Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Sadullah Ergin artık konuşmalı

DEMOKRATİK bir ülkede olsa hükümetler devirecek gelişmeler, skandallar, Türkiye’de hemen hemen her gün yaşanıyor ve tüm bunların merkezinde de hükümetin, ‘Paralel yapı ele geçirdi’ dediği yargı yer alıyor.

Haberin Devamı

İşin en komik tarafı ise bu ‘paralel yapıyı’ itiraf edenin de ona savaş açanın da 11 yıldır o yapıyla mutlu mutlu yürümüş, AKP iktidarının bizzat kendisi.
Sonuçta AKP, Cemaat’le çok sert geçen bir savaşa girdi; ama dikkatinizi çekerim, çoook önemli bir isim bu savaşta tek kelime dahi etmiyor.
O isim, 2010 referandumunun, HSYK seçimlerinin mimarı, ‘paralel yapı’nın yargıyı ‘ele geçirdiği’ süreci yönetmiş, şu anda Hatay Belediye Başkanı olmaya çalışan eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’dir.

HALK DOĞRUYU ÖĞRENMELİ

Ergin, tüm kritik gelişmelerin yaşandığı son 4.5 yılı o makamda geçirdi; yargıyı ne kadar tarafsız ve bağımsız yaptıklarını övünerek anlatıp durdu.
Şimdi ise, “Yerine gelen arkadaşı, Ergin’in ilmik ilmik ördüğü bakanlık teşkilatını ve HSYK’yı yerle bir ediyor” dense yeri.
Bütün yaşananlar karşısında, ülkenin en saygın tutulması gereken o makamında 4.5 yıl geçirmiş bir siyasi, “Bana bir misyon/görev verildi, onu yerine getirdim”, “Benim dönemimde kimsenin çıtı çıkmıyordu” gibi gerekçelerle kenara çekilip sessizliğe gömüldüğünde vicdanı rahatlar mı?
Çünkü, Başbakan Erdoğan dahil tüm iktidar sözcüleri, geçmiş ifadelerinin tam aksine, son 4.5 yılda yargının ne kadar yanlış kararlar verdiğini, cezaevlerinin masum insanlarla dolu olduğunu söyleyip duruyorlar.
Son itiraf da 7 bin kişinin haksız ve hukuksuz dinlendiği oldu.
Ülkede, yargı eliyle bu kadar mağduriyet yaratılmış ise o yargının oluşumunda en önemli katkıyı yapmış Ergin, sessiz kalamaz.
Ergin, böyle bir ‘paralel yapı’ var mı, yok mu; varsa, bunu nasıl görmediğini açıklamak zorunda; yoksa, en fazla halka doğruları açıklamamış bir belediye başkanı olur, yeni mağduriyetler çıktıkça da iç huzursuzluğu tepe yapar.
Hatay halkının da bir sorgulama yapacağı kesin, ama yarın seçimi kazanamazsa tanıdığım Ergin, daha derin bir iç hesaplaşmayla yüzleşir.

Haberin Devamı

BİLMEYİ İSTEMEMEK

İç hesaplaşma deyince aklıma hep, filmini herkese önerdiğim Nürnberg mahkemelerindeki Nazi Adalet Bakanı Ernst Janning’in öyküsü geliyor.
Nazi zulmünün mağdurlarını dinleyip susmayı yeğleyen Janning, sona gelindiğinde avukatının, “Bunlardan haberi yoktu” savunması üzerine önündeki sıraya yumruğunu vurup, “Yeter” diyerek söz aldı.
Yarın aynı vicdani hesaplaşmayı yaşamak istemeyen herkese ders olması gereken o sözleri özetlemekle yetiniyorum:
“Neredeydik? Hitler, Reichstag’ta öfkesini kusmaya başladığında neredeydik? Gecenin bir yarısında, komşularımız sürüklenerek götürülürken neredeydik? Çocuklar vagonlara bindirilip yok edilmeye götürülürken neredeydik? Geceleri çocuklar bize bağırırken neredeydik?
Sağır, dilsiz, kör müydük?
Sayın Hâkim, itiraz ediyorum... Avukatım milyonlarca insanın yok edildiğinin farkında olmadığımızı söyledi. Bir bakıma haklı olabilir. Biz sadece yüzlerce kişinin katledildiğini biliyorduk. Bu suçumuzu azaltır mı? Belki detayları bilmiyorduk. Ama eğer bilmiyorsak, bu bilmeyi istemediğimiz içindi.”

Yazarın Tüm Yazıları