Vizeyle kimse ilgilenmemiş

TÜRKİYE Cumhuriyeti vatandaşlarının yıllardır vize kuyruklarında çektiği çileler gazetelerde ve televizyonlarda çok haber oldu.

Her seferinde bu rezilliğin bir gün biteceğini, Dışişleri Bakanlığı’nın, vatandaşlarının bu kötü durumuna sesini yükselteceğini ümit ettik.

Dün öğreniyoruz ki boşuna heveslenmişiz.

Avrupa Birliği’nin Genişlemeden Sorumlu Temsilcisi Olli Rehn, Türk vatandaşlarına uygulanan vize işlemlerinin kolaylaştırılması için Türk hükümetinden bugüne kadar hiçbir talep almadıklarını açıkladı.

"Türkiye’deki geniş kesimlere vize muafiyeti getirecek olan ’Vize Kolaylığı Antlaşması’ müzakerelerinin başlatılması için Türk hükümetinden herhangi bir niyet beyanı almadık" dedi.

Yani bugüne kadar Türk hükümeti, kendi vatandaşlarına yapılan eziyet karşısında tınmamış bile! Türk hükümeti derken, elbette sadece bugünkü hükümeti kastetmiyorum. Bu vize belası icat olduğundan beri görevdeki her hükümetin bu işte sorumluluğu var.

Avukat Selim Sarıibrahimoğlu, vize uygulamasıyla Avrupa mahkemeleri nezdinde hukuk yoluyla mücadele ediyor. Zaman zaman karşılaştığımızda hep hükümetlerden ve bu işle ilgili sivil toplum kuruluşlarından yardım görmediğinden yakınırdı. Demek ki durumu anlatırken hiç de abartmıyormuş.

Halkın vergileriyle maaşları ödenen görevlilerin, halkın dertleriyle ilgilenmelerini sağlamak için acaba ne yapmamız gerekiyor?

AKP medyasının hali içler acısı

ALMANYA’daki Deniz Feneri davası, halkın duygularını ve inançlarını istismar ederek ceplerini dolduranların gerçek yüzlerinin bir kez daha görülmesini sağladı.

Ayrıca bu davanın gösterdiği bir şey daha var: AKP medyasının tutumu!

Almanya’da görülen davada üçüncü oturum yapıldı, bu gazetelerde günlerdir bu davayla ilgili tek satır yayımlanmıyor.

Sabah, birinci sayfasından davada verilen ifadelerde kuryelikle suçlanan RTÜK Başkanı’nın cevabını yayımlamış. Dava ile ilgili haberler Sabah sayfalarına ancak dün, o da arka sayfalardan girebildi.

Star da aynı Sabah gibi! İddiaları yayımlamıyor ancak RTÜK Başkanı’nın iddialara yanıtı birinci sayfasında.

Yeni Şafak da aynı yolu izliyor. Bir de üste çıkıp, görülmeye başlanan bir davanın haberini yayımladığımız için bizi suçluyor.

Zaman’ın sürmanşeti de iddialara verilen yanıtı içeriyor, görülmekte olan dava neydi, kimse bilmiyor.

Taraf ve Vakit ise yine iddialara yanıtları yayımlıyorlar ama iç sayfalardan!

Belli ki ucu önünde sonunda AKP’li bazı şahsiyetlere ve AKP medyasının bir kanadına dokunacak olan bu dava, beyleri çok rahatsız etmiş.

Bu gazetelerde yapılan savunmada şöyle bir ifade de var: "Savcı ile anlaşıp itirafçı olmuş bir sanığın ifadesine güvenilerek?.."

Aklıma nedense yine Ergenekon davası geldi. Benzer durumdaki bir itirafçı sanık-tanık’ın ifadesine dayanarak günlerce yayınlar yaptılar, haklarında dava açılmamış insanları bile zan altında bıraktılar.

İşte AKP medyasının inanç-duygu sömürüsüne dayanan soygunla ilgili tutumu bu.

Askerin ’kurumsal ziyareti’ doğru olmadı

ERGENEKON Davası’nın "emekli orgeneral" sıfatını taşıyan iki tutuklu sanığına Türk Silahlı Kuvvetleri adına yapılan ziyareti onaylayabilmek mümkün değil.

Söz konusu dava nedeniyle tutuklanan sanıklar, askeri darbe planları yaptıkları iddiasıyla oradalar. Ve o sanıklarla kurumsal bir ilişkinin kurulmuş olması, davanın geleceği açısından hayırlı olmayacak.

Değişik nedenlerle hapishaneye düşen arkadaşları ziyaret etmekte yadırganacak bir durum yok.

Şener Eruygur’un da, Hurşit Tolon’un da yakın arkadaşları, muvazzaf görevde olsalar bile böyle bir ziyaret yapabilirlerdi, kimsenin de buna söyleyecek bir şeyi olmazdı.

Ancak ziyaretin "TSK adına" yapıldığının özellikle vurgulanmış olması, Silahlı Kuvvetler komuta kademelerinin bu davayla ilgili tutumunu da açıklıkla vurgulamak demek.

Demokrasimizin geleceği açısından bu doğru bir tavır değil. Herkes kendi işini Anayasal sınırlar içinde kalarak yapmaya çalışmalı. Asker kendi görevini, yargı kendi görevini!

İddia makamının, iktidarın ve anamuhalefet partisinin bu davayı siyasallaştırma çabası, zaten sürmekte olan ciddi soruşturmaya zarar verici nitelikte.

Bütün bunlara bir de askerin eklenmesi gerekmiyor!
Yazarın Tüm Yazıları