Eğri gemi doğru sefer

BAŞKANLIK tartışmasında en doğru sözü, en yeni AK Partiliden mi işitecektik?

Haberin Devamı

Önceki gün mazbatasını alırkendi, Tuğrul Türkeş tartışmanın erken ve zamansız açıldığını söylemişti. 

Tam sırasıymış gibi, göze girme uğruna cumburlop mevzuya atlayan AK Partililer yaptı oysa bu yersizliği, onlar başlattı.
Dün Başbakan Davutoğlu, daha da büyümeden tartışmaya el koydu. Öncelik sıralamasında yapılacak işlerin en başına yerleştirmedi sistem reformunu. Daha acil, daha öncelikli işleri var.
Davutoğlu için listenin başında toplumun biriken gerilimini boşaltmak, yükselen ateşini almak geliyor.
İznini almadığım için adını veremiyorum ama kurmaylarından biri Başbakan’ın aklındaki şeyi ‘Gezi parantezini kapatmak’ olarak tanımladı.
Eğer öyleyse 2 küsur yıllık huzursuzluğu sona erdirecek bir helalleşme dönemine giriyoruz. İşte buna ‘Haydi bismillah’ denmez mi?


* * *

Haberin Devamı


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın acil ihtiyaçlar listesinde de başkanlık sistemi en üstte yer almıyor. Apar topar gündeme getirilmesinden hoşnut olmadığına dair bilgiler geliyor kulağıma.
Yüzde 49 buçuğu sandıkta görünce Erdoğan’ın aklına ilk gelen şey, başkanlık olmamış. Buna kani oldum.
O başlama vuruşlarının arkasında Erdoğan yok, onun işaretiyle harekete geçmedi konuşanlar.
Hatta tam aksi yönde işaretler veriyor Erdoğan.
Mesela... Diyarbakır’da bilbortlardaki resimlerini yırtıp yere atan 13 yaşındaki 2 çocuğa dava açılmıştı. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan. Hapis cezasıyla yargılanıyorlardı...
Haberi dün gördüm, Cumhurbaşkanı Erdoğan, avukatı aracılığıyla çocuk mahkemesine bir yazı göndermiş, şikâyetçi olmadığını bildiriyor. Hem eylemin biçimi, yani küfür ve hakaret içermemesi hem de çocukların yaşları gerekçe gösteriliyor dilekçede.
Bu müşfik, babacan ve bağışlayıcı tavır, Erdoğan’ın da eski defterleri kapatıp artık yeni bir iklime geçme arzusunu yansıtmıyor mu?


* * *


Erdoğan-Davutoğlu ikilisi toplumu rahat ettirecek adımlar planlıyor.
Sancılı bir dönemi geride bırakmak için, 1 Kasım bir şans olabilir. Cumhurbaşkanı da Başbakan da bu şansı değerlendirip bir bahar havası estirmek arzusunda.
Ancak kolay olmayacak.
İki büyük tehlike görüyorum önlerinde.
Birincisi; Erdoğan’la Davutoğlu’nun gayrimemnunlara da el uzatacağı bir yumuşamaya henüz hazır olmayanlar. Dahası, o yumuşamayı kendi misyonlarına yönelik bir tehdit olarak algılayanlar.
HDP’nin yüzde 13’lük başarısının Kandil’i panikletmesi gibi. İklimin değişmesi, kendilerine duyulan ihtiyacı bitirecek diye endişeliler. Yarasalar nasıl kaçarsa ışıktan, onlar da uzlaşmadan kaçıyorlar.
Boşa çıkma, işlevlerini yitirme, anlamsızlaşma ve önemsizleşme korkusu yaşayan ‘müdafaa-i reis inzibat kuvvetleri’ bir yanda. ‘Tayyipfobik nefret taburları’ öbür yanda. Birbirlerinden beslenen zıtlaşmacılar bunlar.
Toz duman yatışırsa işsiz kalacaklar, varlık sebepleri ortadan kalkacak. Rahat durmayacaklardır.
İşte bu gibilerin sabotajlarına karşı zinde ve uyanık olmalıyız.
İkincisi ise başkanlık tartışmasında daha yeni yaşadığımız türden plansız çıkışlar havayı bozabilir. Kaş yapayım derken göz çıkaran işgüzarlara da dikkat edilmeli. Erdoğan ve Davutoğlu’na yaranma yarışına kaptırıp hiç istenmeyecek yol kazalarına verse verse onlar sebebiyet verir.


* * *

Haberin Devamı


AK Parti’yi bir koalisyonla ülkeyi yönetmeye mahkûm etmedi seçmen. Fakat tek taraflı davranabileceği mutlak bir çoğunluk da vermedi. Tek satırlık bir anayasa değişikliği için bile Meclis’te uzlaşma aramaya mecbur bıraktı.
Olası referandum ve sonraki seçimlerde yüzde 50’nin bir fazlasına ulaşma zorunluluğunu da ekleyin buna...
AK Parti’nin, avans mahiyetinde ödünç veya emanet aldığı eğreti oyları da helal ettirmesi... Her birinin hakkını vermesi... Elde tutmak için kendini mevcut seçmenine daha çok beğendirirken üste yenilerini de kazanması gerekecek...
Tutturulan ‘yumuşama’ istikameti, herkesin hayrına yani. Sefer doğru. Ne ki gemide eğrilikler var, sapmalara yol açmadan düzeltilirler inşallah.

Yazarın Tüm Yazıları