Bir ideale adanan ömür

MUSTAFA Kemal Atatürk kurduğu Kamu İktisadi Teşekkülleri'nin (KİT) iyi yönetilmesi için sınavla seçilen gençleri Avrupa'ya eğitime gönderdi.

Bu gençler arasında Şahap Kocatopçu da vardı.

Geçtiğimiz cuma günü Marmara Vakfı'nın düzenlediği onur töreninde kendisinin 90'ıncı yaşı kutlandı.

Kocatopçu, yaptığı teşekkür konuşmasında ülkesinin kendisini o dönemin bütün olanaksızlıklara karşın Belçika ve Amerika'da çok iyi şartlarla okuttuğunu, bu nedenle ülkesine daima borçlu olduğunu söyledi.

Bu borcu ödemek için bir ömür çalışmanın yetmediğini, onun için emekli olduktan sonra da vakıflarda, sivil toplum örgütlerinde görev aldığını belirtti.

Marmara Vakfı Başkanı Akkan Suver de konuşmasında Kocatopçu ile ilgili şu ilginç anıyı anlattı:

"Şahap Bey gençliğinde bir kız arkadaşıyla Boğaz'da gezerken boş araziye ağaç diken ihtiyar bir adam görürler.

Kız arkadaşı Kocatopçu'ya ’Şu yaşlı adama bak, ağaç dikiyor, ama onların büyüdüğünü göremeyecek ki' diyor. Yaşlı adam, gençlerin aralarındaki bu konuşmayı sanki duymuş gibi onları yanına çağırıyor ve ’Ben dedemin diktiği ağaçlardan meyveler yedim. Ben de bu ağaçları torunlarım için dikiyorum' diyor."

Yaşlı adamın bu sözleri Şahap Bey için bir yaşam felsefesi oluyor.

Akkan Suver konuşması şöyle bitirdi:

"Şahap Abi, biz bugün sizin 90'ıncı yaşınızı kutluyoruz. Siz de bizim 90'ıncı yaşımızı kutlayacaksınız."

* * *


Törene katılan 9. Cumhurbaşkanı Demirel de yaptığı kısa konuşmada Kocatopçu onuruna böyle bir toplantı düzenlemenin büyük kadirşinaslık olduğunu söyledi, "Kocatopçu uzun ömrünü bu ülkenin ve insanlarının hizmetine vermiştir" dedi.

Sonra da şu kısa öyküyü anlattı:

"Bir gün genç bir fotoğrafçı Churchill'in fotoğrafını çekiyor ve 'Sizin 100 yaşındaki resminizi de çekmek isterim' diyor. Churchill genç fotoğrafçıya bakıyor ’Çok sağlıklısın oğlum' yanıtını veriyor."

Demirel
sözlerini şöyle noktaladı:

"Akkan Bey görüyorum ki, Şahap Kocatopçu sizin 90'ıncı yaşınızı kutlamak için hazır, haberiniz olsun."

Kocatopçu'
nun yaşamöyküsüne baktığınızda karşınıza Türkiye'nin sanayileşmesi uğruna bir ömür savaş vermiş bir idealist çıkar.

Şahap Bey ve arkadaşları Atatürk'ün "Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine yükselmesi" için görevlendirdiği generalleridir.

NOT YORUM

HAMAS

BEN HAMAS ziyaretinin altında Amerikan Dışişleri'nin parmağı olduğuna inanıyorum.

Ziyaret, HAMAS'ın Rusya-İran eksenine kaymasını önlemek amacıyla tezgahlandı.

Halid Meşal'ın Ankara'dan sonra Tahran'a uçması da bu nedenle engellendi.

Zaten AKP hükümetinin Amerika'ya rağmen böyle bir diplomasi atağına kalkışacağını düşünmek mantıkları zorlar.

Amerika böyle bir girişimi 1 Mart Tezkeresi'nden sonra "İkinci bir ihanet" olarak kabul ederdi.

Bu da iki ülke arasındaki ilişkilerin iyice çıkmaza girmesine neden olurdu.

Erdoğan durduk yerde böyle bir siyasi riski göze alamazdı.

İsrail'in tepkisine gelince... Bazen yapay tepkiler göstermek de diplomasinin gereğidir.
Yazarın Tüm Yazıları