Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

Kitapsız ilim Ahmet Tarık’sız ‘filim’ olmazdı

Türk sinemasının bütün kötü adamları, gerçek hayatta çok iyi insanlardı.

Haberin Devamı

Kadir Savun, Erol Taş, Turgut Özatay...

Gazeteler de en çok, Yeşilçam’ın kötü adamlarının, aslında karıncayı bile incitmeyecek kadar iyi insanlar olduğunun anlatıldığı haberleri severdi.

Zaten niye kötü olsunlar ki?

Kitapsız ilim Ahmet Tarık’sız ‘filim’ olmazdı

Nihayetinde iyi aktörlerdi. Kötü adamlık da sadece bir roldü. İşte bu dünya güzeli kötü adamlardan biri de Ahmet Tarık Tekçe’ydi. Hatta ilklerinden. 1920’de İstanbul’da dünyaya geldi. Büyükadalı’ydı.

Küçüklüğünden beri hem sinemaya hem de gazeteciliğe merakı vardı. Galatasaray Lisesi’ni bitirince Büyükada’da Paravan isimli bir mizah gazetesi çıkarmaya başladı. O yıllarda Büyükada’da fırın olmadığı için, adalılar ekmeği İstanbul’a gidip alabiliyordu. Tekçe de gazetesinden adada fırın açılması için mücadele verdi.

Haberin Devamı

Kitapsız ilim Ahmet Tarık’sız ‘filim’ olmazdı
6 EKİM 1964

İKİ YILDIZ DOĞURDU

Gazetecilik kadar sinema da ağır basıyordu. İlk filmi Tuzak’ı 1948’de çekti. İki mesleği bir arada götürürken, yazdığı bir yazı nedeniyle 1952’de cezaevine girdi. Bir yıl yattıktan sonra çıktığında artık tek hedefi vardı, sinema. Birkaç küçük rolden sonra hayatını değiştirecek Beyaz Mendil filmi çıktı karşısına. Hep siyah beyaz filmlerde oynadığı için hiç bilinmez ama gözleri ela, saçları kumraldı. Güleç yüzlüydü.

Filmin prodüktörü Süreyya Duru ve rejisör Lütfü Akad, kötü adam rolünde Tekçe’yi tercih ettikleri için bayağı eleştiri aldı.

Ama filmde öyle güzel oynadı ki, bu eleştiriler unutuluverdi. Beyaz Mendil iki yıldız doğurmuştu. Tekçe ve Fikret Hakan.Kitapsız ilim Ahmet Tarık’sız ‘filim’ olmazdı

1 EKİM 1964

KORDELA TEKLİFİ YAĞDI

O yıllarda sinema filmlerine kordela denirdi. Tekçe’ye kordelalar için teklifler yağmaya başladı.

Bir anda Türk perdesinin rakipsiz “kötü adamı” olmuştu. Sene 1955’ti.

O günden sonra 9 yılda 300’den fazla filmde oynadı.

Hemen her filmde o vardı.

Haberin Devamı

İşte o yıllarda bir atasözü gibi şu kelimeler insanların ağzına yapışmıştı:

“Kitapsız ilim, Ahmet Tarık’sız filim olmaz.”

Hem başlıkta hem de burada “filim” diye yazmamın nedeni de o yıllardaki kullanımı.

Kariyerinin son anlarında kötü adamlıktan komedi filmlerine geçmişti. Fransa ve İtalya’dan film teklifleri gelmeye başlamıştı.

Tam da Avrupa’ya açılmaya hazırlanıyordu ki...Kitapsız ilim Ahmet Tarık’sız ‘filim’ olmazdı

2 EKİM 1964

HAYAT İLE ÖLÜM ARASINDA

Yankesici Kız filminin galası için eşi Hatice Tekçe ve Türker İnanoğlu-Filiz Akın çiftiyle birlikte Karabük’e doğru yola çıktılar.

Otomobili İnanoğlu kullanıyordu. Kaza yaptılar. Tekçe beyin sarsıntısı geçirdi. Hemen Demir-Çelik Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak durum hiç iyi gözükmüyordu. Her an, her dakika kritikti. Hava Kuvvetleri’ne ait helikopterle Ankara’ya, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne nakledildi.

Haberin Devamı

Kazadan üç gün sonra ilk defa el ve ayaklarını oynatınca bir umut belirdi.

Doktoru Nurhan Avman, “Henüz hayat ile ölüm arasında dolaşıp duruyor. Ne olacağını kati olarak kestiremiyoruz. Her şeyi zaman tayin edecek” diyordu.

Eşi Hatice Tekçe’nin de vücudunda 8 kırık vardı. Hatice Hanım, İstanbul’a nakledildi.

Geçen günler umutları da tüketiyordu. Beyaz perdenin ünlü kötü adamı, bir hafta komada kaldı. Ve bir daha çıkamadı, yaşam mücadelesini 4 Ekim günü kaybetti.

Sadece 44 yaşındaydı.

Kitapsız ilim Ahmet Tarık’sız ‘filim’ olmazdı

30 EYLÜL 1956

KAZIKÇI KASABA HAPİS CEZASI

SENE 1956.

Milli Korunma Kanunu bir kez daha yürürlükte. Kanun, hükümete fiyatları saptama yetkisi veriyor. Bu kanuna aykırı hareket edenler mahkemenin yolunu tutuyor. Mahkemeye çıkanlardan biri de Manol Zoto isimli kasap.

Haberin Devamı

Zoto, pirzolanın kilosunu 7 liradan satarken yakalandığı için mahkemede.

Hürriyet’teki habere göre duruşmalar 29 Eylül’de sona erdi. Kasap, üç sene ticaretten men edildi, bütün mallarına el konuldu.

Ama ceza bununla da bitmiyordu. Kasap Zoto bir yıl da hapis cezasına çarptırıldı.

Tek suçu pirzolayı pahalıya satmaktı.

Kitapsız ilim Ahmet Tarık’sız ‘filim’ olmazdı

20 KASIM 1974

AVRUPA İÇİN BU STİLİ DENEDİ

Fotoğraf 1974’ten.

Henüz yeni yeni ünlü olmuş Nilüfer.

20 yaşına da henüz basmış.

Dünyanın en büyük plak şirketlerinden CBS’in de radarına girmiş. Avrupa’da plak yapma hazırlığında. Bu fotoğraf da o hazırlığın bir parçası. “Acaba Avrupa için böyle bir tarz uygun olur mu?” diye düşünülmüş.

Ama kendisi de beğenmeyince vazgeçilmiş.

Haberin Devamı

Ve kırmızı kıvırcık saçlı, yeşil göz makyajlı bu hali sadece 20 Kasım 1974 tarihli Kelebek’in birinci sayfasında kalmış.

Yazarın Tüm Yazıları