Enflasyona bahane kalmadı

BUGÜNE kadar ortalama enflasyonun yüksek düzeylerde kalması gıda ve enerji fiyatlarındaki artışa bağlanıyordu.

Bu kalemlerdeki fiyatların diğer kalemleri de etkileyeceği çok fazla dikkate alınmıyordu. Şimdi, beklenen gerçekleşiyor.

Son iki ayda para politikasının etkili olduğu düşünülen fiyatlardaki artış (I endeksi) yüzde 3.2 arttı. Geçen ağustos ayından bu yana, I endeksindeki artış yüzde 4.8 oldu. Demek ki, para politikasının doğrudan etkili olduğunu düşündüğümüz temel enflasyon da şaştı.

Bu noktada, bırakın hedeflenen enflasyonla uyumunu, para politikasının enflasyonun artmamasıyla ne derece uyumlu olduğu masaya yatırılmalı. Galiba, Merkez Bankası’nın son açıklamaları da buna işaret ediyor.

DESTEK KÖSTEK OLUYOR

Özellikle çok kısa dönemde, para politikası ile enflasyon arasında bire bir ilişki olduğu iddia edilemez. Göreli fiyatlarının hızla değiştiği, enflasyon beklentilerinin dışsal şoklarla olumsuza döndüğü ortamlarda para politikasının duruşundan bağımsız olarak da enflasyon artabilir. Bu çeşit gelişmeler son dönemde yaşandı.

Para politikasının dışında gelişen fiyatlarla enflasyonun geçici bir süre artabileceği vurgulandı. Merkez Bankası’nın bu çeşit geçici şoklara tepki vermemesi gerektiği savunuldu. Para politikasının duruşu da bir anlamda bu gelişmelerin ardında gizlendi.

Gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın bir noktada diğer kalemlerdeki fiyat artışlarına neden olacağı açıktı. Çünkü, fiyatlama kararları ortalama enflasyon üzerinden ve maliyetlerdeki artışlara göre oluşur. Sonuçta, hiçbir sektör göreli fiyatların aleyhine gelişmesini istemez. Talep şartları izin verirse, ekonomideki tüm sektörler göreli fiyatları en azından korumaya çalışacaklardır. /images/100/0x0/55ea82c0f018fbb8f884b71c

Son dönemde maliyet artışları gözle görülür hale geldi. Yalnızca son üç ayda, üretici fiyat endeksi içindeki tarım fiyatları yüzde 5.8 artarken, imalat sanayinde fiyat artışları ortalama yüzde 10.9 oldu. Gecikmelerle bu fiyat artışları tüketici fiyatlarına da kaçınılmaz olarak yansıyacaktır.

Grafikte üretici ve tüketici fiyatlarındaki yıllık artışlar 2007 yılının başından bu yana gösteriliyor. 2007 yılının ortalarına kadar üretici fiyatları tüketici fiyatlarındaki artışı düşmesine destek verirken, 2007 yılının ortasından sonra üretici fiyatları hızla artış eğilimine girdi. Üretici fiyatlarındaki artışlar artık tüketici fiyatları artışlarına destek olmaktan çıkıp köstek olma aşamasına geldi.

POLİTİKA TEPKİSİ

Para politikasının sıkı olup olmadığı para talebi ile yakından ilgilidir. Para talebinin yüksek olduğu bir dönemde para politikasının sıkı olduğu düşünülebilir. Ama, aynı politika para talebinin düşük olduğu bir ortamda gevşek kalabilecektir.

2006 yılının ilk yarısında enflasyon hedefi ile uyumlu olduğu düşünülen para politikası, yılın ortasındaki çalkantılarla para talebi düşünce, gevşek kalmıştı. Benzer bir olgu, dönemsel olarak az ya da çok, geçen yılın son çeyreğinden bu yana da yaşanıyor.

2006 yılının ortalarında sıkılaştırılan para politikası 2007 yılının ikinci yarısından sonra göreli olarak gevşedi. Merkez Bankası Parası’ndaki aylık ortalamaların yıllık artışı 2007 yılının ortasında sıfıra kadar gelmişken, ağustos ayından itibaren yüzde 20’nin üzerinde seyretmeye başladı.

Para politikasının bu gidişata gecikmiş olsa da tepki vermesi kaçınılmaz. Enflasyona etkileri de gecikmeli olarak görülecektir. Para politikası sıkılaştırılırken, maliye politikalarının gevşetilmesi olgusuna yarın gireceğim.
Yazarın Tüm Yazıları