Ata Nirun

Astro yorumcular için…

13 Temmuz 2007
Sanırım Astroloji adına birşeyler söylemek gerekiyor. Neden mi? Çünkü okurlarımdan gerek Astronet'e, gerekse de bana doğrudan gelen yorumlar cidden düşündürücü. Örneğin, iki konuda gelen yorumlar dikkat çekiciydi, "Burçlar değişti mi?" ve "Burçların Çıldırtan Özellikleri" başlıklı konulardan söz ediyorum…

Herşeyden evvel Astroloji'nin de bir tür inanç biçimi ve yaşamı yorumlama düşüncesi olduğu bilinmeli. İstisnasız her birey, birşeye inanır, herkesin farklı dini inançları vardır, her insan siyasi veya toplumsal görüşlere sahiptir, her toplumun bireylerinin özgün gelenekleri, tercihleri ve yaşamlarını yönlendirme hakları vardır. Bütün bunların farklı olmaları, bazılarının diğerlerinden üstün ya da aşağı olduklarını anlamına gelmez. Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna, hangisinin  çağdışı veya çağdaş olduğuna karar vermek çok ama çok zor bir iştir…    

Eğer uygar bir insan olduğumuza inanıyorsak ya da zannediyorsak, kendi düşüncemizi, görüşümüzü hatta inancımızı akıllı bir insan gibi ifade etmeli, duracağımız yeri bilmeli, başkalarının kabullerinin ve yine hatta inançlarının yoluna çıkmamalıyız. Aksi halde, futbol fanatiklerinin düştükleri çukura biz de düşeriz. Ve bu örneği genişletirsek, yaşananları maddi, manevi tüm inançlara kolayca yöneltebiliriz… Peki acaba Astroloji adına neler söyleyebiliriz? Astroloji bir inanç mı, sosyal bir fenomen mi, bir eğlence mi, saçmalık mı yoksa bilim mi? Birçok insana göre bunların birisidir ama konuyu bilirseniz Astroloji bunların tümüdür ama herşeyden önce sanattır. Astrolog denen kişi, gördüğünü evrensel sembolizmanın özgün  diliyle yorumlayan kişidir. Astroloji sanattır çünkü her ciddi astrolog, farklı yorumlarda bulunurlar ama sonuçta ortaya çıkan, bir resimdir, bir bestedir ya da şiirdir. Ama ille de bunu anlamak istiyorsak, öncelikle ilgilenmek, bir yere kadar da bilgilenmek gerekir…

Gelin biraz daha farklı bakalım… Astroloji'de isimleri kullanılan gezegenler, astronomik gezegenler değildirler, onlar düşüncenin ve ruhsal özün simgeleridirler. Aynı zamanda da, bize makro kozmosu ifade ederler. Doğal olarak insan bedeni benzer formdadır yani ruhun özü ya da mikro kozmosdur. Temel olan birdir yani teklik, herşey onun yansımasıdır, insan ruhu da bunu izler, merkezde "Bir" yani "Büyük Işık" veya minyatür Güneş vardır. Güneş yani ilahi kaynaklı ruhsal kıvılcım temel düşüncedir. Orta Çağ´ın büyük düşünürü Paracelsus şöyle der; "… Herşey iki şeyden kaynaklanır ve bu ikisi insanın ta kendisidir yani ışık ve güdü, bu ikisinin olmadığı şey insan değildir, bir hiçtir." Psikolojik sembolizma, Paracelsus´un doğrultusundadır ve Psikiyatri'nin babası Carl Gustav Jung devam eder; "Ruhun karanlığı yıldızların serpiştiği gece göğüdür, gezegenler ve sabit takım yıldızlar arşetipleri simgelerler. Yıldızlı göksel kemer bir gerçektir, kozmik projeksiyonun açık kitabı olarak önümüzdedir, bize mitolojik cevherleri ve arşetipleri yani ruhun derin sırlarını gösterirler." Kısacası "Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır."

Demek istediğim şey, Astroloji'nin simgeleri yorumlama sanatı olduğudur ama bunu topluma iletmenin kolaylaştırılmış yolları vardır, bu da bu sayfalarda yaptığımız şeydir. Evet, Astroloji bir inançtır ama teolojik yani dinsel olmayan bir inançtır. Astroloji sosyal bir fenomen yani bir tür terapik yönlendirmedir ve yaşamı kolaylaştırır, streslere boğulmuş olan bireye bir şekilde bir sığınma, esneklik ve anlam getirir. Astroloji yeri geldiğinde bir eğlencedir, rahatlarsınız. Ve Astroloji, her dalda olduğu gibi şarlatanlarca kullanıldığında saçmalıktır…

