İddianame! (II)

DÜN iddianamede "darbe" sözcüğünün geçmemesini ve ünlü "Darbe Günlükleri"nin soruşturma kapsamına alınmamasını yadırgadığımı yazmıştım. Demiştim ki:

"Gerçek veya sahte ’Darbe Günlükleri’ni soruşturmayan bir Ergenekon Soruşturması’nı ben anlamış değilim. ’Ergenekon örgütü’ ’darbe’ kelimesinden soyutlanıp, ’terör örgütü’ kapsamına girince aylardır Ergenekon Davası’na atfedilen ’darbecilerin yargılanması’ kavramı en azından şimdilik çökmüş görünüyor."

Bazıları günlüklerin emekli paşalar için hazırlanacak ek-iddianamede yer alabileceğini söylüyor ama:

"Geçen yıl bir dergide ’Darbe Günlükleri’ adı altında yayımlanan iddialara da değinen Engin, bu iddialarla ilgili gerek soruşturmanın tamamlanan bu bölümünde gerekse 1 Temmuz 2008’de yapılan operasyonun bu iddiaların kapsamı dışında kaldığını söyledi. Engin, ’Başka bir deyişle, bu iddialarla, yani bir dergide yayımlanan Darbe Günlükleri adı altındaki iddialarla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şu aşamaya kadar herhangi bir soruşturma yapılmamıştır’ dedi." (Yeni Şafak-14.07.08-Web)

İddianame ile ilgili diğer gözlemlerimi bugün devam ettiriyorum:

* * *

İddianamenin en somut iddiası: "Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet Gazetesi’ne patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek."

Demek ki, savcılık Danıştay cinayeti ile Ergenekon arasında bağ kurmayı reddeden Ankara’daki mahkemeden farklı düşünüyor ve bu iddiaya göre İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay kendi gazetelerini bombalamaya kalkmışlar veya bu eyleme göz yummuşlar!

* * *

Öte yanda, hükümet yanlısı bazı gazetelerde yer alan davanın Hrant Dink, Trabzon ve Malatya cinayetleri ile ilişkilendirileceği türü iddialar iddianamede yok.

Bu tür mesnetsiz iddialar ile ilgili olarak da Başsavcı diyor ki:

"Kamuoyunu bilgilendirme basının elbette en başta gelen görevi olup bu asli görevin yapılmamasını düşünmek kesinlikle söz konusu olamaz. Ancak bu yayın ve yorumların çok büyük bir bölümünün, maalesef gerçek dışı olduğunu ifade etmek isterim. Bu yayınlar ciddi boyutta bilgi kirliliğine sebebiyet vermiş ve kamuoyu yanlış bilgilendirilmiş ve bilgilendirilmektedir. Birçoğu doğru olmayan bilgiler çeşitli kişi ve gruplar tarafından yanlış yorumlandı ve bu da kamuoyunda yanlış beklentilere yol açtı. Bu durum, soruşturmanın selametini, şüphelilerin özel yaşam ve temel haklarını ihlal etmekte ve Yargı aleyhine de haksız ve ağır eleştirilere sebebiyet vermektedir."

Gerçekdışı olan ve bilgi kirliliğine sebebiyet veren yayınları hangi gazetelerin ve köşe yazarlarının yaptıkları ortada.

Bu şekilde yayın yapmanın suç olduğu da malum.

Hatta, soruşturma ile ilgili yayın yasağı olduğu halde soruşturmayı yazmayan gazetecileri "darbeci" olarak suçlayanlar da bilinen kişiler.

Şimdi kamuoyu merakla bekleyecek, savcılık bu tür yayın yapanlar hakkında hukuki ne işlem yapacak?

* * *

Şener Eruygun
ve Hurşit Tolon ile ilgili belge ve ifadeler iddianamenin açıklandığı gün Askeri Savcılık tarafından da talep edildi.

Neden edildi, neden şimdi edildi, neden Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen "Darbe Günlükleri" daha önce incelenmedi, bu sorulara da yarın cevap arayacağım.

* * *

Eğer Ergenekon Davası söylendiği gibi Türkiye’deki darbekatörlerin heveslerini kursaklarına tıkayacaksa, muhakkak askeri bir ayağı olması gerekir.
Yazarın Tüm Yazıları