Milli Piyango ikramiyesi kumar kazancı mı

MİLLİ Piyango denince, aklıma hemen bir olay ve bir de fıkra gelir.

Önce olaydan başlayalım. Televizyonun olmadığı dönemlerde, vatandaşın tek iletişim aracı radyodan her yılbaşı 24.00’te, milli piyangodan ikramiye kazanan numaralar okunurdu. En büyük ikramiye de "bir milyon lira" idi... İşte böyle bir yılbaşı gecesi, ikramiye kazanan numaralar okunurken, babam heyecanla eve girmiş ve dedeme "Müjde, büyük ikramiye bize çıktı" diyerek sarılmış.

Dedem ne olduğunu anlamaya çalışırken, babam da "Bir oğlumuz oldu" diye müjdeyi vermiş.

O gün bugün, yılbaşı ve Milli Piyango, bana hep doğum günümü çağrıştırır.

BÜYÜK İKRAMİYE

Fıkraya gelince...

Hasan ile Mehmet, öğle paydosunda, ellerindeki piyango biletine bakarak konuşuyorlar:

- Ula Hasso, piyangodan büyük ikramiye çıksa ne yaparsın?

- Ula Memo heç sorma... Her gün soğanın cücüğünü yerim. Peki sen n’aparsın?

- Ula Hasso, sen bana yiyecek bir şey bırakmadın ki!..

İKRAMİYE KUMAR KAZANCI MI

Star Haber’in Genel Yayın Yönetmeni Alaattin Aktaş’ın, Posta Gazetesi’nde önceki gün ilginç bir haberi vardı. Dün de tartışmalara konu olan habere göre; yeni yılın ilk günü, gazeteyi açıp "büyük ikramiye" kazanan dört talihliden biri olduğunu gören imam hatip lisesi öğrencisi, önce gözlerine inanamamış. Ardından da "Ben günah işledim, bu ikramiyeyi alamam" diye kara kara düşünmeye başlamış.

Nedenine gelince, yaşı 18’den küçük olan ve büyük ikramiyeyi kendi başına alamayacak olan genç talihli, ailesi son derece muhafazakar olduğu için, bu bilgiyi onlarla paylaşamamış. Babasının, günah olan bir şey yaptığı, piyango bileti aldığı, bir başka deyişle kumar oynadığı için kendisine kızacağından emin "Ben şimdi ne yapacağım" diye kara kara düşünmeye başlamış.

HIRSIZLIĞIN MODERN VERSİYONU

Olayın doğruluk derecesini zaman gösterecek. Ancak, piyangodan kazanılan parayı, kumar kazancı ya da hırsızlığın modern bir versiyonu olarak ifade eden görüşe de rastlıyoruz.

Örneğin, geçtiğimiz cuma günü, "İki oğlum iflas etti. Perişan durumdalar, son çare olarak piyango bileti almayı düşündüm. Piyangodan para çıkarsa ve bu parayı borçlarımı kapatmak için kullanırsam caiz olur mu?" sorusuna, Prof. Dr. Faruk Başer’in, Star Gazetesi’ndeki köşesinde verdiği yanıt aşağıdaki gibiydi:

"Piyangodan para kazanmak demek, bir kişinin, binlercesinin umudunu sömürmesi, kumar oynaması ve batıl/haksız bir kazanç elde etmesi demektir. Böyle bir yol rasyonel değildir, ekonomik değildir, ahlaki değildir, öyleyse elbet meşru da değildir. Hırsızlığın, modern bir versiyonudur. Buna göre, borçlarını piyango ile kapatmak isteyen birisi, garibanlardan çalıp alacaklılarına vermiş olacaktır. Bunun caiz olabileceğini söylemek mümkün müdür?"

KAZI-KAZAN

Aktaş’ın haberini ve Başer Hoca’nın bu konudaki görüş ve yorumlarını okuyunca, aklıma birkaç kez yazdığım, "kazı-kazan" önerisi geldi.

Ücretlilere vergi iadesi kaldırılınca, çok kişi fiş ve fatura almamış, özellikle KDV gelirlerinde büyük gerileme olmuştu. Ben de "Bizim halkımız toto, loto, piyango, kazı-kazan gibi şans oyunlarına meraklıdır. Çin’de olduğu gibi fiş ve faturalara, küçük kutucuklar konulsun. Kutucuğu kazıyanlara ikramiye çıksın. Böyle olursa, fiş ve fatura alanların sayısında patlama olur" diyordum. Maliye de olaya sıcak bakıyordu...

Şimdi ortalık biraz bulandı. Bu kez "kumardır, hırsızlığın modern versiyonudur" gibi gerekçelerle bazı kesimlerce hiç fiş alınmazsa ne olacak?
Yazarın Tüm Yazıları