İnternet yaşamlarımızı kolaylaştırmakta hatta hızlandırmaktadır, bilgiye ulaşmayı  ve daha çabuk iletişimi sağlamaktadır. Ama internet evreninin sorunu büyüklüğüdür, doğru bilgiye ulaşmak uzmanlık gerektirmekte, yanısıra da her kafadan bir ses çıkmaktadır. Örneğin "Burçlar değişti mi?" başlıklı yazıya gelen Türkçe bozukluğu bir yana bazı mantığı bozuk yorumlar birer iyi örnektir;

"… Ben de son zamanlarda bendeki değişikliklere bir anlam veremiyordum. Meğer  burçlar değişmiş, oh be, rahatladım şimdi. - Burçlar değişti mi vay bee? Ne yapacağız şimdi? Bütün işlerimiz ters gidecek,  borsa düşecek, enflasyon çıkacak, denizler kabaracak, çabuk kaçın, imdat... - Yahu ben kendi adıma inanıyorum, bir nevi terapi gibi oluyor yani ben inanmıyorum bu tür şeylere sadece okuyup geçiyorum daha önemli şeyler var hayatta…- Burçların değişmesi iyi olmaz fallar karışır. - Evet özellikle de iki ayaklı kuşların burcu değişti, patır patır düşüyorlar." Ciddiyetten ne kadar uzak değil mi? Hele sonuncusu, inanıyor mu yoksa inanmıyor mu, belli değil? Devam edelim…

"Astroloji denen sey bilim hurafesinden baska birsey değildir. Bilim dalı olan ise astronomidir. Yıldızları yanyana koyarak kendimize bir kader belirlemeye çalışmak yerine mantıklı olan seylere inanalım. Başbakanı seçerken de lütfen sandığa astroloji haritasıyla gitmeyelim." Bilimin hurafesi nasıl oluyor acaba? Ayrıca Astroloji yıldızları değil, gezegenleri simge olarak tercih eder ve hiçbir Başbakan da Astroloji haritalarıyla seçilmemiştir. Bir diğeri daha, üstelik iyi başlıyor ama ya sonra?

"Kavraması zor ölçülerde, devasa bir evrende cevaplanması zor sorular içinde yaşıyoruz ve bunlara verecek cevaplara ihtiyacımız var. Eski çağlarda insanların yaşadığı çevreyi, dünyayı anlamak, açıklamak için geliştirdiği kavramlara kuşaktan kuşağa inanılmaya hala devam ediyor. Tabii o zamanlar evrenin merkezinin dünya olduğuna inanılıyordu ama artık bunun yanlış olduğunu biliyoruz. Bilim bu soruların doğru adresidir ve astroloji bir bilim dalı değildir.  inanmak mı bilmek mi?" Bu arkadaşımıza göre Modern Astroloji, hala evrenin merkezinin dünya olduğunu sanıyor. Belirttiğim gibi, doğruyu öğrenmeden birşey söylemek hiç iyi olmuyor…

Yazının Devamını Oku

ATA NİRUN

29 Haziran 2007
İnsanlar, birbirlerine oldukça benzemekle beraber çok da farklıdır. Doğduk, büyümeyi içine alan safhaları baştan sona yaşıyoruz.

Biz çocuk, genç, yetişkiniz; aşık oluruz, çocuklarımız vardır ya da yoktur; yaşlanırız. Her birimiz hayata farklı olarak sorumluyuz. Doğuşa ait çizelgedeki simgecilik, bize aramızdaki farklılıklara göre potansiyeli gösterir. Gezegenlerin transitleri ise, zamanı ayarlamamızı gösterir. Transitlerimizi izleyerek, kişisel krizlerimizde olduğu gibi, normal kriz dönemlerini gözlemleyebiliriz. Bu kriz dönemleriyle bunları neyin oluşturduğunu anlayarak daha iyi çalışırız. Transitler bize baskının ne kadar süreceğini anlatırlar ve kendi hakkımızda ne öğrendiğimizi anlamamıza yardım ederler; böylece biz de gücümüzü olumlu bir şekilde kullanmaya başlayabiliriz.                  

İnsan türünün tabiatında olan yaratıcılık, hemen hiç farkedilmeden kalır, çünkü var olduğu bile bilinmez. Kimi zihnini hayatta kalma ile meşgul eder, kimi ise "yangınlar söndürmekle"; böylece zamanlarını kendi yarattıkları karışıklıkları düzelterek geçirirler. Eğer "ne olmak üzere" anlayışıyla donatılmış yukarıya doğru çıkan bir Transit-periyoda bakarsak, bunu kullanmak için daha özgür olacağımızdan yaratıcılığımızla er-geç bağlantı kurabiliriz. Transitleri olumlu bir şekilde kullanmak yağmurda yağmurluk ve şemsiye ile yürüş yapmaya benzetilebilir. Yağmura karşı hazırlıklı kişiler, yağmura hazırlıksız yakalananlar kadar rahatsız olmazlar.

