Kerkük krizi tırmanıyor

KÜRT sorunu, PKK’yı devre dışı bırakarak Kuzey Irak’lı Kürtlerle birlikte çözülebilir mi?

AKP Hükümeti’nin Kuzey Irak açılımı, ABD’nin desteklediği böyle bir seçeneği de masaya taşımak üzereydi ki, Kerkük krizi yeniden patlak verdi.

Son zamanlarda satır aralarına, kulislere kulak kabarttıkça PKK’nın, onu destekleyen çevreler tarafından gözden çıkarılmakta olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Kerkük çözülmeden böyle bir gelişme siyaseten zor.

Kerkük konusu ise Irak Cumhurbaşkanı Talabani’yi cumartesi günü Kürt partilerle yaptığı toplantıda bayıltacak kadar patlama noktasının eşiğinde.

Irak Cumhurbaşkanı, bu kritik dönemde cumartesi akşamı ABD’ye gitti.

Resmi açıklamaya göre, Başkan, iki Kürt partisi ile görüşme sırasında fenalık geçirerek bayıldı, apar topar sağlık kontrolü için ABD’ye gitti.

Ya da, Kerkük’te yönetimin Kürtler, Araplar ve Türkmenler arasında eşit biçimde paylaşılmasını öngören yeni yerel seçim yasasını, gizli oyla oylanıp Meclis’te kabul edildikten sonra veto ettiği için Washington’dan gelen çağrı üzerine yola çıktı.

Bu sadece bir yorum.

* * *

KERKÜK
diken üstünde. Bağdat’taki karardan sonra Kerkük yerel yönetimi Kürt Yönetimi’ne bağlanma kararı aldı. Kuzey Kürdistan Eyaleti Yönetimi Başkanı Barzani bu kararı tanıdıklarını açıklayınca durum daha da gerginleşti. Araplar, kararın kendi temsilcilerinin bulunmadığı bir toplantıda alındığını söyleyerek itiraz ediyorlar. Hem de çok sert biçimde. Bombalar patlıyor, gösteriler oluyor ve uzlaşmalar çatırdıyor. Amerikan kamuoyuna Irak’ta durumun düzelmekte olduğu mesajını vermek isteyen Bush Yönetimi’nin planlarını da bozuyor.

Kerkük meselesi, uzun bir süre Kürtlerin bağımsızlık hedeflerinin en canlı simgesi olarak hem Kürt politikacılar hem de işgal güçleri tarafından kullanıldı.

Saddam’ın devrilmesinden sonra kente giren Kürt grupların bütün devlet binalarını yağmalamalarına, arşivlerin yok edilmesine bölgede güvenlikten sorumlu Amerikan birlikleri göz yumdular. Saddam’ın Kürtlere yaptıklarının intikamı üzerine inşa edilen bu geri dönüş rüyasına Kürt-Amerikan ittifakının dayanaklarından biri olarak uzun süre hiç dokunulmadı.

Ama bu planın yeni istikrarsızlıklara yol açacağı ortaya çıktıkça durum değişti.

Şimdi Kerkük, Kürtlere Irak’ın bütünlüğünün simgesi olarak kabul ettirilmek isteniyor.

* * *

YEREL
seçim yasasında uzlaşma sağlamak üzere görüşmeler sürüyor ama bu hiç de kolay değil. Talabani’ni bayıltacak kadar ciddi durum. Özellikle Kürt bölgesini yöneten iki parti ve liderleri Barzani ile Talabani’nin çok sıkışık bir durumda oldukları kesin.

En büyük Sünni Arap grubu El Tawafuk liderlerinden Khalaf el Ulayan Irak basınına yaptığı açıklamada, Kürdistan Yönetimi’nin bütçesinden 500 milyon doların Bağdat’ta milletvekillerine ve bazı gruplara Kürt yönetimi tarafından rüşvet olarak dağıtıldığını açıkladı önceki gün.

Gelişmeler Ankara’da da dikkatle izleniyor. Cuma akşamı Dışişleri Bakanı Babacan, Kerkük’teki saldırılarla ilgili Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’yi telefonla aradı. Kürt yöneticilerin Kerkük iddialarında ısrar etmeleri, gerginliği tırmandırmaları, Türkiye ile düzelmekte olan ilişkileri de sıkıntıya sokabilir.

Bazı çevreler, Kerkük’ün Kürdistan yönetimine bağlanmasının uzun vadede Türkiye açısından daha iyi sonuçlar vereceğini söylüyorlar. Ayrıca, Türkiye karışmasın diyenler de var.

Kerkük, öncelikle Irak’ın meselesi. Doğru. Ama Irak’ta istikrarsızlığı derinleştirecek her şey aynı zamanda Türkiye’nin de meselesi. Bölgede istikrarsızlık, onu tetikleyen, derinleştiren diğer bazı komşu ülkelere yarıyor. Türkiye’ye değil.
Yazarın Tüm Yazıları