Görüşmeler sil baştan

GİRNE
KIBRIS sıcak. Hem hava sıcak hem de siyaset.

Aslında bu sıcakta siyaset düşünmek pek kolay değil.

Hele de 20’inci yüzyılın ikinci yarısının en bitmeyen senfonisi Kıbrıs görüşmeleri gibi bir mesele söz konusuysa.

Liderler, daha önce kararlaştırdıkları gibi çarşamba günü bir araya gelecekler.

Görüşmelerin yöntemi ve içeriği henüz net değil.

Ama iki tarafın da kamuoylarına verdiği mesaj net.

"Hiç taviz yok siz merak etmeyin!"

KKTC lideri Talat, Ankara’da, daha önce yapmış olduğu "tek devlet" açıklamasına izahat getirdi.

İki eşit devletin oluşturacağı yeni bir devlet.

Hristofyas, ertesi gün derhal bir karşı açıklama ile kesin karşı çıktı. Kıbrıs’ı temsil eden tek bir devletin bulunduğunu, dünyanın bu devleti tanıdığını söyledi.

Kısası şu, Kıbrıs’ta yeni bir devlet kurulmasını öngören her hangi bir talebin kabul edilmesine izin veren bir ortam yok adanın güneyinde.

Yeni bir ortaklık yerine, iyi komşuluk ilişkileri içinde iki devlet formülü bile daha sıcak karşılanıyor.

Tam görüşmeler öncesinde, Kıbrıs Rum Gazetesi Filelefteros’ta öyle bir haber yer alır mıydı?

* * *

HABERDE
, "Petrol araştırmalarına 2009’da başlanıyor" deniyor. Mısır ile Kıbrıs arasındaki bölgede petrol arama çalışmalarına başlanabileceği, ilgili şirketlerin ihaleye girmek için başvurabileceği belirtiliyor.

Bu konuya Türk tarafı olumsuz bakıyor. Kıbrıs sorunu çözülmeden ve iki halkı temsil edecek bir devlet kurulmadan uluslararası anlaşmalara imza atılmasının yeni sorunlar yaratacağı söyleniyor.

Bu manevra bile, tam görüşmelere başlarken tarafların ne kadar farklı yerlerde olduğunu gösteriyor.

Belki, liderler kamu oylarını sakinleştirmek, görüşmelerin kesilmesini engellemek ve müzakereyi rahat sürdürmek için çıtaları yüksek tutuyorlar.

Bu çok yanlış bir tutum.

Çünkü Kıbrıs gibi bir meselede iki halkın içini rahat ettirecek bir çözüm dışında hiçbir uzlaşma, baskı sonucu alınacak karar yürümez.

Kıbrıs’ta yeni bir düzenin kurulabilmesinin en önemli kıstası ise liderlerin tutumu.

Liderler, kendi kamuoylarını çözüme hazırlamak durumundalar.

Popülizmle yeni bir düzen kurulamaz.

Halkın ikna olmayacağı hiçbir formül de Kıbrıs gibi yıllanmış bir sorunu çözemez.

* * *

ÜÇ EYLÜL
’de yeni bir başlangıç yapılacak. Bu başlangıcın üslubunun da yeni olması gerekiyor.

Kıbrıs, Türkiye halkının adalet duygularını, uluslararası kurumlara güvenini sarstı. İçe kapanma eğiliminin güçlenmesinde, Avrupa Birliği’nden uzaklaşmada, tutucu milliyetçiliğin tırmanmasında Annan Planı sonrası durumun etkisi büyük.

Dolayısıyla, bu yeni dönemde müzakerelerin sadece Kıbrıs değil Türkiye’de de siyasi liderlerin hem birbirlerine hem de halklarına karşı şeffaf ve açık olmaları gerekiyor.

Yoksa, göstermelik görüşmeler Kıbrıs’ı ilgili taraflara karşı kullanılan koz durumunda tutmaktan başka bir işe yaramaz.
Yazarın Tüm Yazıları