Faizlerin inmesi ödüllendirmedir

PARA politikası açısından, kalıcı fiyat istikrarı, ulaşılması arzu edilen son noktadır. Bir benzetme yapmak gerekirse, fiyat istikrarı ekonomide yolun düzgün bir biçimde asfaltlanması ve işaretlenmesi gibidir.

İyi asfaltlanmış ve işaretlenmiş bir yolda, araba kullanırken, kasise düşmek ya da yanlış işaretleme nedeniyle hata yapmak gibi riskler ortadan kalkar. Sürücü yoldaki trafiğe göre hızlı ya da yavaş gidebilir. Riskler hala vardır. Ama, riskler yolun durumundan kaynaklanmaz. Arabayı devirmek hala olasıdır.

Fiyat istikrarı da böyledir. Ekonomik birimler uzun dönemli planlarını rahatça yapabilirler. Yine, risk alacaklardır. Ama, riskler hiç hesapta olmadan fiyatların artmasından kaynaklanmayacaktır. Ufukta sis olmayacaktır.

CEZA VE ÖDÜL

Normal şartlarda, merkez bankaları hem fiyat istikrarını tehdit etmeyecek hem de ekonomik büyümenin önünde engel olmayacak bir biçimde para politikası uygulamaya çalışırlar. Buna nötr para politikası denir. Para politikasının bu duruşunun ima ettiği kısa vadeli faizlere de nötr faizler denir.

Çeşitli nedenlerle fiyat istikrarının bozulması yönünde riskler oluştuğunda, merkez bankaları faizleri artırırlar. Para politikası sıkılaştırılır. Riskler dışsal ya da içsel olabilir. Örneğin, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere gelen paraların kurumasıyla döviz kurları üzerinde oluşacak baskıların enflasyonu tehdit etmesi durumunda, kısa vadeli faizler artacaktır. Bir anlamda, yüksek cari işlemler açığı yaratan ekonomi cezalandırılacaktır.

Aynı şekilde, fiyat istikrarına yönelik riskler artan kamu açıklarından da kaynaklanabilir. Yine, artan kısa vadeli faizler devletin maliye politikasını ve dolayısıyla ekonomik birimleri cezalandıran bir işlev görecektir.

Fiyat istikrarına yönelik risklerin olmadığı ya da asgaride olduğu dönemlerde ise kısa vadeli faizler düşecektir. Ekonomik birimler ödüllendirilecektir.

Konuya böyle yaklaşıldığında, fiyat istikrarının sürdürülmesi adına merkez bankalarının cezalandırıcı ya da ödüllendirici rol aldıkları görülüyor. Cezayı hak eden bir ortamda merkez bankalarının cezayı geciktirmesi, yani kısa vadeli faizleri zamanında artırmaması daima fiyat istikrarının bozulmasıyla sonuçlanır. Bu da cezalandırma gereken yerde dolaylı ödüllendirmedir.

Benzer bir biçimde, ödüllendirme gereken bir ortamda, merkez bankalarının ödüllendirmeyi geciktirmesi, yani enflasyon riski olmadığı halde kısa vadeli faizleri düşürmemesi, ekonomik büyümeden gereksiz fedakarlık anlamına gelir. Ödüllendirme gereken bir durumda cezalandırma söz konusu olur.

HANGİSİ YANLIŞ

Cezalandırma ya da ödüllendirmenin zamanını iyi tespit etmek para politikasını "sanat" yapan en önemli unsurdur. Enflasyon hedeflemesi politikası, para politikasında cezanın ve ödüllendirmenin ne zamanlar olabileceğinin kamuoyu ile şeffaf bir biçimde paylaşmanın bir yoludur.

Gelişmiş ülkelerden fiyat istikrarının bozulmakta olduğu sinyalleri geliyor. Türkiye’de enflasyon hedeflenenin iki katından fazla gerçekleşiyor. Ama, kısa vadeli faizler iniyor. Yani, bu ekonomiler bir anlamda ödüllendiriliyor. Cezalandırma yerine ödüllendirme olduğunda, fiyat istikrarının bozulması ya da hiç oluşmaması şaşırtıcı olmuyor.

O halde, bir yerde birileri yanlış yapıyor. Yapılanlar yanlış değilse, para politikasının fiyat istikrarı odaklı olduğu yargısının yanlış olması gerekiyor. Bu ülkelerde nötr faiz daha mı düşük?
Yazarın Tüm Yazıları