Seçim sonuçlarını ’katılım’ etkileyecek

BU seçimin belirleyici partisi DP olacak. Eğer beklenti ve tahminlerin tersi çıkar, Demokrat Parti barajı aşarsa bu AKP iktidarının sonu olur.

Çünkü dört partinin Meclis’e girmesi, tek parti iktidarını olanaksız hale getirir.

Aylardan beri yapılan ve ısrarla DP’yi barajın çok altında gösteren tüm anketler de çöpe gider.

Eğer merkez sağ partiler anketlerde olduğu gibi bir varlık gösteremez, Meclis’e sadece üç parti girerse AKP’nin oy oranı yükselebilir.

Çünkü merkez sağdaki oyların önemli bölümü AKP’de toplanır.

CHP ile MHP’nin oy oranlarının yüzde 45’i bulması durumunda ise AKP yine tek başına iktidar olamaz.

Bir olasılık daha var. Eğer halkın rejimle ilgili endişeleri beklendiği gibi sandığa yansırsa CHP’nin oy oranı artabilir.

İşte böyle çok bilinmeyenli denklemlerle dolu bir seçime gidiyoruz.

Görüldüğü gibi tahmin yapmak çok kolay değil.

* * *

Bu seçimin ilginç yanlarından biri de anketlerdeki farklı sonuçlar.

Örneğin, bir ankette AKP yüzde 48, bir başka ankette yüzde 41, başkasında yüzde 30 çıkıyor.

CHP ise yüzde 19 ile yüzde 28 arasında...

Bilimsel yöntemlerle yapılan kamuoyu araştırmalarında böyle farklı sonuçlar çıkmaması gerekir.

Sandıklar açılınca bu araştırmaların bir kısmının ciddiyetten ve bilimsellikten uzak yapıldığı anlaşılacak.

Ama hiç kuşkunuz olmasın ki aynı şirketler bir sonraki seçimde yine anket yapacaklar ve bazı gazeteler de bunları yayınlayacak.

Batılı ülkelerde böyle güdümlü iş yapan araştırma firmalarının çalışma izinleri iptal edilir.

Ne olursa olsun sıcaklar nedeniyle zor ama yine de ilginç bir seçim kampanyası yaşıyoruz.

Özellikle de liderler arasındaki atışmalar, kapışmalar ortamı zaman zaman geriyor, zaman zaman da mizahi boyutlara taşıyor.

Geçen akşam gazeteci arkadaşlar bir TV programında Tayyip Bey’e, "Ananı da al git" olayını sordular.

Tayyip Bey kızdı:

"O kişi çiftçi miftçi değil, provokatör. Benim bu ifademi kim duymuş? Onu da bilemiyorum. O anda böyle söylenmiş mi, söylenmemiş mi? Öyle söylenmiş kabul edelim. Nedir bu, küfür mü?"

O sözün Başbakan tarafından söylendiği kesin; çünkü bütün kanallar o günün gecesinde bu sözleri kendi ağzından verdi.

Milyonlarca insan da izledi. Sözün küfür olup olmadığına gelince...

Bunu en iyi Kasımpaşa’da yetişmiş Tayyip Erdoğan bilir.

Başbakan’ın "çekilme" restini ise pek ciddiye almamak gerekir.

Çünkü Tayyip Bey verdiği sözlerin çoğunu sonradan unutuyor.

2002 seçim kampanyasında da dokunulmazlıkları kaldıracağını defalarca söylemiş, halka söz vermişti.

Ama iktidara gelince bu sözlerinin arkasında duramadı.

Ya yolsuzluklarla ilgili sözleri...

Siyasi rakiplerini Yüce Divan’a gönderdi ama kendisi dahil bakanları, milletvekilleri ve parti örgütü ile ilgili devasa soygun ve talan iddialarının bırakın üstüne gitmeyi, hepsini halının altına süpürdü.

AKP iktidardan giderse o halılar kalkacak ve altına süpürülen yolsuzluk ile talan iddiaları bir bir ortaya dökülecek.

İşte o zaman kıyamet kopacak.
Yazarın Tüm Yazıları