Seçim ekranları için birkaç öneri

Dört gün sonra sonucu merakla beklenen seçimler için ekran karşısına geçeceğiz...

Haberin Devamı

Pazar akşamı 19.00’dan itibaren milyonlarca insan gece boyu, hatta pazartesi sabahına kadar an be an sonuçları takip edecek...
Başta haber kanalları olmak üzere bütün kanallarda haftalardır hummalı bir seçim çalışması var...
İşte pazar gecesi için kanallara birkaç öneri...
1- Son İngiltere seçimlerine bakın...
Geçen ay yapılan İngiltere seçimlerinde BBC seçim ekranında çıtayı öyle bir yükselti ki, mutlaka o yayını bulup izleyin...
BBC’nin Londra’daki tarihi binasında sonuçlar duvarlara dev grafiklerle yansıtıldı, zemine yansıtılan İngiltere haritası üzerinde yorumcular şov yaptı...
Bu kadarını beklemiyoruz ama teknolojinin nimetlerini kullanın...
2- Dokunmatik olun...
Dijital çağda sabit grafikler, ekranda sadece rakam okuyan spikerler demode artık... 360 derece stüdyolarda sunucuların görüntüleri küçültüp büyüttüğü, dijital ekranlar kullandığı, görüntüyü zenginleştirdiği kanal bu seçimin kazanını olacak...
3- HDP’yi sıkı takibe alın...
Bu seçimin kritik sorusu, HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği... Bu yüzden Diyarbakır ve HDP’nin aldığı oy oranları özel bir önem taşıyor... HDP’yi sıkı takip eden bir adım öne geçer...
4- Basit ve anlaşılır olun...
Ekrana küçük puntolarla onlarca rakamı yerleştirmek yerine, daha okunaklı az rakam tercih edin...
Unutmayın herkesin evinde dev ekranlar yok... Uzağı seçemeyen Ahmet Amca’yı, Fatma Teyze’yi de düşünün... En iyisini yapacağız diye kuş kondurmaya kalkmayın, ekranınız basit ve anlaşılır olsun...
5- Yorumcu kirliliğinden kaçın...
Kanal kanal gezen yorumcular yerine anlaştığınız 3-5 yorumcuyla yayını sürdürün... Seçimin konuşan kafaların gecesi değil, rakamların gecesi olduğunu unutmayın... Az, net yorum, çok bilgiyi tercih edin... Fantezi yapmayın gol atın, “Şu an hangi parti kaç milletvekili çıkarıyor” gibi sonuç odaklı yayını tercih edin...

Haberin Devamı

Seçim ekranları için birkaç öneri

Ekşi Elmalar ve Organize İşler

Yılmaz Erdoğan filmografisinde benim en beğendiğim üç film şöyledir:
1- Organize İşler
2- Vizontele
3- Neşeli Günler
Bundan 10 yıl önce vizyona giren Organize İşler 2.618.000 gişe yapmıştı...
Tüm zamanlar seyirci rekorunda 23. sırada bulunan film, eminim bugün vizyona girse 5 milyon seyirciyi yakalar, ilk 5’te yerini alırdı...
O kadar iyi bir film Organize İşler...
Tekrar Cem Yılmaz’lı Tolga Çevik’li kadrosu bir araya gelir mi bilemem ama Organize İşler’in aynı tatta bir devam filmi eminim bugün de çok iyi iş yapar...
Yılmaz Erdoğan’ın böyle bir fikri var mı bilmiyorum ama onun takvimindeki yeni filmi öğrendim.
Ekşi Elmalar adlı yeni bir film çekmeye hazırlanıyor Yılmaz...
Şu sıralar zamanının çoğunu Köyceğiz ve Los Angeles’ta geçiren Yılmaz harıl harıl bu filmin senaryosu üzerine çalışıyormuş...
2016’da vizyona girmesi beklenen film Vizontele tadında bir Hakkari hikayesi olacakmış...

Haberin Devamı


Düğün Dernek: Sünnet

Sinema sektöründen bir haber daha vereyim: Merakla beklenen Düğün Dernek 2’nin vizyon tarihi belli oldu...
“Düğün Dernek: Sünnet” adını taşıyan film bu yaz çekilecek ve aralık ayında vizyona girecek...
Aynı kadronun rol alacağı film yine Sivas’ta çekilecekmiş...
İlk film 6.980.000 gişesiyle tüm zamanların en çok izlenen 2. filmi durumunda...
Ekibin çok iddialı olduğunu ve liderliği 7.369.000 gişeli Recep İvedik 4’ten almayı hedeflediğini öğrendim...


Survivor izleyenler bir gün az yaşıyor...

Bu başlığı Radikal’de gördüm ve çok beğendim...
Ümit Buget hesaplamış ve 6 güne çıkan Survivor’ın haftalık yayınının 24 saate ulaştığı sonucuna varmış...
“Eğer yayınlanan bütün bölümleri izlersiniz haftada bir gün az yaşıyorsunuz” diyor...
Reyting raporları ortada, desenize bu ülkede milyonlarca insan haftada bir gün az yaşıyor...

Haberin Devamı

Polis baskını

Gece kulüplerine narkotik şube ya da asayişin baskın yapıp müziğin sesini kapatıp içeridekilere kimlik kontrolü yapmasını tedavülden kalmış bir uygulama sanıyordum ben...
Devam ediyormuş...
Geçenlerde Zehra Çilingiroğlu’nun yaşı tutmadığı halde sabaha kadar eğlendiği Nişantaşı’ndaki Sess adlı popüler kulüp son dönemde bu tür polis baskınlarına uğruyor sıkça...
“17 yaşındaki kız nasıl içeri alınır” diye ben de eleştirmiştim Sess’in işletmecilerini...
Hâlâ aynı fikirdeyim, alınmaz, alınmamalı...
Ama bunun emniyet güçleri tarafından kontrolü de böyle eski moda baskınlarla olmamalı...
Gecenin bir yarısı kulübü basıp, 45 dakikaya boyunca müziği kapatmak ve müşterinin keyfini kaçırmak çağdışı bir uygulama...
Elbette emniyet uyuşturucu, yaşı tutmayan gençlerin kulüplere girmesi konusunda denetim yapmalı...
Ama bu yöntemle değil...

Yazarın Tüm Yazıları