ABD’nin mali 11 Eylül’ü bize vız gelmez

ABD Başkanı Bush, "Bütün ekonomimiz tehlikededir" dediği sırada biz, bütün ülke, Kılıçdaroğlu ile Fırat arasındaki tartışmaya kilitlenmiştik.

Mahkemenin konusu olması gereken yolsuzluk iddialarının, ilginç bir ombdusmanlık yöntemi ile ele alınışına tanık oluyorduk.

Kamuoyunun, böyle ağır iddialar içeren bir tartışmada hakim yerine konması olağan değil. Uğur Dündar, üzerine düşeni her zamanki gibi başarıyla yaptı.

Eğer esas olan, siyaset ortamını yumuşatmaktı ise, el sıkışma sahnesi ile noktalanan program bu işe yaradı.

Ama gerisi çok karışık. Hakim yerine konmak bir vatandaş olarak benim için aşırı bir yük.

Bu tartışmadan sonra bana oyumu sorarsanız eğer, ben oyumu dokunulmazlık meselesinin çözümünden yana kullanıyorum.

İçeriye, daha fazla içeriye dalmak çekici, ama ABD’deki mali krizin, buralara doğru siyasi kara bulutlarla birlikte geldiğini görmekte geç kalınmasından endişe ediyorum.

Bu krizin siyasi sonuçları bizi doğrudan ilgilendiriyor.

* * *

AMERİKAN
bankacılık sistemini ayakta tutabilmek için devletin kasasından verilecek bir trilyon dolara yakın desteğin gerektiği günlerden geçiyoruz.

Bu durum, ABD’nin mali 11 Eylül olarak niteleniyor.

11 Eylül’den sonra,"Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" dendi. Ve gerçekten de hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

Bu büyük krizden sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Temsilciler Meclisi, önceki gün Bush Yönetimi’nin istediği savunma bütçesini onayladı. Senato’ya gönderdi.

612 milyar dolarlık bütçe, özellikle Irak konusunda Pentagon’u yakın takibe alıyor.

Paketlerin açılması için bilgilendirilmek istiyor.

Başkanlık seçimlerini kim kazanırsa kazansın, Amerikan kamuoyunda artık ortak bir görüş var.

Irak ve Afganistan artık Amerika için bir yük.

* * *

KENDİSİNİ
kurtarmaya çalışan bir ulusun, gözlerini dışarıdan içeriye çevirmesi doğal.

Bunun bir sonucu Irak’taki Amerikan askeri varlığının sınırlanması ise, daha önemlisi, Irak’ın demokratikleştirilmesi, siyasi istikrar için maddi yardımın sürmesi taahütlerinden geri adım atılması olacaktır.

Washington, pek yakında Irak ve Ortadoğu’yu kendi kaderine tabii ki tamamen terk etmez ama, şu andaki sorumluluklarını paylaşmak, hatta bir kısmını devretmek isteyecektir.

İki binli yıllara, "Irak’a gitme" hedefi ile giren Washington, 2010’lu yıllara "Irak’tan kurtulma" baskısı ile yaklaşıyor.

Bazıları, bu krizin bizi fazla etkilemeyeceğini ileri sürüyor. Ekonomik etkisi fazla olmasa bile, Türkiye’nin siyasi olarak etkileneceği kesin.

Amerika’nın mali 11 Eylül’ü bize vız gelmeyecek.
Yazarın Tüm Yazıları