Dışarısı solu izliyor

"SOL birleşirse, nasıl bir sonuç alır?

Sol birleşirse, Meclis kompozisyonu değişir mi?

Barajı kaç parti geçer? Bu AKP’nin tek başına iktidarını etkiler mi?

AKP’den neden kuşku duyuluyor?

Mitingler seçim sonucunu etkiler mi?"

Bu soruları soranlar, Ankara’da Amerikan ve AB ülkeleri büyük elçiliklerinde görev yapanlar. Bizim seçim, artık onların da dikkatini çekiyor. ABD ve AB ülkeleri görevlileri, hemen her parti temsilcisiyle görüşme yapıyor. Bu görüşmeler her seçim döneminde var.

Ancak, bu kez dikkat çeken, sorular sol ve AKP üzerine. Sorular arasında biraz MHP geçiyor, biraz DYP-ANAVATAN birleşmesi. O kadar yoğun değil.

KOYUN PAZARLIĞI

Solda ittifak dikkat çekiyor, ama DSP hálá koyun pazarlığında. "Ben şu kadar aday veririm, sen ne kadar alırsın" gibi, bir pazarlık.

Dışardan bakınca, tuhaf. İçerden bakınca, Meclis’e girdikten sonra, grup kurma amacı. Gerçi, bu süreci DSP çok beceriksiz yönetiyor, ama grup kuracak kadar milletvekili istemekte haklı. Kötü yönettiği için, toplumun gözünden düşüyor.

Pazarlıkta rol oynayan etkenlerden biri, DSP’de seçim sonrası parti yönetiminin el değiştirme kaygısı. Çünkü, CHP’den aday olacak DSP’liler, DSP’den ayrılmak zorunda. Eğer, DSP yönetiminde iseler, parti yönetiminden istifaları gerek. İşi karıştıran bu. Çünkü, DSP içinde ciddi bir iktidar mücadelesi var.

Milletvekili olan DSP’liler geri döndüklerinde, şimdi oturdukları parti yöneticiliğini elden kaçırmış olabilirler. Ama onlar, gidip-dönerek, yine aynı parti görevlerini sürdürmek istiyor. El el üstünde, her yerde canım cennette, örneği. Bugünkü mücadele ışığında, DSP’ye döndüklerinde cenneti bulmaları biraz zor.

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in aday olmak istemeyişinin nedeni bu.

TÜRKEŞ ÖRNEĞİ

Bunun geçmişte bir örneği var.

MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş partisinden istifa ediyor ve Refah Partisi listesinden milletvekili oluyor. Meclis’e girdikten sonra, RP’den ayrılıp, yeniden MHP Genel Başkanlığı’na geliyor.

Ama, o Türkeş ve partisi MHP. Partiyi kuran ve ömrünün sonuna kadar, genel başkanlığı tartışmasız yürüten kişi.

Zeki Sezer ve DSP, Türkeş örneği ışığında, her yönüyle uzak bir karşılaştırma.

DSP önce kendi iç sorununu çözmek zorunda. Her geçen gün aleyhine işliyor. Tek başına girerse, kendini barajı aşacağına inandırması, DSP’nin bir başka çıkmazı.

Böyle bir ittifak gerçekleşmezse, üç-beş gün sonra, DSP’yi eskisi gibi, herkes unutup gidecek.

Ka-Der’in anketi

BU seçimin en çok konuşulan yönlerinden biri kadın adaylar. Kadının siyasetteki yeri. Bizde, geçmişten bugüne, utanılacak bir tablo var.

Türk siyasetinde kadının yeriyle ilgili olarak Ka-Der Ankara Şubesi ve BM Kalkınma Programı tarafından bir araştırma yapılıyor. Sonuç çok çarpıcı.

Katılanların yüzde 82’si Türkiye’de kadın siyasetçi sayısının artmasını istiyor.

Aynı araştırmada, partileri bire bir ilgilendiren daha çarpıcı bir sonuç var.

Listelerinde kadınlara daha çok yer verecek partilerin oy oranı, yüzde 25 artabileceği yönünde.

Karar partilerin.
Yazarın Tüm Yazıları