CHP gerekeni yapmalı

CHP’nin, Genel Sekreter Önder Sav’ın bizzat CHP Genel Merkezi’nde dinlendiğine dair iddiası çok büyük bir iddia idi ve Türkiye’de yer yerinden oynadı. Deniz Baykal’ın hemen hükümeti suçlaması, insanlara "herhalde hemen ortaya belgeler koyacaklar" dedirtti.

Ortaya hemen bir belge çıktı ama belge değil CHP’yi doğrulamak, düpedüz yalanladı.

Ben belgenin sahte olabileceğini düşünemediğim için Önder Sav’ın içine düştüğü duruma güleyim mi, ağlayayım mı bilemiyorum.

İzinsiz elde edilen bir konuşmanın yayınlanmasının hukuki boyutları nedir bilemem ama böyle bir dinleme benim de elime böyle trajikomik bir olayla geçseydi, ben de yayınlardım.

CHP belgenin sahte olabileceğini söylüyor, hálá Önder Sav’a sahip çıkmaya çalışıyor.

Ancak, bilsinler ki artık kimse onlara inanmıyor.

* * *

Önder Sav’ın oldukça yaşlanmış akıl merkezinin peşinden mal bulmuş mağribi gibi koşan CHP’liler komik duruma düştüler.

Dilerim; CHP’liler başka bir noktanın da farkına varmışlardır.

İçine düştükleri çıkmaz, çok daha vahim bir yara açmıştır.

CHP inanırlığını yitirmiştir!

* * *

CHP
’nin muhalefet etme sorunu var, ideolojik sorunları var, CHP 21. yüzyılı doğru okuyamıyor.

CHP’nin bir sosyal demokrat partiye yakışan gelir dağılımı politikası yok, kurucusunun muasır (Batı) medeniyeti hedef gösterdiği partinin AB politikası belirsiz.

CHP Kürt sorunuyla, Ortadoğu meselesiyle hiç ilgilenmiyor ama CHP’nin bugüne dek inanırlık sorunu yoktu.

Ben CHP’yi yöneten insanları saygın, ciddi, devlet terbiyesi almış insanlar olarak görüyordum.

Bir iddia ortaya attıklarında önünü ardını iyi hesap edeceklerini zannederdim.

Hele hele anamuhalefetin, iktidar tarafından dinlendiğini iddia etmesi, milyonlarca seveni, sempatizanı olan bir cemaati hedef göstermesi, yenir yutulur şey değildi.

İlla ki çok ciddi çalışılmış, her türlü belge ve ispat önceden hazırlanmış olmalıydı.

Bu kadar vahim bir iddianın bu kadar basit bir belgeyle çürütülmesi, akıllara durgunluk verdi.

Anamuhalefetin bu kadar gayri ciddi duruş sergilemesi insan aklını aşıyor.

* * *

Bir kişinin, bir kurumun başına gelebilecek en kötü şeylerden birisi inanırlığını yitirmesi, güven erozyonuna uğramasıdır.

Siyasi partiler siyaset üretirler ancak onları iktidara, hatta muhalefete inanırlık dereceleri taşır.

İnsanlar iyi ve akıllı bir parti programı gördüklerinde bile söz konusu parti hakkında "İyi, hoş da uygulayabilecekler mı?" diye sorar.

Vatandaş-siyasi parti ilişkisi inanırlık ve güvenirlik üzerine inşa edilir.

Zira, "oy" verilerek bir siyasi partiyle yapılan sözleşme, hiçbir hukuki yaptırım taşımayan sadece gönüldaşlığa dayanan bir ilişkidir.

Gönüldaşlığın tek olmasa bile olmazsa olmaz şartı ise inanırlıktır.

İşte bu son "dinleme hikáyesi" ile CHP, bir parti için bu kadar önemli bir silahını yitirmiştir.

* * *

Şimdi CHP ne yapmalı?

Türkiye Cumhuriyeti’nin en eski ve tüm partilerin anası durumundaki partisi, tekrar inanırlığını kazanmak zorundadır.

Bunun için CHP önce milletten, sonra da AKP’den özür dilemek zorundadır.

Ayrıca CHP, samimi ve inanılır bir özeleştiri yapmak durumundadır.

Genel Sekreter Önder Sav ise gereğini muhakkak yapacaktır, zira artık o görevde kalamaz, kaldığı her gün CHP beter yıpranır!
Yazarın Tüm Yazıları