Merkel’in şifreleri ve son dakika girişimi

ANKARA’nın dün Brüksel’e götürdüğü öneriler tıkanıklığı aşmaya yetecek mi? Pazarlıkların bugün de devam edeceği anlaşılıyor ama önemli bir gelişme beklenmiyor.

Yine de dönem başkanı Finlandiya’nın girişiminin başarısızlığa uğramasından sonra böyle bir çıkış, Türkiye’nin hem Avrupa Birliği sürecinin devamı konusundaki isteğini, hem de Kıbrıs’ta gerçekten çözüm istediğini göstermesi açısından olumlu bir girişim.

Ancak böyle kritik bir kararın, gizli kapaklı oluşturulup ortaya atılması ciddiyetini gölgeliyor.

KKTC yönetimi bile son ana kadar önerinin ayrıntısından habersizdi.

Bu taktik, Komisyonun sekiz maddenin dondurulmasıyla ilgili tavsiyesini yumuşatmaya yetse de yetmese de resmin bütününü gözden kaçırmamak gerekiyor.

* * *

"TEKNİK hazırlıkları tamamlanmış olan fasıllarda müzakerelerin açılması engellenmeyecektir."

Eğer Avrupa Birliği Liderler Zirvesi’nin sonunda yayınlanacak belgedeki Türkiye paragrafına buna benzer bir cümle girmezse, çok sancılı başlamış olan müzakere sürecinin devam etmesi zaten olanaksız. Ültimatoma filan ihtiyaç yok.

İlk faslın açılıp geçici olarak kapandığı 12 Haziran’dan bu yana donmuş durumda olan sürecin, hareketlenmesi için ancak böyle bir irade gerekiyor.

Çünkü fasılların açılmasıyla ilgili tartışmalar, en alt komiteyi bile aşamıyor henüz. Rumların ve süreci yavaşlatmak isteyen her üye ülkenin elinde bu olanak var.

* * *

EVET Merkel
ve Chirac, İngiltere’nin çabaları sonucunda, keskin bir tavır göstermekten geri durdular. Ama bu takvim konusunun tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyor.

Merkel Türkiye’de seçimlerden sonra, yani 2007 son baharı ile 2009 ilk baharındaki Avrupa Parlamento’su seçimleri arasındaki uygun bir sürede komisyonun bir rapor hazırlamasını istiyor.

Bu oldukça muğlak bir açıklama.

Zaten her yıl ilerleme raporu hazırlanmıyor mu? Neden yeni bir şeymiş gibi rapordan söz ediliyor?

Çünkü bu ima edilen, yeni bir şey.

Merkel, "Evet bir ültimatom söz konusu değildir...Ama biz, komisyonun neler başarıldığını ve nasıl devam edebileceğimizi bize söylemesini istiyoruz..." diyor.

Nasıl devam edebileceğimiz ne demek? Tam üyelik hedefi ile müzakerelere başlamasına karar verilmiş bir ülke ile "nasıl devam edileceği" belli.

Merkel’in söylediği de bu değil zaten. Başka bir şey.

Almanya Başbakanı ve Fransa Devlet Başkanı, Komisyon’u Türkiye ile müzakere kararını yeniden gözden geçirmeye çağırıyorlar.

2009’daki parlamento seçimleri sonrasında Avrupa’yı, Türkiye’nin üyeliğini yeniden düşünmeye hazırlıyorlar.

Avrupa anayasasının ele alınacağı bu iki yıla, Türkiye gölgesi düşürülmesin istiyorlar.

Bu arada 2007 seçim yılında Türkiye’yi rahatlatmak, seçimlerden sonra Kıbrıs konusunda daha rahat adım atmasını sağlamak da Brüksel kulislerinde taraftar bulan iyimser yorum.

* * *

ARALIK
zirvesinden çıkacak karar, daha az sayıda faslın müzakerelerinin dondurulmasına karar verilse de, teknik hazırlıkları tamamlanan fasıllarda müzakerelerin başlayacağı güvencesini vermiyorsa, doğrusu beni artık pek heyecanlandırmıyor.

Avrupa sürecinin darboğaza girdiği bu dönemde, siyasilerin nasıl bir Türkiye vaadiyle yola çıkacakları ilgilendiriyor beni.
Yazarın Tüm Yazıları