Bir sivil dönüşüm hikayesi

HER şey eşim Alpaslan Özerdem’in memleketi Kırkağaç’taki düğün yemeğimizle başladı. Düğünde ikram ettiğimiz Topalak, Pideli Paça gibi yöresel yemekleri ilk kez yiyen İzmirli misafirlerimiz çok etkilenince, eşimle düşünmeye başladık. Nasıl olur da İzmir’e sadece 1 saat uzaklıktaki bir yörenin yemekleri tanınmaz, bilinmez diye... Daha da ötesine geçerek biz bu konuda ne yapabiliriz, tarihsel ve kültürel yemekleri ve Kırkağaç’ın bu yöndeki mirasını nasıl tanıtabilir, hakettikleri değeri nasıl geri kazandırabiliriz diye düşünmeye başladık.

Haberin Devamı

 

MEDYADA GRUP KURULDU
Bu amaçla önce sosyal medyada kurduğumuz grupla bu vizyonumuzu paylaştık ve bizimle bu yolda yürüyecek kişileri bulmaya çalıştık. Kısa sürede grubumuz binlerce kişiye ulaştı. En güzeli de yıllardır bu şekilde düşünen ama bunu uygulayacak yer ve platform bulamayanların şevkle aramıza katılmasıydı.
Bu noktada, 25 yıl boyunca Avrupa ve Amerika Üniversiteleri’nde Barış ve Sosyal Yapılanma üzerine dersler veren, projeler yürüten daha da önemlisi dünyanın geri kalmış bölgelerinde sivil kalkındırma çalışmaları yapan eşim Prof. Alpaslan Özerdem bu yöndeki tecrübelerini doğduğu topraklara aktarmak üzere bir dernek kurmaya karar verdi. Böylelikle Kırkağaç Tarihi Gurme Şehri Kalkınma Derneği doğdu.
Biz yurtdışında olduğumuz için her an fiziksel olarak orada olamasak da ileri vizyonlu, çalışkan ve yenilikçi Kırkağaçlılardan oluşan Yönetim Kurulumuz canla başla çalışarak derneği ve düzenlediğimiz şenliği çok güzel noktalara getirdiler. Geçtiğimiz hafta son derece güzel bir etkinlik yaşandı. Özellikle onlarca çocuğun bu yöresel yemekleri yapmayı öğrendikleri atölye çok özeldi...

Haberin Devamı

TOPLUMSAL HAREKET
Bu noktaya gelirken her şey güllük gülistanlık olmadı tabi... Ülkemizde hep rastladığımız şekilde, yapılanların altında art niyet arayanlar, gelişim ve değişimden hoşlanmayanlar, ilerlemeden rahatsız olanlar, hatta yolumuzu bilerek kesmeye çalışanlar oldu ve olacak biliyoruz. Bu anlarda eşimle oturup sürekli kendimize niye bu yola çıktığımızı, ülkemiz ve yöremiz için ne yapmak istediğimizi tekrar hatırlattık ve kalbimizdeki inancı güçlendirdik. Sonuç olarak, küçücük bir farkındalıkla başlayarak geniş bir vizyonda ilerleyen bu hareket şimdi büyük bir toplumsal harekete dönüştü ve kültürel miras yeni kuşaklara aktarılmaya başlandı. Darısı, ülkemizdeki tüm güzel ve değeri bilinmeyen yörelerimizin başına...

Yazarın Tüm Yazıları