Sözüm enflasyondan içeri

MAALESEF şubat ayı enflasyonu yüksek çıktı. Mali sektörün iktisatçıları, şubat ayında "fiyatlar genel düzeyinde" yüzde yarımlık bir artış beklerken (ve bu beklentilerini daha iki gün önce açıklamışken) enflasyon yüzde 1.29 çıktı.

Yıllık enflasyon da yüzde 9.1’e yükseldi. Bu enflasyon beklentisi anketleri gitgide daha fazla geyik muhabbeti haline dönüştü. Daha da kötüsü, tutmayan tahminlerden sonra yapılan "artan kalemler artmasaydı, enflasyon bu kadar yüksek çıkmazdı" yorumları dinlemek bir işkence haline geldi. Enflasyon ölçümü netice itibariyle bir "tartılı ortalama" hesabıdır. Bu hesaba giren kalemlerin hepsinin aynı yüzdede artması, teorik olarak da pratik olarak da mümkün değildir. Bir kısmı çok, bir kısmı az artacaktır. Enflasyon da bunun ortalaması olacaktır. Maddelere geçmeden önce "aylık ölçmelerin" içinde çok gürültü (noise) olduğunu ve sayıların ne anlattığının kolay anlaşılmadığını belirteyim.

1. Merkez Bankası, sebebi mevcudiyetimin tek bir gayesi vardır; o da "enflasyonla mücadele"dir dedikten sonra, ister istemez enflasyonun sorumlusu rolünü de üstlenmiş olmaktadır.

2. Ancak aynı Merkez Bankası, enflasyonun sebeplerini "sorumluluğum altında" ve "sorumluluğum dışında" diye ikiye ayırmaktadır.

3. Bunun için "enerji, işlenmemiş gıda ürünleri, alkollü içecekler ve altın" hariç tutularak yapılan enflasyon artışının hesabını ben veririm, diğerine karışmam demektedir. Bu özel endekse de zannedersem "H Endeksi" deniyor. H endeksine göre Şubat ayı enflasyonu binde bir. Yani Merkez Bankası enflasyonla mücadele başarılıdır, hatta çok başarılıdır. Nitekim kendileri de böyle söylüyor.

4. O zaman Merkez Bankası da enflasyon hedefini "H" endeksine göre belirlesin. Hálbuki öyle yapmıyor, "Tüketici Fiyat Endeksi" ne göre hedef ilan ediyor. Bunun da yıllık hedefi halen yüzde 4.

5. Aklıma takılan temel bir soru var. Acaba H endeksi mi, öncü göstergedir, yoksa TÜFE mi? Şubat ayı sonu itibariyle TÜFE yüzde 9.1; H Endeksi ise yüzde 6.5. Yılsonuna doğru, TÜFE mi, H endeksi düzeyine inecek, yoksa H endeksi mi, TÜFE düzeyine çıkacak?

6. Uzun vadede bütün endekslerin birbirine belli bir hata payı içinde yakınlaşması gerekir. Aksi takdirde, ekonominin temel kuralı olan "her şey, her şeye tesir eder" ilkesini yok saymamız gerekir. Mesele, iç ve dış dinamiklerin bu yakınlaşmayı hangi yönde etkileyeceğini kestirebilmektedir.

7. Gözlemlerime göre dış dinamikler, gıda ve enerji dáhil ham madde fiyatlarının artacağını göstermektedir. Eğer enflasyonu etkileyecek iç dinamiklerden "bütçe açıkları"nı anlamak gerekirse, burada da eğilim, açıkların artacağı yönündedir.

8. Tüm bunlardan daha önemli olarak, Merkez Bankası’nın topluma cari işlem açığının nasıl kapanacağını veya nasıl hiç kapanmayacağını ve halen Türkiye’de kamunun ödemekte olduğu dünyanın en yüksek reel faizinin nasıl normal düzeylere ineceğini anlatması gerek.

Son Söz: Faiz yanlışsa, hiçbir şey doğru olamaz.
Yazarın Tüm Yazıları