Avrupa’da parti kapatma dersi

REKORU bu sefer sürpriz biçimde kaçırıyoruz. Göz göre göre başkasına kaptırıyoruz. Gerçi, sıralamada ikinciyiz, ama olsun rekor başkasına ait.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) Rusya’dan yirmi üç bin başvuru var, Türkiye on bin başvuru ile Avrupa’da ikinci sırada.

Bunun Türkçesi şu. Türkiye’de devletle mahkemelik olan ve fakat hakkını elde edemediğine inanan, sonuçta bunu AİHM’e taşıyan bunca insan var. On bin dosya. Devletle anlaşmazlık dosyaları.

Avrupa’da, Rusya’dan sonra ikinciyiz. Bu normal değil.

Hakkının çiğnendiğine inananlar, iç hukuk yolları tükendiğinde, soluğu AİHM’de alıyor.

Bu kadar çok dosya, AİHM için bir sorun.

OLAĞAN ZİYARET

Geçenlerde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve dört üye AİHM’i ziyaret ediyor.

Ziyaret AKP kapatma davası öncesine denk düşüyor, ancak bu ziyaretler olağan.

Önceki Anayasa Mahkemesi başkanları da, örneğin Mustafa Bumin ve Tülay Tuğcu da, Strasbourg’da AİHM Başkanı ve üyelerini ziyaret ediyor.

Başka ülkelerin anayasa mahkemesi ya da benzeri kurumları, yine benzer ziyaretlerde bulunuyor.

O açıdan, olağan dışı bir durum yok.

Son ziyaretteki olağan dışı durum, kapatma davası öncesine rastlamış olması.

KAPALI KAPILAR

Strasbourg’da kapatma davası ile ilgili olarak, Türk hukukçularının düzenlediği bir brifing var.

Bu brifingde AİHM’in kapatma davaları karşısındaki tutumunu anlatan farklı örnekler veriliyor.

Ama, brifingi veren bizim hukukçular. AKP davasının adı geçmiyor.

Yine de, kapatma kararını ele alacak mahkeme üyelerine kapatmayla ilgili Avrupa’daki zihniyet dersi.

Teorik bir ders.

Dikkat çeken ziyaret, bizim başkan ve üyelerin AİHM Başkanı ile yaklaşık birbuçuk saat başbaşa görüşmesi. Yarısı tercümeyle geçse, 45 dakika. Kapatma orada ele alınıyor mu, o kapalı kapılar ardında kalıyor.

BİREYSEL BAŞVURU

AKP yeni anayasa taslağı hazırlarken, Anayasa Mahkemesi taslağa konulması amacıyla, bir madde gönderiyor.

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınması.

Bu AİHM’de biriken on bin dosyanın sayısını azaltan bir girişim. Gerçi, bu kez Anayasa Mahkemesi’nin işi çoğalıyor, ama AİHM de böyle bir düzenleme istiyor.

Ne var ki, AKP’nin hazırlattığı tasarıda, bireysel başvuru yine yok.

AİHM en çok bundan yakınıyor. Bizim başkan ve üyelere en çok bu yönde telkinde bulunuyor.

Kapatma meselesi derste kalıyor.

’Akreditasyonu ben yaparım’

BASIN Konseyi Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarına bir yazı gönderiyor.

"Çeşitli anlaşmazlıklarda, zaman zaman bazı medya guruplarına özel akreditasyon uygulanıyor ya da bazı gazete ve TV’ler akreditasyon dışı tutuluyor.

Oysa, Batıda böyle değil.

Size kimlerin akredite olabileceği ya da kimlerin akreditasyon dışına çıkartılacağına siz değil, bir başka kurum karar versin".

Çok yerinde, akreditasyon veren kurumu zaafa düşürmeyecek bir uygulama.

Ancak, Basın Konseyi’nin bu yazısına, yazı gönderilen hiç bir makamdan yanıt gelmiyor.

Bir haber nedeniyle, o haber yanlış olabilir, Genelkurmay Başkanlığı Vatan gazetesini akreditasyon dışına çıkartıyor.

Yanlış.

Kızgınlık ifadesi.

Basın Konseyi önerisi subjektif davranışları, bu yanlışları önlüyor.

Ama, "bu iş bana ait" mantığı devam ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları