Hırsız...

BU hırsız yaman hırsız.

Sabah kalktığımda yatağımdan, daha gözlerimin bir tekini açmıştım ki farkına vardım:

Dün gecemi çalmıştı hırsız.

Evdeki hani o çay sohbetlerimi, genelde son yarısını seyrettiğim sinema filmini, marangozhanede tahtaları mutlulukla doğrayışımı, kedi-köpeklerle oynaşmamı, keman çalışımı...

Hiçbiri yoktu yerinde.

Almıştı hepsini.

Dün gece gülüşümü de çalmıştı hırsız.

*

Bu hırsız yaman hırsız.

Biliyorum bizim evden değil sadece, mahallede kim varsa, semtte, kentte, başka şehirlerdeki evlerde, köylerde, beldelerde...

Kapı kapı, hane hane, her eve girip soyuyor neyimiz var, neyimiz yok bu arsız.

Çalınmıştır eminim yine dün gece; babaların gülüşü...

Annelerin uykusu...

Gençlerin umudu...

Hayallerimiz...

Her şeyimizi çalıyor bu hırsız.

*

85 yıllık alın teri ve çaba ile varmak istediğimiz yeri nasıl çaldı bir bakar mısınız?

Marşlarımız...

Şarkılarımız...

Çağdaşlık-uygarlık sevdalarımız...

Yarınlarımız...

Kimi zaman sağa-sola koşuşup "Bakın bakalım başka neyimizi çalmış hırsız" diyoruz birbirimize.

Ve bir çığlıktır kopuyor:

"Işığımız..."

Bir de bakıyoruz ki çalınmış:

İnancımız...

Dualarımız...

Selamlaşmamız...

Duygularımız...

Barışımız...

Aydınlığımız...

Bu hırsız yaman hırsız...
Yazarın Tüm Yazıları