Bir ABD üssü: Avustralya

ÜLKESİNE giriş yapan uçakları, daha hava sahasına girerken, ilaçlıyor. Her türlü mikroba karşı, kendini korumak üzere, Avustralya ilaçlamayı kural haline getiriyor. Dolayısıyla, Başbakan Erdoğan’ın uçağı da, yüzde 99.9 bu kurala giriyor.

Başbakan Erdoğan bugün sekiz gün sürecek Yeni Zelanda, Avustralya gezisine çıkıyor. Bu iki ülkeyle birlikte, Başbakan olduğu ikibuçuk yıldan bu yana, gittiği ülke sayısı, sanıyorum yüzü aşmış oluyor. Böylece, dış gezi açısından, diğer Başbakanlara göre, Erdoğan bir rekor kırıyor.

Şimdi Yeni Zelanda ve Avustralya.

BERGAMA VE BOR

Çok uzak bir ülke ama, bizim içimizde bir ülke.

Örneğin, Bergama’da yıllardır altın peşinde koşan firma, bir Avustralya şirketi. Bergama halkı bu olayla yıllarca ayağa kalkıyor. İşletmenin yasalara aykırı yönü, mahkemelerce karara bağlanıyor. Buna rağmen, firma altın çıkarmaya devam ediyor.

Bunun üzerine, Bergama halkı dönemin hükümeti aleyhine dava açıyor. Ve hükümet Bergama halkına tazminat ödemek zorunda kalıyor. Halkın tepkisi ve tazminat derken, madeni yerli bir şirkete devrediyor.

Avustralyalıları şimdi de bizdeki bor madeni peşinde.

Bir başka Avustralya firması Trakya’da şarap üretiyor. Orada bir sorun yok.

UZAK ÜÇGEN

Avustralya, ta o uzaklarda ABD’nin en yakın müttefiki. O kadar ki, Amerika’nın o çok uzak doğuda ayrı bir üsse ihtiyacı yok. Avustralya’nın kendisi ABD üssü gibi.

Bunun çeşitli sonuçları var. Örneğin, Irak’ta Avustralya askerleri var.

Ama, asıl dayanışma istihbarat ve teröre karşı ortak mücadele alanında. Erdoğan’ın gezisinde, gündeme gelmesi beklenen ilk konulardan biri istihbarat alış verişi.

Avustralya’da yaklaşık 150 bin Türk’ün yaşadığı düşünülürse, iki ülke arasındaki ilişkilerin, o uzaklığa rağmen, pek o kadar uzak olmadığı kendiliğinden anlaşılıyor.

Avustralya’nın, tıpkı İsrail gibi, Amerika ile yakınlığı al takke-ver külah olduğuna göre, Erdoğan’ın buraya neden önem verdiğini, uzun uzun düşünmek gereksiz. Kaldı ki, arkasında Amerika olan Avustralya, bu niteliği ile bölgede çok etkin.

Dolayısıyla, uzak üçgen vaziyeti. Türkiye-İsrail-Avustralya.

İKÖ’DEN VAZGEÇTİ

Erdoğan
bu geziye öyle önem veriyor ki, İslam Konferansı Örgütü’nün olağanüstü toplantısına bile katılmıyor.

Cumhurbaşkanı Sezer’in katılmadığı bu toplantıya, hiç olmazsa, Erdoğan katılsın, düşüncesi bir ara ağırlık kazanıyor. Ancak, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün katılacak olması, sorunu çözüyor.

Gezi, İKÖ toplantısıyla çakışıyor. Gül İKÖ’ye, Erdoğan Avustralya’ya.

KROKODİL AVCILARI

Avustralya hala İngiltere’ye bağlı. Kendi içinde, her ne kadar parlamenter demokratik sistem varsa da, yine de İngiliz şapkalı bir Genel Vali’si var. Vali önerisi Avustralya’dan, atama İngiltere Kraliçesi’nden.

Eyaletlerle yönetilen bu ülke tam bir refah toplumu. Kişi başına düşen yıllık gelir 30 bin dolar. Krokodil avcılarının cenneti.

Yeni Zelanda’da ise, kişi başına düşen yıllık gelir 20 bin dolar.

Taa, dünyanın bir ucundaki Avustralya da, şimdi nereden çıkıyor, demeyin. Yukarda özetlediğim faktörlere ek olarak, Türkiye’nin B.M. Güvenlik Konseyi arzusu var. Oradaki geçici üye ülkelerden biri olmak istiyor. Erdoğan her gittiği ülkede, bu desteği arıyor. Bölgesinde etkin bir ülke olan Avustralya bu arzu için uygun yerlerden biri.

22 saat gidiş, 22 saat dönüş. Eh, sekiz gün ancak!..
Yazarın Tüm Yazıları