Yeni yılda Bursa iklim değişikliği ile mücadeleye hazırlanıyor

Dünya, iklim krizinin etkilerine yönelik henüz hazırlıklarını tamamlamamış durumda ve önümüzdeki on yıl içinde gerekli yatırımlar yapılmazsa küresel ısınmada ciddi artışlar beklenenden çok daha hızlı gerçekleşecek.

Haberin Devamı

Yaşanan orman yangınları, kuraklık, aşırı sıcak hava dalgaları, sel felaketleri durumun ne kadar vahim noktada olduğunu ve iklim krizi mücadele de insanlık için kırmızı alarmın çaldığını gösteriyor.

*
Bugün şehirlerin CO₂ salınımlarının %71-76’sından sorumlu olduğu bilinmektedir. Küresel iklim değişikliği etkisiyle artan doğal afetler ve nitelikler değişim göstermektedir. Bu sebeple gelişmiş ülkeler iklim değişikliğine karşın önlemler alarak; fosil yakıt tüketimini azaltıp sera gazı emisyonlarını azaltmakta, ekonomik açıdan risklerini azaltmaktadır.
Bursa’nın toplam karbon ayak izi salınımlarının %71’i konut ve ticari binalarda tüketilen yakıtlardan ve kent içi araç trafiğinden, %26’sı elektrik tüketiminden, %3’ü ise katı atık ve atıksu gibi diğer salınımlardan oluşmaktadır.
*
Yapılan iklim projeksiyonlarına göre, Bursa’da 2040 yıllarından sonra sıcaklığın ciddi oranda artacağı, bu artışın yüzyıl sonunda 3°C ‘yi göreceği belirlenmiştir. Yağış projeksiyonlarına göre ise yüzyılın ilk yarısında ortalama üzeri olan yağış değerleri, yüzyıl sonunda ise yağış miktarının dramatik bir azalış göstermesi öngörülmektedir.
Kentimizdeki sera gazı emisyon kaynaklarının belirlenmesi ve azaltım tedbirlerinin oluşturulması amacıyla 2015 yılında “Bursa Sera Gazı Envanteri ve İklim Değişikliği Eylem Planı (BİDEP)”nı hazırlanmıştır.
2016 yılında alınan meclis kararı ile Avrupa Belediye Başkanları Sözleşmesine (Covenant of Mayor) katılım sağlanmıştır ve 2030 yılında sera gazı emisyonlarını kişi başına %40 azaltma taahhüdünde bulunulmuştur.
Hazırlanan “Eylem Planı” Avrupa Belediye Başkanları Sözleşmesi kriterlerine göre revize edilerek 2017 yılında “Bursa Sürdürülebilir Enerji ve İklim Değişikliği Uyum Planı (BUSECAP)” hazırlanmıştır.
*
2022 yılında yayınlanan “İzleme ve Değerlendirme Raporu” ile 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait kurumsal ve kent ölçeğinde sera gazı envanteri oluşturulmuş ve başlangıç yılı olan 2014 başlangıç yılı ile hedef yılı olarak seçilen 2030 yılı senaryosuna göre karşılaştırmaları gerçekleştirilmiştir.
Bursa İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında 2017 yılında yerel paydaşların katılım gerçekleştirilen değerlendirme çalışmasına göre, uzman görüşleri doğrultusunda “İdari Örgütlenme ve Planlama”, “Kent içi Sular ve Dereler”, “Yeşil alanlar ve koridorlar”, “Halk Sağlığı ve Kentsel Isı Adası Etkisi” konuları incelendiğinde Bursa’nın “dirençli” bir kent olma yolcuğunun henüz başlarında olduğu raporlanmıştı.
*
Etkin ve başarılı bir mücadele sürecinin, farklı kurum ve sektörler arasında sıkı bir işbirliği ve eşgüdüm gerektirdiği anlayışıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 22 Aralık 2022 tarihinde kentimizdeki 53 adet kurum ve kuruluştan bir karar alıcı ve bir uzman olacak şekilde toplam 106 temsilcinin katılımıyla “Bursa İklim Değişikliği İle Mücadele Deklarasyonu” programı imzalandı. Bu program ile, iklim değişikliğine karşı ortak bir deklarasyon yayınlanarak iklim değişikliği ile mücadelede kararlı olduklarına yönelik niyet beyanında bulunulduğu açıklanmış oldu. Bu mutabakat ile ilçe bazlı kırılganlık çalışmaları, paydaşların katılımı ile çalıştaylar yapılarak 2017 yılında hazırlanan Bursa Sürdürülebilir Enerji ve İklim Değişikliği Uyum Planı’nın revize edilmesi hedefleniyor.
*
Katkı koyacağını taahhüt eden tüm kurum ve kuruluşların gerek sanayi, gerek tarım, gerekse de kentleşme adına Bursa’nın sürdürülebilir dirençli bir şehir olmasında aynı hassasiyetle ve ortak çıkarlar uğruna sorumluluk alması büyük önem taşıyor. Bu nedenle bu deklarasyonun kentimiz için anlamı çok büyük ve kıymetli.
Kritik altyapılarda iklim bağlantılı risklere odaklanarak, sektörel kırılganlıklara özellikle önem vererek, fonksiyonunu yitirmesi durumunda toplum üzerinde geniş ve domino etkileri olabilecek tesisleri/sistemleri belirleyerek, hem bireysel hem de sektörel eğitim/farkındalık çalışmaları ile dirençli bir kente sahip olabilmek mümkün.

Yazarın Tüm Yazıları