Transitler temelde hayattaki önemli periyodları anlatır ve doğuma ait çizelgeyi faal hale geçirirler. Transit, kişiliğe biraz enerji getirir ve kişinin kendisinde var olmak için kişinin bilincinde bir değişikliğe neden olur. Bir Transit, kişiliğin kesin Aspektlerinde dikkati yoğunlaştıran Aspektleri veya doğuma ait karışıklıkları durdurabilir. Dikkat yoğunlaştırması hem kolay hem de zor olabilir, fakat bu noktaya kadar onu nasıl hazırladığınıza bağlı olmakla beraber, doğuma ait çizelgenize de dayanır. Örneğin; bir Jüpiter-Transiti bir fırsat dönemi anlamına gelebilir, fakat Transit aynı zamanda doğuma ait bir Mars-Square-Güneşi faal hale geçirirse, bu fırsat kolaylıkla farkedilmeyebilir. Onun yerine, doğum Aspektine enerji verecek ve doğum şartları anlaşılana kadar Jüpiter-Transitinin insanı uygun fırsatları göremeyecektir.

Transitler büyüme dönemini simgeler. Eğer gelişmeniz için transit dönemini kullanmayı arzu edersek; transit tohumlarının ne zaman atıldığından başlamalıyız. Önce toprak işlenmelidir sonra tohumlar ekilmelidir - ve patatesleri istemiyorsak bile mahsulü göz önünde tutmak zorunda olabiliriz. Birçok öğrenci, temel olarak bittiğinde, ürün toplandığında onunla çalışmaya başlamak için transiti açıklamaya girişir. Zor bir transitten elde edilen hoşa gitmeyen bir ürün, yeterince yakın olmayan bir transit etkisinin farkında olmadığımız zaman meydana çıkar.

Bu nedenle, gelecek transitlerin çizelgelerini hazırlarken on dereceye uygulanabilen yörünge kullanırım. Bu yolla, enerji bilgi ve anlama ile değiştirilebilir. Olumlu açıların büyük bir önemi yoktur, çünkü; bunları halletmek için sürekli bir gereksinimimiz yoktur. Büyümeyi zorladıkları için; zor açılarda yardıma ihtiyacımız vardır. Büyüme devresi ürünü toplamaya izin verir, böylece solucanlara ya da bitki hastalıklarına yakalanmamayı kesinleştirebilirsiniz. Hayattaki zamanlama unsuru herbirimizin üzerinde kontrolü olduğu bir şey haline gelir ve bu, kurban edilme duygusunu meydana çıkarır. Hayat tecrübesinin zamanlaması sonradan, korkulu veya dehşetli bir şeyden daha heyecanlı hale gelir.

Güneş Transitleri

Güneşin etkisi çabuk geçer ve transitlerin iyileştirilmesini de içine alan güç toplanması ve küçük ayrıntılar zihni meşgul edecektir. Güneş transitlerini izleyen kişiler, biraz da yaya kaldırımında çatlaklar arayan kişilere benzerler, yere bakarken uzun binaları, mükemmel yapıları, güneşin sıcaklığını ve belirli bir mesafedeki güzel dağı kaçırırlar. Bununla birlikte; transit Güneş'in yıllık dönüşü izlenmeye değmektedir. Doğum gününüzde transit geçen Güneş, doğuma ait güneşinizle birleşir. Manevi yılın değerini tarttığı için doğum gününüzden 1 hafta öncesi ve 1 hafta sonrası can sıkıcı bir devredir. Doğum günü devresi her kişinin "Yeni Yılı" olarak yorumlanır. Eski zamanlardaki putperestler ruhun doğum günü zamanında çok zor durumda olduğunun farkına vardıkları için, doğum günü hediyeleri ve festivallerle bizi neşelendirirler ve yaşamaya, gelişimimize devam etmemizi desteklerlerdi. Günümüzü, sevdiğimiz bir şey yaparak kutlamak önemli bir şeydir. Güneş, doğuma ait güneşinize engel olduğunda, yılın yarısı geçtiği için, siz ikinci derecede bir buhran içindesinizdir. Transit geçen Güneş, doğuma ait güneşinizle karşılaştığında, her çeyrek periyodda alçalır. Bu dönem iş dengenizi planlarken açıkça görülür. Bu dönemler süresince kendinize daha iyi bakmalı, iyi bir diyet uygulamalı, yeterli derecede uyumalı, faal bir tatilden veya aşırı bir çalışma programından kaçınmalısınız. Eğer vücuda gereken uygun beslenme ve bakım sağlanmazsa soğuk alma, nezle olma veya bir virüs eğilimi daha yaygın olur. Açıkça biz Güneş-Transitlerimizden daha çok yaşayacağız. Fakat, her yıl bu devrelerde dikkat edersek, sağlığımızı daha iyi koruyabiliriz.

Ay Transitleri

Yazının Devamını Oku