursa’da da öyle bir şirket var. Çin’den Brezilya’ya 6 kıtada fabrikaları olan Aktaş Holding’in üzerinde güneş batmıyor. Şirkette tam 17 dil konuşuluyor.
NİLSİAD ve NOSAB’ın düzenlediği ‘Değerler Buluşuyor, Tecrübe Konuşuyor’ söyleşilerinin bu ayki konuğu Aktaş Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Şahap Aktaş oldu.
Aktaş’ın tecrübelerini dinlerken, vizyonun ne demek olduğunu, ne işe yaradığını bir kez daha anladık. Aktaş’ın çok önemli mesajları vardı söyleşide. Onlara geçmeden önce, habercilik refleksi gereği şirketiyle ilgili verdiği yeni bilgileri paylaşalım önce.
Aktaş Holding, radyasyon geçirmeyen kauçuk üretmiş. Bu da milli savunma sanayisinde kullanılacakmış. Atom santrallerinde kullanılacak boya da üretmiş Aktaş Holding. Bunun da onayları alınmış. Helikopterden atılan ve 13 kilometre giden roketin menzilini 46 kilometreye çıkarmayı başarmışlar. Bunlar Türkiye açısından heyecan verici gelişmeler.
Gelelim Şahap Aktaş’ın mesajlarına. Öncelikle şunu söyleyeyim; dünyanın dört bir yanında iş yapan Şahap Aktaş’ın sevdası Türkiye ve Türk insanı. Buna çok inanıyor ve güveniyor ve ekliyor; “Paranız yetmiyorsa paralı adamlar bulun ama Türkiye’den bulun. ‘Paranın dini imanı olmaz’ derler ancak biz ‘Türk olsun, imanlı olsun’ da gayret edelim. Olmuyorsa ondan sonra bakalım.”
*
Türkiye sevdası, çok zor olmasına rağmen, bayrağımızın rengi kırmızı körük bile yaptırmış Şahap Aktaş’a. Söyleşi Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümünden 1 gün önce olunca şu mesajı da verdi Aktaş:
“’Yarın Cumhuriyet’i kuracağız’ çok önemli bir söz. Atatürk’ün bu ülke için gençliğinden başlayarak ne hayalleri olduğunu gördüğünüz andan itibaren başka rehbere ihtiyacınız yok. Yokluk anında çaresizlik anında, insanları nasıl oluşturmuş, dava arkadaşlarını nasıl sürüklemiş. Sonra neler yapmış, nasıl ayrılmış, neden ayrılmış bunları iyi algılarsanız liderliğin ne demek olduğunu çok daha iyi anlarsınız. Ben anlıyorum. Biz başta Atatürk olmak üzere onun silah arkadaşlarına, bu ülkede bütün emekleriyle taş taş üstüne koyup o dalgalanan bayrağa selam duran herkese canı yürekten minnet borçluyuz. Bayramımız kutlu olsun.”
Son olarak fazla yoruma girmeden Aktaş’ın mesajlarından önemlilerini onun ağzından paylaşarak yazıyı bitireyim.
“Markanın, değer yaratmanın ne olduğunu yabancılar bana öğretti. Çünkü onlarla temasta bir işin nasıl yapılması gerektiğini, nasıl pazarlanması gerektiğini öğrendik. Kendimizi küçük görmeyi, kendimize inanmamayı anlatamıyoruz, en büyük derdiğimiz o. Teknik, teknoloji anlamında biraz farklı olabilir ama yaptığımız her işin sonunda siz zaten yapıyorsunuz. Niye kendinize baştan inanmıyorsunuz ki?”
“Türkiye’de şirketlerin ömürleri çok az. Bu bir sistem meselesi. Biz 80. senemizi kutladık. Sürdürülebilirliğe çok inanırım. İlk önce kendiniz inanırsanız, ailenizi, çalışanlarınızı takımlarınızı, takım liderlerinizi buna inandırırsanız ancak olur. Tek başına istemekle olmuyor. Biz buna kurumsallaşma diyoruz.”
*
“Niyetiniz olacak, sabrınız olacak, zikriniz olacak. Niyetlerinizi sabırla olumlu yönde tekrar ederek kendinizi geliştireceksiniz. Yoldan ayrılmayacaksınız. Bizim şiarımız buydu. İnsan önemlidir. Eğer insan olmazsak hiçbir şey olamayız. Her üretilen şey insanlar için ve insan tarafından üretiliyor. Merkezde insan var.”
“Kurumsallıkta en önemli özelliklerden bir tanesi halka açılmak. Yani senin çok ortağın olacak. Seni yasalar ve ortakların denetleyecek. O denetleme halka açık olmazsa olmaz. İstediğiniz kadar anlatın olmaz. Biz kurumsal aile şirketiyiz ama kurumsalız. En iyi kurumsal firmalardan iddia ediyorum biz daha kurumsalız.”
*
“Rakibiniz yoksa ataletten ölürsünüz. Sizi yerliler değil, yabancılar boğar zaten. Körük ve komponentleri konusunda Türkiye’nin hayali Detroit gibiydi. Çok şükür Bursa bunu başardı. Rakiplerimiz ayağımıza kurşun sıkmadılar mı? Kurşun bile sıksalar ‘Kurşunu biraz yağlayıp da atsana bak canımız yanıyor’ diyecek kadar kapımız açık. Öbür türlü yabancı gözünüzün yaşınıza bakmaz.”
“2011 yılında vakfımızı kurduk. 100’lerce öğrenciye burs veriyoruz. Ben yüzlercenin içerisine 1000’lerceyi koymak istiyorum. Bu çok önemli. Usta-çırak projemiz var. Yöneticisinin başarılı bir öğrenci yetiştirip yetiştirmediği kontrol ederiz. Adam yetiştirmiyorsa, egosu yüksekse bana hiç yaramaz. Çünkü kendisine yaramaz o insan. Genç arkadaşlarınıza fırsat verin. Bilginizi paylaşın. Verimli insan haline getirin. Bu ülkede sana değil başkasına da lazım olur.”

Yazarın Tüm Yazıları