Soğuk savaş üslubu geri dönerken

RUSYA nükleer gücünü neden hatırlattı? Kimi tehdit etti? Bunlar boş laflar mı? Hakikat payı ne kadar?

RUSYA Genelkurmay Başkanı Yury Baluyevsky’nin, önceki gün "Rusya ve müttefiklerinin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü korumak için gerekirse nükleer silah kullanabilir, önleyici saldırı düzenleyebiliriz" açıklamasından sonra bunlar tartışılıyor. Moskova Askeri Bilimler Akademisi’nde konuşan Baluyevsky’nin açıklamasında iki nokta dikkat çekiciydi.

Birincisi Rusya’nın nükleer silah tehdidinin ilk kez bu derece üst düzey bir yetkili tarafından dile getirilmiş olmasıydı.

İkincisi ise Baluyevsky’nin sadece Rusya’ya yönelik olanları değil, aynı zamanda "müttefiklerine" yönelik tehditleri de kendilerine yönelenlerle eş tutacağı açıklamasıydı.

İlkinin nedeni, hiç şüphe yok ki ABD’nin İran krizini bahane ederek Doğu Avrupa’ya yerleştirmeyi planladığı füze kalkanıydı.

Rusya, bunun İran’ı değil doğrudan Rusya’yı hedef aldığına inanıyor.

Kasım ayında Putin, NATO genişlemesinin Rusya’nın güvenliğini tehdit eder hale geldiği gerekçesiyle askeri alarm durumunu artırma kararı almıştı.

O dönemde yaptığı açıklamalardan birinde de, "Şimdi yapmamız gereken önemli işlerden biri de stratejik nükleer güçlerimizin savaşa hazırlık durumunu artırmaktır. Rusya, kapısının önünde kendisine pazu gösterenlere karşı igisiz kalamaz" demişti.

ABD’nin, Rus enerji tekelini kırmak için özellikle eski Sovyet coğrafyasında yarattığı sert rekabet ortamı Rusya’nın endişelerinin en önemli nedeni.

* * *

RUSYA
Genelkurmay Başkanı’nın, sadece kendi ülkesinin değil müttefiklerine yönelik her hangi bir tehdide de en sert biçimde yanıt verecekleri açıklaması, Rusya’nın müttefikleri tartışmasını da gündeme getiriyor. Bunlar sadece eski Sovyet Cumhuriyetleri mi? Yoksa Balkanlar ve Ortadoğu’daki ilgi alanları da söz konusu mu?

Bu alanların başında ise günün en sıcak meseleleri Kosova ile İran geliyor.

Rusya, Kosova’nın bağımsızlık kararını tanımayacağını kesin bir dille açıkladı.

Rusya Balkanlar’da sadece enerji yollarının hakimiyetini elinden kaybetmemek için çalışmıyor. Bu bölgede NATO’nun genişlemesini durdurmayı amaçlayan askeri planlar da hazırlıyor.

İran konusunda da eskiye göre daha net bir tutum izleniyor Moskova’nın yaklaşımında. Bu hafta Perşembe günü Berlin’de yapılacak altı ülke dışışleri bakanları toplantısı öncesi

Rusya, İran’a yönelik önerilen yeni yaptırım paketini onaylamayacağını belli etti.

Ayrıca İran ile anlaşmalarının bu gelişmelerden etkilenmeyeceği mesajını da veriyor.

ABD ve İsrail’in karşı çıkmalarına karşın Rusya, İran ile Buşehr nükleer santralinin inşaatına devam ediyor.

Daha dün 11 tonluk plütonyumu Rusya, gemi ile İran’a teslim etti. İki ülke arasındaki anlaşmaya göre gerekli miktara ulaşmak için sevkiyat devam edecek.

Moskova, İran’a Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın taleplerine uyması için daha fazla zaman ve olanak verilmesinden yana.

* * *

ABD
Başkanı’nın barış adına çıktığı Ortadoğu gezisinin en somut adımı, Suudi Arabistan’a yirmi milyar dolarlık silah satış anlaşmasıydı.

Yakın çevremizdeki silahlanma yarışıyla birlikte soğuk savaş üslubu, Sovyetler’in yıkılmasından on yedi yıl sonra geri dönüyor.

Bu sadece bir üslup mu yoksa 21’inci yüzyılın, tek kutupluluğa karşı direnç cephesi sürecinin başlangıcı mı? Yeni tartışmamız bu olacağa benziyor.
Yazarın Tüm Yazıları