Kazanacağını biliyordu

BÖYLE bir maçın yorumunu kelimelere sıkıştırmanın zorluğunu biliyorum. Duyguların ve sloganların fışkırdığı bir statta zafere soyunmuş 11 Beşiktaşlı delikanlının hiçbirine toz kondurmayacağım.

Oyun başladıktan sonra bu maçı kazanmak için teknik-taktik gibi kavramların ötesinde başka değerlerin de gerektiğini herkes gibi kolaylıkla anladım.

Beşiktaş, İnönü’ye yüreğini koymalıydı. Hiç korkmadan dikildi Liverpool’un karşısına... Adına ve şöhretine aldırmadan boğuştu İngilizlerle.

Bir futbol savaşına çevirdi adeta oyunu. Koşarak, yardımlaşarak fiziğini ve nefesini zorlayarak hedeflediği zafere kilitlendi.

Oyuna geç ısındı Beşiktaş. İlk 6 dakikada rakibe sunduğu üç pozisyon rahatlığı, inanın sadece değişik duyguların getirdiği bir heyecan bulutuydu. Geldi, geçti...

Serdar Özkan’ın golünde, Bobo’nun iki Liverpool savunma adamını peşine takarak geliştirdiği atak, tepeden tırnağa bir hırsın çimlere yansımasıydı. O çimler nasıl da ezildi Bobo’nun ayakları altında...

* * *

Golden sonra Hakan Arıkan ardı ardına iki kurtarış yaptı. Belki pek önemsenmedi. Ama her biri Beşiktaş’ın moralini diri tutan ve oyundaki motivasyon kaybını önleyen kulak arkası edilmeyecek kurtarışlardı. Beşiktaş’ın yaşadığı her tehlike sonrası tribünlerin futbolculara gönderdiği moral çığlıkları, zafere kilitlenmiş 11 delikanlıyı nasıl da ateşledi... Her biri performansının üzerinde bir hırsla oynadı. Özellikle ikinci yarıda Liverpool’un amansız baskısında Gökhan Zan ile İbrahim Toraman’ın hava toplarındaki gayreti...

Cisse, Tello, İbrahim Üzülmez, Koray Avcı ve Ali Tandoğan’ın skoru korumak için verdiği savaş... Her biri adım adım zafere koşturdu Beşiktaş’ı.

* * *

Bobo’
nun yakaladığı bir pozisyon aklımdan hiç çıkmıyor. 63. dakika oynanıyordu. Topu aldı, sağa çekti, ceza sahasına girdi ve vurdu. Top, yandan dışarı çıktı. Bu pozisyon, oyundaki tüm dengeleri değiştirebilirdi. Belki de Liverpool’u oyundan düşürebilirdi. Bobo’yu kaçırdığı bu fırsat için suçlamıyorum. Sadece üzüntüsüne ortak oluyorum.

Ve birkaç dakika sonra yine Bobo’nun harcadığı bir pozisyon var ki... Bu da Liverpool’un sonu olurdu. Bobo iki adımdan dışarı attı.

Her biri bir rüya gibi gelip geçti. Ve kaçan fırsatların acısına yine Bobo son verdi. 82. dakikada attığı gol, zafere açılan bir bayrağı andırıyordu.

Yediği gole ise hiç aldırmadım. Kaybetse bile Beşiktaş’a övgü dolu bir yazı yazacaktım. Ve onu yine aynı sevgiyle kucaklayacaktım.

Bir şey söyleyeyim mi... Beşiktaş gruptan çıkamasa da, İnönü’de yazdığı bu destan var ya, her şeye bedel.

Öyle anlamlı günlerde yazdı ki bu destanı... Hepimiz Beşiktaşlıyız!
Yazarın Tüm Yazıları